Kaygı hayatın her alanında var olan sürekli mücadele etmenizi gerektiren bir etken olarak karşınıza çıkıyor olabilir. Gelecekte olabilecek en kötü şeyi önceden tahmin etmeye çalışmak, yapılacak işlerin duraksaması, insan benliğinin felç olması kaygının yol açtığı durumlardır. Bu durumlar karşısında insan acil olarak rahatlamaya ihtiyaç duymaktadır. Yatışmak ve rahatlamak için çeşitli yollar bulabiliriz ancak burada önemli olan işlevsel bir yol bulmaktır. 
Kaygı, stres ve depresyonun ortak noktalarından biri zihnin olumsuz olayları tekrar tekrar ce devamlı olarak akla geri getirmesidir. Psikoloji bilimi bu durumu ruminasyon diğer bir deyişle zihinsel geviş getirme olarak adlandırmaktadır. Bu eğilimde bireyler sürekli olarak geçmişte yaşarlar ve geçmişte olan olayları beyinlerinde canlandırmaktan kendilerini alıkoyamazlar. Aynı şekilde gelecekteki olayları çok farklı şekillerde tahmin etmeye çalışma da durmadan kaygı yaşamayla tarif edilebilir. 
Yaşam boyu düşüncelerimize engel olmak mümkün değildir. Üstelik bu düşünceler sıklıkla tekrarlayıcı, kendi kendine yeni tahminler üretmeye çalışan olumsuzluklar üzerine kurulmaya yatkındır. Bu durumda kaygı halinden uzaklaşmak ve sakinleşebilmek zorlaşır ve hayatımızda kaygı kalıcı bir yer edinmiş olur. 
Bir takım zihinsel egzersizler düşüncelerde yaşanan ruminasyonun önüne geçebilmeye fırsat yaratmaktadır. Zihinsel egzersizler düşüncelerin tuzak gibi görülmesini engellerken aynı zamanda yargılama yaparken yaşanan gelgitlerin de önüne geçmeyi sağlar. Şimdiki ana odaklanma ve kendini, etrafı dinleme sürecini içerir. Bu sayede kendimizi merkeze alarak sakinleşmeyi sağlayabiliriz. İnsan beyni sakinleşme sürecine girdiğinde zihindeki savaş sona erer ve yardım talebinde bulunmayız. Hissedilen bu güvende olma duygusuyla beraber kaygı da kendiliğinden kaybolur.  
Kaygı Krizi Olduğunda: Kaygı çok güçlü olduğunda uzaklaşıp nefes alacak durumda olmak mümkün olmayabilir. Dikkati vücudumuza yöneltip zihnimizi harekete geçirmek yardımcı olacaktır. Düşünce duygularınız karmaşıklaştığında " Şu anda nasıl hissediyorum?" sorusunu sorun. Cevabını bulmanız için kendinize bir süre belirlemeyin. "Ellerim terliyor, üzgünüm." "Ağlamaklıyım ve başım ağrıyor." şeklinde hem duygularınıza hem de vücudunuza hitap edecek cümlelerle halinizi tanımlamaya çalışın.
Nefes alıp vermenize odaklanın. Düşünce, duygu ve bedeninize bilinçli olarak yaklaşmak kaygınızı daha yakından tanımlamanıza yardım edecektir. Zor durumlar karşında geçmişte ayakta kalabildiğiniz gibi yeniden bu cesareti kendinizde bulacağınızı hatırlatın. Gerçekler hakkında bilinçli olmak gerekir. Zor zamanlardan geçmek hayatta yaşıyor olmanın bir gerçeğidir. Duygusal açıdan acı çekmek, kaygılı hissetmek bizim düşmanımız değil hayatın bir parçasıdır. Yaşananlar bize kaygı yaşatıyor çünkü bazı şeyleri olduğu gibi kabul edemiyoruz. Sorumluluklar acı da olsa kabul ederek ilerlemek hayatta kurban olmadığımızı bilmek ve kontrol edemeyeceğimiz durumları tespit etmek bizim kaygıdan uzaklaşmamızı sağlayacaktır. 
Her ne kadar zor gibi görünse de yaşanan olaylar karşısında objektif bir pencereden yeniden bakmaya çalışın. Olaylar karşısında çözüm aramak ya da hiçbir şey yapmayarak çözümsüz bırakma seçeneklerimiz vardır. Çözümsüz bırakmayı seçmek sorumluluk almayı da gerektiren iyi düşünülmesi gereken bir harekettir. Sorunlara şu an çözüm aramaya başlamak kaygı problemini değiştirebilir. Olaylara çözüm aramaya hemen başlamak kaygı için etkili bir stratejidir. 
Hissedilen duygular geçici bir etki bırakabilir. Bu sebepten sizi kaygıya götüren olayın kaynağına odaklanmaya çalışın. Suçluluk, korku, kızgınlık ya da kaybetme korkusu mu kaygıya götürüyor kontrol edin. Probleminizi ana hatlarıyla şekillendirin. Problemim ne ve bana etkisi nasıl? Çoğu zaman kaygı, problem değil etkidir. 
Son olarak kaygıyla baş edebilmek için vücudunuzu iyi gözlemlemeniz gerektiğini unutmayın. Kaygıya dur diyebilmek için önce sıktığınız yumruğu açın, sallanmasına engel olamadığınız bacağınızı sabitleyin. Vücuttaki değişimler kaygının azalmasına yardımcı olacaktır. Hayatın kusursuz olmadığı kadar karmaşık da olmadığını daima hatırlayın. Kendinize sık sık "Şu an iyi olmasam bile geçmişte olduğu kadar gelecekte de iyi olacağım." demeyi unutmayın.