Günümüzde "Üniversiteler Ligi" olarak isimlendirilebilecek olan bir yapının varlığından hemen herkes haberdar durumda. Üniversiteler ligibölgesel, ulusal, kıtasal ve küresel ölçekte ele alınabilir. Bulunduğu yer, konum ve çalışma alanları itibariyle her üniversite sıralamada bir yere ve bulunduğu yeri belirleyen bir puana sahiptir. Özellikle üniversitelerin akademik performansını çeşitli göstergeler üzerinden değerlendiren uluslararası (THE, QS vd) ya da ulusal (URAP: University Ranking by Academic Performance) ölçekte çeşitli kurumlar türettikleri parametre gruplarıyla üniversitelerin sıralamadaki yerlerini ortaya koymaktadırlar. Söz konusu ligde alınan puan üniversitenin sıralamadaki yerini görmek kadar, bir bakıma üniversitenin "kalite ve markalaşma yolculuğu" hakkında tam olarak değilse de önemli bilgiler sunmaktadır.
Yükseköğretimin paydaşları
Toplumun ve paydaşların son yıllarda ilgi gösterdiği bu konu sadece akademik paydaşların değil pek çok kesimin ilgi alanına girmiş bulunmaktadır. Burada doğal olarak üniversite yönetimleri ve yükseköğretim politikası ile ilgili kurumlar kadar hatta daha fazla yükseköğretimi talep eden uluslararası ve ulusal öğrenciler ve arz tarafında bulunan akademisyenlerde ilgili oldukları üniversitenin dünya sıralamasındaki yerine özel ilgi duyarlar.
Öyle ki bu durum üniversitelerin, akademik birimlerinsıralamadaki yerlerini yukarıya doğru taşımak yönünde yarışmacı bir anlayışla süreci yapılandırmalarını gerekli kılmaktadır. Özellikle nitelikli öğrenciler tarafından talep edilebilirlik ve akademisyenler tarafından tercih edilebilirlikciddi bir rekabet ortamı hazırlamaktadır. O nedenledir ki dışarıdan bakıldığında çok anlaşılmasa da üniversiteler birbirleriyle rekabet içindedirler, yarışma içinde olmak durumundadırlar.
Rekabetin dinamizm ve kalite getirisi
Rekabet her şeyden önce kurum içinde dinamizmi ve yarışmanın temel parametreleri üzerinde iyileştirici çabaları gündemde tutmaya katkı sağlar. Genel olarak rekabet içinde olmak yani yarışmalı bir ortamda bulunmak niteliği öne çıkarır, farkındalığı artırır, rakipleri takip etmeyi ve onların stratejilerini okumayı ve kendi konumunu korumak ya da yükseltmek için yeni stratejiler geliştirmeyi, bağımsız kuruluşlar tarafından akreditasyon süreçlerine dahil olmayı gerekli kılar. Dolayısıyla rekabet kaliteyi teşvik ederek ve akademik itibarı yükseltmek için önemli bir araç olarak öne çıkmaktadır.
Marka olmaknitelik göstergesi
Marka olmak markalaşmak her ne kadar güncelde ticari firmalar üzerinden çokça öne çıksa da; hemen her alanda markalaşmış, yani kendisini sahip olduğu değerleriyle kabul ettirmiş ve kabul edilen temel özellikleriyle herkes tarafından tercih edilen mal üreten ve hizmet sunan kuruluşlar bulunmaktadır.
Söz konusu mal ve hizmet üreten kuruluşlar için marka olmak olmazsa olmazdır. Marka olmak içinse; rekabet etmek, kendini iyileştirmek, yenilenmek ve öncü olmak önemli avantaj sağlayan alanlardır.
Rekabet konusu üniversiteler özelinde ele alındığında ise öğretim ve araştırma kadrosunu oluşturanöğretim elemanı kadrosunun niteliği ve performansı, araştırma ve geliştirme, nitelikli yayın, patent, faydalı model toplumsal katkı gibi alanlarda mükemmele ulaşmak yönündeki sistematiği esas alır. Dolayısıyla üniversiteler de sürekli olarak kendilerini geliştirmek, marka değerlerini artırmak ve markalaşmak yönünde çaba içerisindedirler.
Sonuç itibariyle; marka kaliteyi, kalite ise müşteri memnuniyetinde zirveye ulaşmayı, sürekli gelişmeyi ve gelişimi sürdürülebilir kılmayı teşvik eder. Bu durum doğal olarak üniversiteler arasındaki rekabetin gerekçelerini anlamak ve uygulanması gereken stratejiler hakkında bilgi sunmaktadır. Dolayısıyla genel olarak yükseköğretim sisteminin dinamik ve gelişimin sürdürülebilirliği sağlayacak bir yapıya sahip olması için rekabet içinde olmak ve markalaşma yönünde çalışmak üniversite yönetimlerinin temel uğraşı alanları içinde yer almaktadır.