Genç yetişkinlik dönemi bireylerin yeni deneyimler yaşadığı ve tecrübeler edindiği bir değişim dönemidir. İçine girdikleri ortamlarda yeni ve beklenmedik durumlara karşı daha önce hiç kullanmadıkları tepkilerini kullanmaları gerekebilir. Beklenmedik durumlarla karşılaşmak ve yeni deneyimlenmiş tepkileri kullanmak kaygının artmasına neden olurken stresi açığa çıkarır. 
Bireylerin durumlar karşında tepki verme yöntemlerinde farklılıklar bulunur. Bazı bireyler kendilerini hemen toparlayarak başa çıkma stratejilerini ortaya koyarken bazı bireyler ise gelişimsel süreçlerin gerekliliklerini yerine getirmede zorluk çekerler. Gençlerdeki stresin artmasına neden olan ortam ve durumları sıralamak mümkündür. Bunlar; aile ortamı, eğitim ortamı, iş ortamı, değişen ilişkiler ve sosyo-ekonomik baskılar/ işsizlik olarak ifade edilebilir. 
Aile Ortamı
Aile ortamı başlığı altında gence stres faktörü sayılabilecek birçok etken saymak mümkündür. Bu etkenlerden bazıları; ailenin işlev görme tarzı, ebeveyn tutumu, ebeveynlerin arasındaki iletişim, ebeveyn çatışmaları, boşanma, aileye üvey üye katılımı, bağımlılık oluşturan bir alışkanlığa sahip bir aile üyesine sahip olma, aile içinde yaşanan şiddet ve kültürel konular olarak sayılabilir. 
Özellikle kültürel konuların incelenmesi önemli görülmektedir. Çünkü kendi aile kültüründen farklı kültürel çevrede yetişmiş bireyler, sosyal ve ahlaki değerlerin çatışması ve inanç, tutum, değerlerden kaynaklanan stresle de mücadele etmektedir. 
Eğitim Ortamı 
Genç yetişkinlik dönemi meslek edinilen eğitim seviyesi olan üniversite yıllarına da denk gelmektedir. Eğitim yaşantısındaki risk ve başarısız olma deneyimi psikolojik stres kaynağı olarak görülmektedir. Bu başarısızlık ve risk durumu ebeveynlerle çatışmaya dönüşürse yaşanan streste şiddetlenme görülür. Üniversite eğitimi sırasında gençlerin otoriteyle ilgili de stres konuları bulunmaktadır. Üniversite derslerinin zorluğunun getirdiği stres öğretim üyelerinin tavırlarına bağlı olarak daha da artabilmektedir. Öğretim üyelerinin güç ve otoriteleri karşısında yaşanan stresi yönetemeyen gençler sorumluluk almaktan kaçınabilir ve kontrolü kaybedebilirler. Bu durum karşısında yaşanan stres, eğitim hayatının kesintiye uğramasına da yol açabilir. 
İş Ortamı
Üniversite yaşamının hemen ardından iş hayatına atılan gençleri daha büyük stres etkenleri beklemektedir. İş çevresi yetişkin davranışlarının sergilenmesi gereken bir ortamdır. Gençler en çok bu noktada stres yaşamaktadırlar. Gelişim dönemin olarak ne çocuk ne de yetişkin olarak görüldükleri dönemde üstlerinden gördükleri baskılarla mücadele etmekte zorlanabilirler. Bunun yanı sıra, gençler iş yeri ortamında verilen sorumluluğu zamanında yetiştirmeyi öğrenir, özerklik deneyimler, uyum sağlama için çaba gösterir ve yeni ilişkiler kurmanın yollarını arar. Bu durumları kontrol edip yaptığı işten zevk alabilen gençler için iş yerindeki stresi yönetmek oldukça kolay olacaktır. Kısaca iş ortamı her ne kadar stresle dolu birtakım zorlukları beraberinde getirse de diğer yandan da kişisel gelişim ve yetişkinliğe geçiş için fırsatlar sunar.
Değişen İlişkiler
Genç yetişkinlik dönemi içerisinde yeni ve farklı ilişkiler kurmaya başlarlar. Genç yetişkinlikle beraber ebeveynler, kardeşler, arkadaşlar ve otoriteyi temsil eden herkesle olan iletişim yeniden gözden geçirilir. Keşfetmenin ve deneyimlemenin en fazla olduğu genç yetişkinlik döneminde bireyler cinsel açıdan kapılma, geçici romantik ilişkilere bağlanma yaşayabilirler. Bu dönemde yaşanan aşk hayatın en yoğun romantik duygularını barındırmaktadır. Yoğun bir aşka kapılan genç bu dönemde sevdiği tarafından reddedilirse yıkıcı bir özsaygı kaybına uğrayabilir. Çoğu genç böyle bir durum karşısında yaşadığı stresle mücadele etmekte zorlanır ve profesyonel desteğe ihtiyaç duyabilir. 
Sosyo-Ekonomik Baskılar/ İşsizlik
Toplumda sosyo-ekonomik beklentiler bakımından gençlerden beklenen ağır şartlar vardır. Günümüzde yaşanan ekonomik zorluklara bakılmadan üniversite eğitimini tamamlayan gencin eğitimini aldığı mesleğe ilişkin hemen iş bulması beklenmektedir. Pek çok gencin iş bulmakta zorluk çektiği günümüz dünyasında işsizlik gençlerin en büyük stres kaynağı olarak karşımıza çıkmaktadır. 
İşsizlik gençler için yaşanan en büyük olumsuz deneyim olarak ifade edilmektedir. İşsizlikle mücadele eden gençlerin iş sahibi olan gençlere kıyasla depresyona daha eğilimli ve daha olumsuz bir ruh hali içinde oldukları açıktır. Davranışsal ve duygusal olarak da yaşadıkları kayıplar, önemli bir stres faktörüdür. 
Tüm bu başlıklar gençlerin mücadele ettiği stres faktörlerinden bazılarıdır. Stres kontrol edilebilirse bahsedilen stres faktörleriyle mücadele de kolaylaşacaktır. Gençlik hayatın en deneyim ve tecrübe dolu dönemi olduğundan stresle tek başına mücadele etmek de zorlaşacaktır. Tüm bunlar göz önüne alındığında; gençlikte akran, ebeveyn ve profesyonel desteğe ihtiyaç duymak olağandır. İhtiyaç duyduğunuz desteği almak için bir profesyonele başvurmayı unutmayın.