Bir önceki yazının devamı olarak dua ile ilgili ayetler: “(Hz. İbrahim) Hamd, Allah'a mahsustur ki O, bana ihtiyarlığa rağmen İsmail'i ve İshak'ı armağan etti. Şüphesiz Rabbim, gerçekten duayı işitendir. Ey Rabbim, beni ve soyumdan gelecekleri namazı devamlı kılanlardan eyle. Rabbimiz, duamı kabul buyur. Ey Rabbimiz! (amellerin) hesap olunacağı gün beni, ana babamı ve müminleri bağışla!”(İbrahim 39-41) 
   “İnsan hayra dua ettiği gibi, şerre de dua etmektedir. İnsan, pek acelecidir” (İsra11) “Sabah akşam Rablerine, O'nun rızasını dileyerek dua edenlerle birlikte candan sebat et. Dünya hayatının süsünü isteyerek gözlerini onlardan çevirme. Kalbini bizi anmaktan gafil kıldığımız, kötü arzularına uymuş ve işi gücü aşırılık olan kimseye boyun eğme” (Kehf 28) “Zekeriya gizlice niyazda bulunarak Rabbim! Dedi vücudumdaki kemiklerim zayıfladı, saçım başım ağardı. Rabbim, ben sana ettiğim dualardan hiç mutsuz olmadım.” (Meryem 3-4) 
 “İbrahim: (babası Azer’e) Selam sana dedi. Rabbimden senin için mağfiret dileyeceğim çünkü O bana karşı lütufkârdır. Sizden ve putlarınızdan uzaklaşıyor ve Rabbime dua ediyorum. Umulur ki (senin için) Rabbime dua etmekle bedbaht (emeği boşa gitmiş) olmam.” (Meryem 47- 48)   “Onun (Eyyüp’ ün)  duasını kabul ettik. Kendisinden o derdi giderdik; ona katımızdan bir rahmet ve ibadet edenler için bir hatıra olmak üzere ailesini ve onlarla birlikte bir katını daha verdik” (Enbiya 84) “Onun (balığın karnındaki Yunus’un ) duasını kabul ettik ve üzüntüden kurtardık. İşte biz, müminleri böyle kurtarırız. Zekeriyya’yı da an. Hani o Rabbine şöyle dua etmişti: Rabbim! Beni yalnız bırakma sen varislerin en hayırlısısın. Onun duasına icabet ettik, kendisine Yahya'yı armağan ettik, eşini de doğurmaya elverişli kıldık. Gerçekten onlar (bütün peygamberler) hayırlarda yarışırlardı, umarak ve korkarak bize dua ederlerdi. Bize derin saygı gösterirlerdi” (Enbiya 88-90) 
“Göklerde ve yerde bulunanlarla dizi dizi kuşların, Allah'ı tesbih ettiklerini görmez misin? Her biri, kendi duasını ve tesbihini (öğrenmiş) bilmiştir. Allah, onların yapmakta olduklarını hakkıyla bilir” (Nur 41) 
“(Resulüm) De ki: Sizin dua ve ibadetleriniz olmasaydı Rabbim size değer verir miydi? Fakat siz gerçekten yalanladınız; onun için azap yakanızı bırakmayacaktır” (furkan77) İnsanların başına bir sıkıntı gelince, Rablerine yönelerek O na yalvarırlar. Sonra Allah, katından onlara bir rahmet (nimet ve bolluk) tattırınca, bakarsınız ki onlardan bir gurup Rablerine şirk koşarlar! Kendilerine verdiklerimize nankörlük etsinler bakalım! Haydi, sefa sürün; ama yakında bileceksiniz (Rum 33-34) 
“Onlar ki (muttakiler) korkuyla ve ümitle Rablerine yalvarmak üzere (ibadet ettikleri için) vücutları yataklarından uzak kalır ve kendilerine verdiğimiz rızıktan Allah yolunda harcarlar. Yaptıklarına karşılık olarak, onlar için ne sürprizler saklandığını hiç kimse bilemez” (Secde 16-17) “Sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için üzerinize rahmetini gönderen O'dur.  Melekleri de size dua etmektedir. Allah, müminlere karşı çok merhametlidir. Kendisine kavuştukları gün, Allah’ın onlara iltifatı “selam”dır. Allah onlara çok değerli mükâfatlar hazırlamıştır. Ey peygamber! Biz seni hakikaten bir şahit, bir müjdeleyici, bir uyarıcı, bir davetçi ve nur saçan bir kandil olarak gönderdik. (Ahzap 43-46) 
“İnsanın başına bir sıkıntı gelince, Rabbine yönelerek ona dua eder. Sonra Allah o kimsenin kendisinden sıkıntısını giderince, önceden yalvarmış olduğunu unutarak Allah’ın yolundan saptırmak için ona şirk koşar. (Ey Muhammed) de ki: inkârınla (dünya zevklerinden)  biraz eylene dur. Çünkü sen muhakkak cehennem ehlindensin” (Zümer 8) “İnsana bir zarar dokunduğu zaman, bize dua eder; sonra tarafımızdan ona bir nimet ihsan ettiğimizde: Bu, bana ancak işini bilen biri olmamdan dolayı verilmiştir” der. Hayır; bu bir imtihandır, fakat çokları bunu bilmezler” (Zümer 49)  “Öyleyse, dini yalnızca O'na halis kılanlar olarak Allah'a dua (kulluk) edin; inkârcılar hoş görmese de” (Mümin 14) “Ateşin içinde olanlar, cehennem görevlilerine: ‘Rabbinize dua edin; bizden bir gün olsun azabı hafifletsin! Diyecekler’ (onlarda)?‘Size kendi peygamberiniz açık belgelerle gelmediler mi?’ Onlar da: ‘Evet’ dediler?‘Şu halde siz dua edin’  Bilirler ki inkârcıların duası boşunadır” (Mümin 49-50)   “Rabbiniz dedi ki: Bana dua edin, kabul edeyim. Doğrusu Bana ibadeti bırakıp büyüklük taslayanlar aşağılanarak cehenneme gireceklerdir” (Mümin 60)                                                           
 “O, Hayy (diri) olandır. O'ndan başka ilah yoktur; öyleyse dini yalnızca, Allaha has kılarak O’na dua edin. Her türlü övgü âlemlerin Rabbi Allaha mahsustur. (Mümin 65 )  İnsana nimet verdiğimiz zaman, bizden yüz çevirir ve yan çizer; ona bir şer dokunduğu zamanda yalvarıp durur. (Fussilat 51) “Bunun üzerine Musa: Bunlar suç işleyen bir toplumdur, diye Rabbine arzetti. Allah, o halde inananları geceleyin yola çıkar. Çünkü korunacaksınız” (Duhan 22- 23) “Allah'ın kulu (Muhammed,) O'na dua (ibadet ve kulluk) için kalktığında, onlar (müşrikler,) neredeyse onun çevresinde keçe gibi birbirlerine gireceklerdi. (Resulüm)  De ki: Ben ancak Rabbime dua ediyorum ve O'na hiç kimseyi ortak koşmuyorum” (Cin 19-20) “De ki: Sizler, açıktan ve gizlice ona ‘Eğer bizi bundan kurtarırsa elbette şükredenlerden olacağız' diye dua ederken, sizi karanın ve denizin karanlıklarından (tehlikelerinden) kim kurtarır?” (En’ âm 63)  Allah, iman edip salih ameller işleyenlerin dualarına karşılık verir; lütfundan onlara fazlasını da verir. İnkârcılar için ise çetin bir azap vardır” (Şûrâ 26)                            
 “(Deyin ki) Ey Rabbimiz, bize gücümüzün yetmediği işleri yükleme! Bizi affet! Bizi bağışla! Bize acı! Sen bizim Mevla’mızsın. İnkârcılar topluluğuna karşı bize yardım et. (Bakara 286)   
“De ki: Şüphesiz Rabbim beni doğru yola, dosdoğru dine, Allah'ı birleyen İbrahim'in dinine iletti. O, şirk koşanlardan değildi. De ki: Şüphesiz benim namazım, ibadetlerim, hayatım ve ölümüm hepsi âlemlerin Rabbi olan Allah içindir” (Enam161-162)