Ortak değerler toplumu bir arada tutar ve kaynaştırır, buna her alanda ihtiyacımız vardır. Milli ve manevi ortak değerlerimizi geliştirmek durumundayız. Bunu başardığımız takdirde. Toplumdaki ayrışma ve kutuplaşmayı önlemiş oluruz. Halkımızın ortak arzusu olan kavramların başında: adalet, güven, saygı, huzur gelir. 2104 yılında Türkiye'de 2000 kişi ile yapılan bir anket araştırmasında, toplumun yüzde 80'i bir başka partiye oy veren kişi ile komşu olmak ve ortak iş yapmak istemediği, çocuğunun arkadaş olmasını istemediği ortaya çıkmıştır. Prof. Dr. Selçuk Şirin'e göre: Ortak değerlerin yüzde 34 artırılmasının bir ülkenin milli gelirini yüzde 1 puan artırdığını ifade etmektedir. Bunun ekonomiye maddi katkısı yıllık 10 milyar dolardır (Hürriyet Gazetesi 5 aralık 2017 Ekonomi sayfası). Buna maddi değerlerle ölçülemeyecek olan kırk bin şehidimizin acısı dahil değildir.
Bunun için ayrımcılık yapan, on yıllardır baş belası olan PKK terörü bir an önce önlenmelidir. 15 Temmuz 2016'da yaşadığımız FETÖ kalkışmasının da ülkemizin manevi birliğini zedelediği, maddi kalkınmasını engellediği bir gerçektir. 15 Temmuz kalkışması, ekonomide büyük zaman ve enerji kaybına sebep olmuş, Türkiye'nin yıllık 1 trilyon dolarlık büyüklüğe ulaşmasını geciktirmiştir. 2016'nın ilk yarısında yüzde 5 büyüyen ekonomi, darbe girişiminin etkisiyle üçüncü çeyrekte yüzde 1 küçülmüştür. Bunun yanında 251 şehit ve yüzlerce yaralı gazimizin acısı içimizi sızlatmıştır. (https://www.yenisafak.com/ ekonomi/feto-1-trilyon-dolari-engelledi-3384040).
Türkiye'nin kalkınmasını istemeyenler, kendi kumandalarında el açan bir ülke istiyorlar: biz bu oyunu bozmak, birliğimizi güçlendirmek, 81 milyon olarak kenetlenmek durumundayız. Bu açıdan memleketim Çorum'a baktığımızda 1980 olaylarında çok acı çektik canlarımızı kaybettik ekonomimiz geriledi. 15 Mayıs günü, bir anne ve oğlu kimliği belirlenemeyen kişilerce vuruldu. Bu sırada, ABD Büyükelçiliğinde görevli Robert Alexsander Peck Çorum, Tokat ve Amasya'yı gezip halkımızın inançları hakkında bilgi toplar. 27 Mayıs 1980'de MHP milletvekili merhum Gün Sazak şehit edilir. 27 Mayıs-10 Temmuz 1980 arasındaki olaylarda 57 kişi hayatını kaybeder, yüzlerce kişi yaralanır, Çorum ekonomisi çöker komşuluk ilişkileri zedelenir. O zaman Ankara'da Milli Eğitim Bakanlığında çalışıyordum, olaylardan yıllar sonrasıydı Çorum'a geldiğimde tıraş olmak için bir berbere gittiğimde işyeri sahibi vesikalık bir fotoğraf göstererek: "Oğlumu öldüren bu kişi" dedi. Anlayacağınız yürekler yaralıydı. Çorum bu acı olayları tarihe gömdü ve Allah'a şükür kaynaştı.
Ümit İzmen: "Bölgesel Kalkınmada Yerel Dinamikler, Çorum Modeli ve 2023 Senaryoları" başlıklı (2012 yılı) Swot analizinde Çorum'un güçlü-zayıf yanlarıyla fırsatlar ve tehditleri sıralarken: "1980 Çorum olaylarının kentin ekonomik ve sosyal hayatında yol açtığı travma"dan bahsetmiştir. Değerli hemşerilerim yaşadığı acı olayları geride bırakmış olup geleceğe ümitle bakmaktadır. Sosyal barışın sağlanmasında biz eğitimcilere, değerli siyasilere yerel yöneticilere ve halkımıza büyük görevler düşmektedir, halkımızın sofrası bereketli gönlü şen olsun. Yazımızı Hz. Peygamber efendimizin bir hadisi şerifi ile bitirelim:
"Canım kudret elinde olan Allah'a yemin ederim ki sizler iman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız. Yaptığınız takdirde birbirinizi seveceğiniz bir şey söyleyeyim mi? Aranızda selamı yayınız!" Haydi sokakta gördüğümüz ilk kişiye selam verim, kardeşliğimiz dostluğumuz büyüsün gelişsin. Selam saygı ve muhabbetle, Allah'a emanet olun.