Küresel ölçekte "İnsana Yakışır İş ve Ekonomik Büyüme (Decent Work and Economic Growth)" konusu tüm toplumlar için her dönemde gündemde yer almış bir amaçtır. İnsana Yakışır İş ve Ekonomik Büyüme Amacı; istikrarlı, kapsayıcı ve sürdürülebilir ekonomik büyümeyi, tam ve üretken istihdamı ve herkes için insana yakışır işleri teşvik etmeye yönelik konuları kapsamaktadır.  Dolayısıyla konu ekonomik büyümenin sağlanması ile elde edilecek sonuçlarla ilişkilidir.
Bu çerçevede küresel düzeyde BM tarafından sürdürülebilir kalkınma için sekizinci amaç olarak belirlenen "İnsana Yakışır İş ve Ekonomik Büyüme" ile sürdürülebilir ekonomik büyümeyi ve tam istihdamı sağlayarak herkes için insana yakışır işe sahip kılmak için çeşitli hedefler belirlemiştir (https://turkey.un.org/; https://www.kureselamaclar.org/; (https://sdgs.un.org/goals/goal8). Bu hedefler aşağıda verilmiştir. 
8.1. Kişi başına düşen gelir artışının ulusal koşullara uygun olarak sürdürülmesi ve özellikle en az gelişmiş ülkelerde gayri safi yurt içi hasılada yıllık en az yüzde 7 oranında büyüme olmasının sağlanması
8.2. Yüksek katma değerli ve emek-yoğun sektörlere odaklanarak ve çeşitlendirme, teknoloji geliştirme ve yenilik getirme aracılığıyla ekonomik verimliliğin daha yüksek seviyelere çekilmesi
8.3. Üretim faaliyetlerinin, insana yakışır istihdam yaratmanın, girişimciliğin, yaratıcılık ve yenilikçiliğin desteklendiği kalkınma odaklı politikaların desteklenmesi ve finansal hizmetlere erişim yoluyla mikro, küçük ve orta büyüklükteki işletmelerin resmiyet kazanmalarının ve büyümelerinin teşvik edilmesi
8.4. 2030'a kadar tüketim ve üretimdeki küresel kaynak verimliliğinin devamlı bir biçimde artırılması ve gelişmiş ülkeler başı çekmek üzere, Sürdürülebilir Tüketim ve Üretim İçin 10 Yıllık Çerçeve Programı'na uygun olarak ekonomik büyümenin çevrenin bozulmasından ayrıştırılması için çaba gösterilmesi
8.5. 2030'a kadar gençler ve engelliler de dâhil bütün kadın ve erkeklerin tam ve üretken istihdama ve insana yakışır işlere erişimlerinin sağlanması ve eşit işe eşit ücret ilkesinin tam olarak benimsenmesi
8.6. 2020'ye kadar işsiz ya da eğitim görmeyen gençlerin oranının önemli ölçüde azaltılması
8.7. Zorla çalıştırmayı ortadan kaldırmak, modern köleliği ve insan ticaretini sona erdirmek ve çocukların askere alınmaları ve asker olarak kullanılmaları da dâhil çocuk işçiliğinin en kötü türlerinin yasaklanmasını ve ortadan kaldırılmasını güvence altına almak için acil ve etkili önlemler alınması ve 2025'e kadar çocuk işçiliğinin her türünün sona erdirilmesi
8.8. Çalışanların haklarının korunması ve özellikle kadın göçmenler olmak üzere göçmen işçiler ve güvencesiz işlerde çalışan insanlar dâhil bütün çalışanlar için güvenli çalışma ortamlarının geliştirilmesi
8.9. 2030'a kadar istihdam yaratan ve yerel kültür ve ürünlerini teşvik eden sürdürülebilir turizmin desteklenmesi için politikalar oluşturulması ve uygulanması
8.10. Herkesin bankacılık, sigorta ve finansal hizmetlere erişiminin teşvik edilmesi ve artırılması için yurt içi finansal kurumların kapasitelerinin güçlendirilmesi
8.a. Özellikle en az gelişmiş ülkeler olmak üzere gelişmekte olan ülkeler için, En Az Gelişmiş Ülkelere Ticaretle Bağlantılı Teknik Destek İçin Entegre Edilmiş Çerçeve Dayanışma Fonu aracılığıyla ticaret yardımı sağlanmasının artırılması
8.b. 2020'ye kadar genç istihdamı için küresel bir strateji geliştirilmesi ve uygulamaya konması ve Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO)'nün Küresel İstihdam Paktı'nın uygulanması
KİŞİ BAŞINA GSYİH'DA 
GELİŞMELER
Hedef (8.1) kapsamında bir gösterge olarak(8.1.1) kişi başına düşen reel GSYİH'nın yıllık büyüme oranı üzerinde durmak konuyu anlamak ve Türkiye'nin çeşitli ülke gruplarına göre yerini görmek bakımından önemli olacaktır. Burada ulusal düzeyde kişi başına düşen gelir artışının 2030 yılına kadar en az gelişmiş ülkelerde gayri safi yurt içi hasılada yıllık en az yüzde 7 oranında artması öngörülmüştür.
Aşağıda Türkiye'nin çeşitli ülke gruplarına göre kişi başına düşen gayri safi yurt içi hasıla (GSYİH)  değerindeki büyüme 1981 ve 2001 gibi ekonomik kriz dönemlerindeki durumu görmek ve Kovid-19 sürecindeki performansı görmek bakımından da  2020 yılı alınmış ve ülke gruplarıyla birlikte verilmiştir. 
Buna göre;
2020 yılı verilerinin Kovid-19 salgını dönemindeki performans bakımından ele almak gerekir. Grafikte görüldüğü gibi Türkiye 2020 yılında kişi başına milli gelir bakımından %0,70 büyümüşken dünya ortalaması olarak % 4,29 oranında gerilemiştir. Gelir grubu yükseldikçe kişi başına milli gelirin de daha yüksek oranda gerilediği söylenebilir. Ülke grupları bakımından ise kişi başına milli gelirde en yüksek düşüş %7,57 ile Latin Amerika ve Karayipler'de görülmüştür.
2001 yılı Türkiye ekonomisi için finansal kriz dönemidir. Koalisyon hükümeti ile Cumhurbaşkanı uyumsuzluğuyla tetiklenen kriz döneminde dünya ekonomisinde ise ileri yönlü bir çıkış söz konusudur. Dolayısıyla dünya ekonomisi için pozitif hareketlere karşın Türk ekonomisinde ki birikmiş sorunlarla birlikte sürecin iyi yönetilememesiyle ekonomi tam bir kaosa sürüklenmiştir. Aşağıdaki grafikte yer aldığı gibi Türkiye ekonomisi küçülmüş ve kişi başına milli gelir %7,15 düşmüştür. Diğer ülkelerin yer aldığı ülke gruplarında ise kişi başına milli gelir bakımından pozitif değerler hakimdir. 
1981 yılı ise Türkiye ekonomisi için 1980 darbesi sonrası dönemi ifade etmektedir. Koalisyon hükümeti ile Cumhurbaşkanı uyumsuzluğuyla tetiklenen kriz döneminde dünya ekonomisinde ise ileri yönlü bir çıkış söz konusudur. Dolayısıyla dünya ekonomisi için pozitif  bir hareketlenmeye karşın Türk ekonomisinde ki birikmiş sorunlarla birlikte sürecin iyi yönetilememesiyle ekonomi tam bir kaosa sürüklenmiştir. Aşağıdaki grafikte yer aldığı gibi Türkiye ekonomisi küçülmüş ve kişi başına milli gelir %7,15 düşmüştür. Diğer ülkelerin yer aldığı ülke gruplarında ise kişi başına milli gelir bakımından pozitif değerler hakimdir.
Değerlendirme ve Sonuç
Yukarıda yapılan değerlendirmeler ile hedefler dikkate alındığında küresel ölçekte ulaşılması beklenen başarının  kolay olmayacağını göstermektedir. Özellikle ekonomideki gelişmelerin sadece bulunulan dönemin  verileriyle geleceğe yönelik çıkarımlar yapmayı mümkün kılmadığı görülmektedir. Geçmişten gelen birikimin ve kaydedilen gelişmelerin mevcut durumdaki performansı açıklayabileceği anlaşılmaktadır. Bu çerçevede her ülkenin iktisadi performansının beklentileri karşılayacak seviyeye çıkarılması için  küresel işbirliğine ve küresel yönlendiriciliğe ihtiyaç bulunduğu görülmektedir.
Sonuç olarak Birleşmiş Milletler Küresel Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları arasında sekizinci sırada yer alan "İnsana Yakışır İş ve Ekonomik Büyüme" güvencesinin sağlanması için yüksek kararlılıkla çalışmak ve bunun için uluslararası işbirliğine olan ihtiyacı öne çıkarmak ve sürekli taze tutmak gereklidir. Buna göre BM'nin bu önemli amaca ulaşmak yönünde uluslararası dayanışmayı tesis ederek alınan kararları hayata hakim kılması beklenmektedir.