Güzel şeylerden başlamak lazım. Onları biriktirmek…
Kıymetini bilmek bir yandan, korumak…


Son zamanlarda ilimiz, imar konusunda büyük değişimlere sahne olmakta. Nüfus artışı ve göç kabul eden bir şehir konumuna geldikten sonra, nasıl büyüyeceğini kestiremeyen bir şehir de diyebiliriz. Herkes kendince iyi bir şeyler yapmanın peşinde. Niyet iyi! Ona diyecek bir şey yok. Lâkin yapılan işlerin şehir kültürü, tarihi ve hafızası önünde sorumlulukları var…
Çocukken annemiz yaptığımız yaramazlığa ceza verecekken niyetimizi sorgulardı. İyi bir açıklama bizi cezadan kurtarabilirdi… 
    Geçtiğimiz yaz Mudanya'da meydana gelen sel sonrası, yerel TV kanalları, dükkânlarını su basmış esnaf ile çekim yapıyordu. Uzatılan mikrofona konuşan esnaf, yıllardır söylemek istedikleri için güzel bir ortam bulmanın heyecanı ile konuşmaya başladı: Ben 10 yıl Barselona'da çalıştım. Orada böyle bir baskın yaşama ihtimaliniz yok! Adamların şehir planlamacıları iki yüz yıl önce bir araya gelmişler. Planlamacı dediysem, bunlar sıradan insanlar değil! O zamanın yetiştirdiği en iyi mimar, müzisyen, ressam, şair ve edebiyatçıları… Barselona'ya gönül vermiş vatanseverler… En güzeli yapmak için bir araya gelmişler. 5 kuruş almadan yapmışlar bu işi… Tamamen fahri! Ölçüp biçmişler. Birinin göremediğini diğeri, diğerinin bilemediğini öbürü söylemiş. Hepsi birbirine saygılı, dinlemiş, karar vermiş ve uygulamışlar. O günden sonra 200 yıldır çivi çakılmamış Barselona'ya… Dokundurmamışlar. Bir tablo gibi oturup seyretmişler. O kadar!
Televizyonun başında, yıllardır özlemini duyduğum sözler, bir esnafın ağzından dökülüvermişti. Odada, televizyonun başında, alkışlamak geldi içimden adamı sadece, o kadar! 
Zararın neresinden dönersek kârdır! 200 yıl önce Çorum'daki büyüklerin bir araya gelip şehir imarına dönük buna benzer bir harekete girişmelerini bekleyemezsiniz tabi! O zamanlar Çorum'da mimar, müzisyen, ressam, şair ve edebiyatçı bulmanız da çok mümkün olmazdı herhalde… 
RENGİMİZ SARI
İlimize mâl olmuş, yine ilimizle özdeşleşmiş yapılara baktığımızda aslında, olması gereken profil kendiliğinden ortaya çıkıyor. Ulu cami, Eski İstiklâl İlkokulu, Veli Paşa Hanı, Saat Kulesi, Kubbeli Cami, Veli Paşa Cami, Çorum Kalesi, Bilâller Konağı, Han Cami… Bu yapıların hemen hepsinde hakim olan renkten başlanılabilir… Sarı… Bu bağlamda tüm ülkenin diline pelesenk olmuş meşhur leblebimizin rengini de unutmamak lazım. O da aynı renk! Gelen turistler, Orta Anadolu'da bir şehre gittik diye başlarlar anlatmaya… Birçok şey vardı ama en çok aklımda kalan, şehir sarıydı derler… 
Şehrin belli bölgelerinde yaşamını sürdüren, geçmişi olanca sıcaklığı ile bize yaşatan yapıların korunabilmesi, restore edilebilmesi için de imkânlar aransa. Bu konuda da yapılan güzel işler yok değil. (Kâtipler Konağı, Bilâller Konağı vb.)
Çorum Belediyesi'nin son zamanlarda yaptığı işler bana bu ilhamı verdi. Çok güzel, değerli işler bunlar… İlimize gelen misafirlere gururla göstereceğimiz, yüzümüzün ağardığı işler: Aslına dönüşüm işleri… Kent Meydanı, Millet Bahçesi, Çorum Obası, Dikiciler Arastası ve yapımına başlanacak olan Çorum Kalesi. 
Bir de Kentsel dönüşüm var! Hedefinde olan 50 - 60 yıllık yapıların yıkılmasına odaklı, vatandaşa yeni bir çatı vaadinden başka bir sözü olamayan. Metresini, yüzdesini, hesabını, kitabını tutturan herkes elinde bir dosya, kentsel dönüşüm girdabına koşuyor. Devlet politikası… Bunun üzerine söyleyebileceğimiz bir şey yok. Sadece aslına dönüşüm maharetini gösterebilen aklın burada da devreye girmesini bekliyoruz. Şehrin dokusunu, hafızasını, geleneksel mirasını dikkate alacak ve bir sanatçı bakışıyla yoğuracak üst akıl sorumluluğunu alabilmek…  Alabilecekleri bulmak. O kadar!
İnsanlar restore edilen yapılardan paylaşımlar yapıyorlar. Sosyal medya bu konuda görevini yapıyor. Resimler, paylaşımlar çok güzel. Abimizin arkasını verdiği manzara göz kamaştıracak cinsten. Neresi burası? Çorum mu? Hadi canım!
Hedef, niyet güzel olursa, her şey güzel olur. Sonuç istendiği gibi olmasa da insanlar niyetinize saygı duyar. Hem şu an Çorum, 200 sene öncesi gibi değil! Mimar, müzisyen, ressam, şair, yazar…  Hepsi var.

Çorum'a, aslını korumak yakışır. Bizi bu parlatır. Mesele Çorum ise gerisi teferruattır!