İnsanı insan yapan utanma duygusudur. Bir insanda utanma duygusu ölmüş ise onun kalbi de ölmüştür. Allah korkusu olmayan bir insanda utanma duygusu zayıftır. Peygamberimiz (sav) ''Haya (utanma) imandandır.'' Buyurmuştur. Utanma duygusu iyi ahlaka sahip insanlarda bulunan bir özelliktir. Her insanda bir aort damarı ve ar damarı vardır. Aort damarının içinde ''kan'', ar damarında ise ''insanlık'' vardır. Aort damarı çatlayınca insan ölür, ar damarı çatlayınca insanlığı ölür. 
- Kalabalık ve kapalı ortamlarda, özellikle sigara içmeyenlerin yanında sigara içmek,
- Toplum içinde cep telefonu ile yüksek sesle konuşmak,
- Başkalarının yanında gaz çıkarmak ve yerlere tükürmek,
- Kalabalık içinde birisine alçaltıcı ifadelerde bulunmak, hatasını yüzüne vurmak, 
Özellikle gençlerimizin, hatta 13-15 yaş gurubu çocuklarımızın parklarımızda herkesin gözü önünde hiç rahatsızlık duymadan sarmaş dolaş oturmaları, öpüşmeleri, hatta daha da ileri gittikleri haller; hem diğer çocuklara kötü örnek olmakta, hem de insanları rahatsız etmekte ve üzmektedir.  İlerici olmak, özgür olmak, modern insan olmak bu mudur? Bu gençlik nereye gidiyor demekten kendimizi alamıyoruz. Herkes bu durumu ayıplasa da bir şey yapamamaktadır. Bu durumun ailelere ve öğretmenlere büyük sorumluluk yüklediğini de belirtmekte fayda var.          
İnsanlara sıkıntı verecek davranışlardan uzak durmalı ve kimseyi lüzumundan fazla rahatsız etmemeliyiz. Başkalarını istemeyerek bir şeyi yapmak durumunda bırakmamalıyız. Gönülsüz yapılan iş fayda getirmez. Kimseye yük olmadan, ayak bağı olmadan yaşamayı kendimize prensip edinmeliyiz. 
Sürekli birisinden bir şey yapmasını talep etmek, artık ona yük olmaktan başka bir şey değildir ve yüzsüzlük yapmaktır. Bu tür hareketler toplum içinde saygınlığı azaltır ve insanı değersizleştirir. Arkamızdan ''Ne yüzsüz adam'' veya '' yüzüne tükürsen yağmur yağıyor zanneder.'' sözünü söyletmemeliyiz. Karacaoğlan'ın dediği gibi;
'' Yalnız git yoldaş olma yüzsüzse 
Selam verme adap bilmeyen yolsuza.'' 
Yüzsüzlük bazen hastalık haline gelir insanda. Ne yazık ki yüz bulunca astar isteyen bu yüzsüzler, topluma bir cesaret örneği gibi sunulur ve çok girişken, özgüveni tavan yapmış bir insan gibi karşılanır. Toplumda bu tiplere prim verilerek saygılı ve anlayışlı insanlara haksızlık yapılır ve bu tiplerin artmasına sebebiyet verilir. Bu tipler, çıkarları uğuruna kırk takla atarlar. Mehmet Akif Ersoy, ar damarı çatlamış, ar perdesi inmiş insanlar için bakın ne diyor;
''Haya sıyrılmış inmiş, öyle yüzsüzlük ki her yerde
Ne çirkin yüzleri örtermiş meğer incecik bir perde.''
Bugün ak dediğine yarın kara diyen, yüzüne tükürsen yağmur yağıyor zanneden, özellikle bürokraside ve siyasette sıkça rastladığımız bu omurgasız kişilere toplumda prim vermemek iyi insanların görevi olmalıdır.