Öncelikle hemen söylemek gerekirse; ülkemizde her ne kadar 2006 yılında çıkarılan Tarım Kanunu'nda yer bulsa da, uygulamada tarıma yönelik desteklerin üreticileri doğru tarım yapmaya ve üretim planlamasında doğru rol üstlenmesine yönelik bir etkinin olmadığı görülmektedir. Bundan dolayıdır ki, tarımsal desteklerin bu alanda yönlendiriciliğinin çok zayıf olduğunu belirtmek gerekir. Öyle ki; genel olarak konuyu değerlendirdiğimizde: doğru veya iyi tarımın benimsenerek yaygınlaşmasını sağlayacak, yani toplum sağlığını öne alan destek kalemleri toplam destekler içinde %4'ün altındadır. Bu durum tarım desteklerinin üreticilerin satın alma gücünü artırmaktan ve üretim planlamasındaki rolünü geliştirmekten uzaktır.
Geçtiğimiz günlerde bu konuda Tarım ve Orman Bakanı Prof.Dr. Vahit Kirişçi'nin de belirttiği "60'dan fazla tarımsal destek kaleminin" bulunduğu ve bununsa karmaşaya yol açtığı düşüncesine katıldığımızI belirtmek isterim. Bugün hakikaten "Türkiye'de sektöre yönelik olarak 60 dan fazla tarımsal destek kalemi bulunmaktadır. Bu sayıca hem fazladır, hem karmaşıktır ve hem de söz kousu desteklerle neyin amaçlandığı ve hangi hedeflenen sonuca ulaşıldığı konusu tartışmalıdır, hatta belirsizlik vardır. Burada verilen desteklerin üretimi hatta daha önemlisi insan ve çevre sağlığına uygun sürdürülebilir bir tarımsal üretim sistemini kurmak ve yürütmek yönünde yönlendirme kabiliyeti çok sınırlı olduğu açıktır. Dolayısıyla "Planla-Uygula-Kontrol Et-Önlem Al" döngüsünü tamamlayacak ve prosesi sonlandırarak, elde edilen çıktı üzerinden süreci tanımlayacak bir mekanizma söz konusu değildir. Dolayısıyla özellikle son iki yıldan beri Covid-19 sürecinde çok yazıp konuştuğumuz ve halen Rusya-Ukrayna tahıl üretim ve ticareti çerçevesinde tarımsal destekler konusu üzerinde zaman kaybetmeden çalışmak ve yeni bir destekleme modeli ortaya koymak durumundayız. Burada destekleme araçlarını ve yöntemini; gıda ve tarımsal üretimin iç talep, ekonomi, mali, enerji, dış ticaret, doğal kaynaklar çerçevesinde ele almak ve sürdürülebilirlikle ilişkilendirerek yapılandırmak gerekmektedir.
Tarım ve Orman Bakanlığı'nın tarımsal amaçlı transferler kapsamında "Ürün Destekleme Ödemeleri"ne baktığımızda; Sayın Bakan'ın da haklı olarak sorguladığı desteklerin, sayısal fazlalığı, amaçsızlığı ya da belirsizliğine yönelik olarak şu saptamalarımızı paylaşmak gerekiyor;
* Toplam destekler içinde; toplum sağlığını ve doğal kaynaklarını sürdürülebilir kullanımınnı öne alan uygulamaları ve dolayısıyla sağlıklı ürün üretimine yönelik destekleri artırmak gerekmektedir. Halen bu değer %4'ün altındadır.
* Yine Ar-Ge ve tarım danışmanlığına yönelik verilen destekler ise toplam destek tutarı içinde %1'in altındadır.
* Toplam tarım desteklerinin %95'in üzerindeki büyük bölümü ise çok büyük ölçüde etkisi tartışılsa da ürün fiyatına müdahale ve maliyeti düşürmek amaçlıdır.
Bu saptamalar ışığında dikkate değer konular şöyledir:
o Ar-Ge yeni teknolojilerin üretilerek ve üretim sürecine dahil edilerek etkinliğin artırılması için stratejik öneme sahiptir.
o Yine uzman bilgi yayım ve danışmanlık hizmetleriyle üretici kesime sunulmaktadır ve bilgi her yönüyle stratejik bir girdidir ve üretimde verimliliğin, kaynak kullanımında etkinliğin sağlanmasında kritik öneme sahiptir.
o Tarım ve orman sektörünün sürdürülebilir gelişimi için destek ödemelerinin etki ve işlevinin artırılması kırsalda yaşamanın sürdürülebilirliğini sağlamak için son derece önemlidir. Bu nedenledir ki, uygulanan politikaların hayata etkide bulunması olmazsa olmaz bir gerekliliktir.
Sonuç itibariyle; çok derinlikli analiz yapmadan yukarıda söze konu olan saptamalar dahi "Türkiye'de Tarım Desteklemelerinin Yeni Baştan Düzenlenmesini" zorunlu kılıyor, denilebilir.