Ne zaman güzel bir hava esse anlarım ki ya aylardan ramazan ya da ramazana varmamıza son bir durak kalmıştır.
Anneme hep ben zaman niyetimi getirip oruç tutacağım derdim. Annem de büyüyünce tutarsın derdi. Bense kızardım yaşım sekiz bilemedin dokuz olsun. Sahura kalkamadık mı oruç tutulamaz öyle inanırdım. Daha sonraki zamanlarda babam bir tahta ve bir avuç kadar da çivi getirdi. Ve senin orucun sabahtan öğleye kadar dedi. Bende öğle ezanı okuduğu gibi tahtaya bir çivi çakıp iftarımı açardım! Bu böyle bir iki sene gitti. Sonra ebeveynlerime ben artık büyüdüm sizler gibi oruç tutmak istiyorum dedim. İlk birkaç gün zorladım. Öğleye kadar uyuyup oruç tuttum. Bir kaç kez de bozmak istedim orucumu. Öyle iş mi olur? Hamama giren terler dedim kendi kendime. Daha sonra alıştım. Ve sabahtan akşama kadar aç kalmayı oruç saydım. Şimdi düşünüyorum da ne çocukken tuttuğum oruç oruçtu. Ne de şimdi tuttuklarım hak oruç. Asıl oruç oruçtan sonra başlar derdi büyüklerimiz anlamazdım. Sonra bende idrak eden yaşa geldim. Büyüklerin dediğinin doğruluğuna inandım. Hayat böyle bir şey işte…
Ömür yılda yalnızca bir ay her türlü nefsani şeylerden uzak kalmak demek değil. Öyleyse ömrün her yılını o bir ay gibi mukaddes kılmalıyız. Sezai Karakoç'un dediği gibi'' Yalnız, insan orucu özlemez, oruç da insanı özler. Ramazan ayı gelince sıla-ı rahim edenler gibi, meleklerin bile önünde eğildiği insana koşar. Oruç, insana acıkır ve koşar gelir. Oruç geldi. Ondan bize ölümsüz bir şeyler katılacak demektir. Giderken, bizden de ona ölümsüz bir şeyler katılmalı'' İşte tıpkı üstadın dediği gibi yalnızca biz ramazandan değil ramazanında bizden bir şeyler alması gerekir.
Bir kısas ile asıl meseleye gelmek niyetindeyim.
Bir gün birkaç kişi hocanın huzuruna gelir. Hocaya ''O kadar ramazan görüp geçirdik. Acep ramazan da bizlerin ondan memnun olduğu gibi bizden memnun mu?'' Soru manidar. Hoca biraz düşündükten sonra '' Eğer memnun olmasaydı her yıl on gün erken gelmezdi.'' demiş. Gelenler aldığı cevaptan memnun bir şekilde huzurdan ayrılmış. İşte bizde o niyetle ondan memnun kaldığımız gibi onunda bizden memnun bir şekilde ayrılmasını sağlamalıyız.
Çocukken tahtaya çaktığım çiviler gibi, günahlardan arınma ayı olsa da ramazan. İzi kalacak biliyorum. Yine de hiçbir günah Allah'ın rahmetinden büyük değildir. Tövbe kalbi güzelleştirir. Pişman olup salih ameller işlememiz ümidiyle…