1960 yıllardan itibaren köylerden şehirlere doğru hızlı bir şekilde göçler başladı. Bu göçlerin bir ayağı da 70'li yıllardan itibaren başta Almanya olmak üzere yurtdışına uzandı. O zamanın nesli sene de bir ayda olsa doğduğu, büyüdüğü, suyunu, havasını teneffüs ettiği köyüne gelebilmek için on bir ayı iple çekerdi. Özellikle bayramlarda köyün havası değişir, kalabalık gruplar halinde oturulur, köyle şehir veya Almanya arasında sohbet mekiği dokunurdu. Dıştan gelenler vefa borcu olarak köyün ortak giderlerine özel katkı yaparlardı. Ne yazık ki bu neslin torunları köyde doğup büyümediğinden, hayat çantasında köye ait anı olmadığından âdete köylere pamuk ipliği ile bağlandılar. Yıllarca yolları düşmese eksiklik hissetmediler ve etmiyorlar.
Almanya'dan bir delikanlı bana yazdığı mesajında ''Amca, ben köyü bebekken bir iki defa görmüştüm. Ama ondan sonra 18 yıldır köye hiç gitmedim...'' Diyor. Bende cevaben ''Bu senin değil babanın, dedenin ve hatta hepimizin zafiyeti, eksikliği'' diye cevap yazdım.
Öz eleştiri yapmak gerekirse artık ilçeden, ilden bile köylerimize çocuklarımızı götürürken zorlanıyoruz. Veya zoraki gitseler de bir gün geçmeden oflamaya, puflamaya başlıyorlar. Çünkü yavrularımızın beyin dağarcığında köy değil, şehirdeki internet veya başka meşguliyetler var.
Bende bu bağlamda köyüme vefa borcunu ödeyebilmek, internette (whatsApp - facebook) sosyal paylaşım sitelerini olumlu manada kullanabilmek ve mazinin özlemi içerisinde duyarlı olan insanlara örnek olabilmek istedim. En önemlisi köyden hakkın rahmetine kavuşmuş merhum ve merhumeleri unutturmamak zaman zaman gıyaben de olsa bir Fatiha okunmasına vesile olabilmek adına ''Seki Köyü Önden Gidenlerine Bir Fatiha Grubu'' oluşturdum. İnternette köylere ait tanıtım siteleri ve grupları var ama bu tür olana hiç rastlamadım. Faklı cepheden bakmak adına içeriğini paylaşayım.
Bu grupta öncelikle;
1. Geçmişle gelecek arasında köprü oluşturmak ve ınternet kullanan torunlar vasıtasıyla dedeleri maziye götürebilmek… Bu nedenle mesajımızda 'Grupta paylaşılan resimleri, bilgileri evinizdeki yaşlılara mutlaka gösterin ki mutlu olsunlar' diye tembih ediyoruz.
2. Hakkın rahmetine kavuşmuş ailesi dışında isimleri, resimleri unutulmuş insanların resimlerini temin edip; oluşturulan bu kapalı grupta paylaşmak. Böylece 50-60 sene önce vefat etmiş bir insanın resmini yayınlayıp, onu emsallerinin, çocukluk arkadaşlarının ve tanıyanların görmesine, hatırlamasına ve geçmişe dair anıların anlatılmasına vesile olabilmek. Rahmetli anneciğime arada gösterirdim de çok beğenirdi. Az daha az daha derdi. Göster göster usanırdım ama nasıl mutlu olurdu.
3. Mezarlıktaki köylülerimizin mezar resimlerini tek tek çekerek video haline getirdik. Köyden çok uzaklarda olup veya hayatın meşguliyeti içinde vakit bulup ölmüşlerinizi ziyaretine gidemeseniz de, bakın önden gidenler sizin ayağınıza geldi. O halde bir Fatiha gönderelim, hayırla yâd edelim diye mesaj vermeye çalışıyoruz.
4. Hatırladığımız kadarıyla köyden rahmetli olan insanların listesini ve ölüm tarihleri çizelgesini hazırlayarak bir arşiv oluşmasına vesile olmak, varsa ölümleriyle ilgili ilginç ve ders alınması gereken hususları makale olarak paylaşmak. Ders alınmasını sağlamak.
5. Köyden çıkan memurların, üniversite de okuyan öğrencilerin çizelgesini hazırlayarak, geriden gelen gençlerin örnek almasına ve kendilerine güven gelmesine vesile olabilmek.
6. Çorum'da ve diğer şehirlerde yaşayan köylülerin çizelgesini hazırlayarak iletişimi sağlamak.
7. Köye ait unutulmuş örf ve adetleri sıkıcı olmadan birkaç cümle ile açıklayarak yaşlıların anı hatırlamalarına, gençlerin ise özünü unutmayarak, bilgilenmelerine vesile olabilmek.
8. Şiir diliyle köyün dününü - bugününü ve yarınını anlatmaya çalışmak.
Geçenlerde köyden 90 yaşında bir amca arıyor. Torunu köye gelmiş, internetten bizim paylaştığımız resimleri göstermiş. Şiirleri, örf ve adetleri kendilerine okumuş. ''Dayısının Allah ne muradın varsa versin. Köye gelince gözlerinden öpeceğim… Bizim torun gelmişti. Ölmüşlerin resimlerini gösterdi, köyümüzle ilgili yazdığın şiirleri, örf ve adetleri okudu. Hepsi aynen doğru. Ben ağladım, halan ağladı... Nerden buldun o resimleri öyle…'' diye gözyaşları içinde konuşuyor.
Bir başka teyze Çanakkale'den oğluna arattırmış ve ''Yavrum Allah razı olsun. Köyümüzdeki tüm ölmüşlerin resimlerini oğlum gösterdi. Çoğunun hayalini bile unutmuştum. Gurbet ellerden alıp beni köyüme, çocukluğuma götürdün. Usandıkça bebeklerime onu açtırıp bakıyorum…'' Diyor.
ÖNERİM: Köylerimiz durmadan boşalıyor. Her biri ilçe - il veya ayrı bir memlekete yerleşip, şehirlerin bencillik havuzunda ayakta durmaya çalışıyor. Ev, araba ve çocukların geleceği için yarışıyor. Bu yoğunlukta genç nesil yakın akraba harici köylüsünü bile maalesef tanımıyor. Daha doğrusu ihtiyaçta duymuyor. Köylerimizle iletişimi koparmamak, örf ve adetlerimizin sönüp gitmesine müsaade etmemek ve internet çağında ve bağımlılığında gelecekte ata yurdu köyünün yerinin nerede olduğunu sormadan bulamayacak bir nesli önlemek adına eli kalem tutan, internetle uğraşan insanların köyünden uzaklarda, sanal âlemde de olsa köyü adına bir şeyler üretmeye çalışması güzel bir davranıştır diye düşünüyorum. Şu küçücük emek bile, onlarca köylümüzü daha doğrusu uzaklarda oğlunun kızının yanında kalan yaşlılarımızı mutlaka köyüne götürür. Evde aldığı radyasyondan daha çok köyünün mis kokusunu sanal ortamda da olsa alacaktır. İnanmazsanız deneyiniz…