Emir Sultan ile karşılaşması -2-
Bursa'da fırıncı olarak tanınan Somuncu Baba'nın gerçek halini en yakından tanıyan Emir Sultan hazretleri olmuş ve ondan feyiz almaya çalışmıştır.
Emir Sultan'ın aslı Buhara'lıdır. Gerçek adı, Şeyh Şemseddin Muhammed'dir. Bursa'da Yıldırım Beyazıd Han'ın kızı Hunda Hatunla evlendiği için Emir Buhari veya Emir Sultan diye meşhur olmuştur.
Bursa Ulu Camiinin yapılışı:
Yıldırım Beyazıd, müptelası olduğu içki ve işreti bırakmaya ve Niğbolu Zaferi şerefine Bursa Ulu Camiini yaptırmaya karar vermiştir. İnşaat devam ettiği sürece burada çalışan işçilerin ekmek ihtiyacını Somuncu Baba karşılamıştır,
Yıldırım Beyazıd Han, bir gün Emir Sultan ile Ulu Camii incelemeye gelmişlerdi. Konuşma sırasında Yıldırım Beyazıd Han, damadı Emir Sultan'a dönerek:
-Camiyi nasıl buldunuz? Hoşunuza gitti mi, diye sormuş. Emir Buhari de:
-Cami; sağlamlığı, alanının genişliği ve çatısının yüksekliğiyle gayet güzel görünüyor. Ama bir kusuru var demiş.
Padişah da:
-Emir hazretleri, kusur caminin neresindedir, diye sormuş.
Emir Sultan, padişahın kulağına eğilip: -Dört bir yanında meyhanesi eksik, demiş. Sultan Yıldırım Beyazıd Han:
-Siz ne dersiniz Emir hazretleri? Allah'ın evi olan caminin yanına hiç meyhane yapılır mı, diyerek itiraz etmiş.
Buna Emir Sultan, oldukça kinayeli bir cevap vermiş:
-Padişahım, Allah'ın size lütfettiği, bir yaratılış mucizesi olan bedeniniz ve kalbiniz de Allah'ın evidir. Öyleyse niçin şarap içip onu kirletiyorsunuz?
Yıldırım Beyazıd Han, hiç beklemediği bir uyarı almıştır. Zafer dönüşü verdiği tövbe sözünün artık uygulanması zamanının geldiğini iyice anlamıştır.
Uzun süren inşaat, nihayet tamamlanmıştır. 1400 yılının Mart ayında ilk Cuma gününde açılmasına karar verilmiştir.
Sultan Yıldırım Beyazıd, o gün Cuma hutbesini okuma ve namaz kıldırma görevini, teberrüken damadı Emir Sultan'a teklif etmiştir. O da:
-Bu beldede yani Bursa'da benden daha alim kimseler vardır. Zamanın kutbu burada iken bu görev bana düşmez. Bu şeref, halkın Ekmekçi Koca dedikleri Şeyh Hamid'e aittir, der.
Bu cevabı şaşkınlıkla dinleyen Padişah:
-Sen öyle münasip görüyorsan öyle olsun, diyerek teklifi kabul eder.
İlk Cuma hutbesi:
Cuma günü arlık caminin açılışı yapılacaktır. Başta Yıldırım Bcyazıd Han, Emir Sultan ve Molla Fenari olmak üzere pek çok ulema ve meşayıh ile beraber büyük ve kalabalık bir cemaat toplanmıştır. Yürekleri ferahlatan ezan seslerinden sonra o muhteşem cemaatin bakışları arasında Emir Sultan, safları geçerek Somuncu babanın önünde diz çöker.
-Şeyhim! Bu Cuma, Ulu Camiinin ilk Cumasıdır. Hutbeyi okuyup namazı kıldırma görevi, sizindir. Sultan bana havale etti ama bu işe sizin münasip olduğunuzu söyledim, der.
Somuncu baba da:
-Ah Emir'im! Sırrı faş ettin. Buradan gidiş beratımızı verdin, der.
Somuncu Baba, hiç beklemediği bir emrivaki ile karşılaşmıştır. Artık görevi yerine getirmek durumundadır. Bundan kaçış yok...
Bu, aynı zamanda caminin açılış törenidir. Bu düşünceyle ilk sünnetin ardından iç ezanın okunmasını bekler. Açılışa uygun olarak Kur'an-ı Kerim'in açılış suresi olan Fatiha Suresini tefsir etmeyi planlayarak minbere çıkar. "Bazı alimlerin Fatiha Suresinin tefsirin de bazı müşkilleri vardır" diyerek Fatiha Suresini yedi vecih/çeşit tefsir eder.
(Devam Edecek)