Emevi Devleti'nin 8. Halifesi Ömer b. Abdülaziz, icraatlarıyla dört halife dönemini yaşatmıştır. Adaletiyle toplumu rahatlatmış, 29 aylık iktidarında koca İslam coğrafyasında zekat verecek derecede fakir kalmamıştır. Yoksul hayat yaşamış, fakat halka yoksulluk yaşatmamıştır. Onun ilkelerinden ve anlamlı sözlerinden bir seçki sunmak istiyorum.
*Dirhemler yani devlet parası, kandır. Asıl kaynağından başka yere dökülemez / harcanamaz.
*İnsanların kalbi bir sandıktır. Dudaklar onun kilidi, dil ise anahtarıdır. İnsana düşen, o anahtarı iyi korumaktır.
*İktisatlı davranmanın en değerlisi, varlık anında yapılandır. Affın en faziletlisi de güçlü olduğu anda yapılandır.
*Kim bilgisizce bir iş yaparsa, bozdukları düzelttiklerinden fazla olacaktır. Kimin de konuştukları yaptıklarından fazla olursa, yanlışları çok olacaktır.
*Mümine en çok yakışanı, konuşmak yerine icraatta bulunmaktır.
*İstişare ve müzakere, rahmetin kapısı ve bereketin anahtarıdır.
*Kıyamet günü nereye gitmek istiyorsanız hazırlığınızı ona göre yapın.
*İbadetlerin en faziletlisi, farzları eda etmek ve haramlardan uzak durmaktır.
*Öfke ve hırstan korunmuş olan kurtulmuş olur.
*Bir insana yapılacak en güzel yardım, ona hakkını vermektir.
*Siz, dünya için değil, ebediyet için yaratıldınız. Ölüm, bir yurttan öbür yurda intikaldir.
*Ölenleri kara toprak altında bırakıp gidiyorsunuz. Ne kadar ibret verici bil hal! Öyle değil mi?
*Zahitlik, helale karşı olur. Harama gelince, o bir ateştir. Ona ölüler uzanır. Eğel el uzatanlar diri olsalardı o ateşin acısını duyarlardı.
*Her gün vücudumun bir parçasının kesilip alınması karşılığında da olsa, yaşadığım müddetçe Yüce Rabbi'min izin ve keremiyle her gün bir bid'atı kaldırıp, bir sünneti yerleştirmeyi arzu ederdim.
*Biliniz ki Allah'ın hükmünü tanımayan kimseye itaat edilmez. Allah'a isyan edenin emri tutulamaz.
*Yüce Allah, Muhammed (sav)i talsildar olarak değil, hidayetçi olarak göndermiştir.
*İlim ile amel, iki akrabadır. Allah için alim olmalı ve Allah için uygulama yapmalısın. Bilip de amel etmeyenin ilmi, vebalden başka bir şey değildir.
*Savaştığımız düşmanımızı, günahları yüzünden yeniyoruz. Yoksa biz, onlarla baş emdeyiz. Çünkü biz, sayı ve donatım / techizat bakımından düşmanızdan çok değiliz.
Muhammed b. Ka'b el-Karzi anlatıyor:
Ömer halife olunca yanına girmiştim. Vücudu erimiş ve rengi solmuştu. Zamanında Medine valisiyken güzel endamlı ve dolgun bir insandı. Bir süre hayretle baktım. Sonra gözlerimi çevirdim. Ömer:
-Niçin öyle baktın, diye sordu.
-Hayretimden dedim.
-Neye hayret ediyorsun, deyince:
-Vücudun erimiş ve rengin solmuş, dedim.
Ömer, her şeyi anlattı:
*Peki, üç gün sonra beni mezarda gözlerim yerinden çıkmış, kurtlar ve böcekler ağzımı, burnumu kemirip eritmiş, olarak görseydin ne yapardın? O zaman şimdikinden daha çirkin olmaz mıydın?
Ömer b. Abdülaziz, son anlarında yanında bulunan Mersed'in kendisini beklemek için yanında bulunduğunu söylediğinde şunları der:
*Beni bekleyen iki melek, her an yanımdadır. Sana gerek yok. Zaten ecelim geldi ise senin hiçbir engelin olamaz. O zaman yanımdaki melekler de aramızdan çekilir. Azrail, görevini yapar.