TARIMDA ÇOK YÖNLÜ ETKENLER 
Türkiye tarımsal potansiyel bakımından büyük avantalara sahip ve ortaya koyduğu performansla tarımsal hasılada Avrupa'da ilk sırada ve dünyada ilk 10'da yer alıyor. Dolayısıyla Türkiye'nin dünya sıralamasındaki yeri artık tartışılmıyor. Söz konusu potansiyeli tam olarak kullandığımız söylenemese de, çok daha etkili kullanabilecek kurumsal kapasite ve beşeri kaynağa sahibiz.
Tarımda Sosyo-Psikolojik, Siyasal 
ve Ekonomik  Faktörler
Her sektörde olduğu gibi tarımda da girdi-çıktı fiyatlarının oluşmasında pek çok nesnel faktör öne çıkmaktadır. Son dönemde enerji ve akaryakıt fiyatlarındaki artışlar özellikle taşıma ve lojistiğin hemen hemen tüm ürün grupları için, olduğundan daha fazla önemli bir maliyet unsuru olmasına yol açmıştır. Tarım ve gıda ürünleri sektörü özelinde ise taşıma, nakliye ve aracı maliyetleri ürün pazarlama maliyetini önemli ölçüde artırmakta dolayısıyla ürün fiyatlarının yükselişine etki etmektedir. Özellikle yaşanılan Covid ve Rusya-Ukrayna savaşı ve hatta iklim değişikliği gibi dışsal faktörler küresel ölçekte tarım-gıda ürünlerine olan talep ve üretim ve tedarik zincirindeki aksamalar sonucu belirsizliklere yol açmıştır. Oysa ki son 3 yılda ne dünya nüfusu olağandışı artmış, ne de üretimde dramatik düşüşler olmuştur. Buna göre üretimde büyük düşüşler olamamasına karşın, tarım-gıda ürünleri fiyatlarında yüksek artışların yaşanması esasen arz yetersizliğinden değil, diğer sosyo-psikolojik, siyasal ve iktisadi etkiler ve ülkelerin gelecek tasavvuru ile ilgilidir. Bir bakıma sorunun kaynağı; gelecekte oluşacağı tahmin edilen şartların dikkate alınarak talebin oluşturulmasındandır. Yani durum bilinen değişkenler dahilinde gelişme göstermekte olup, konjonktüreldir. Dolayısıyla ekonomik, toplumsal, siyasal beklentiler olguların/gerçekliklerin önüne geçmiştir. Bu durumun ne kadar süreceği konusu çok net olmamakla birlikte Covid-19 sonrası dönemde yaşanan normalleşme süreciyle de ilişkili olacaktır. Buna göre belirsizlik ve geleceğe yönelik karamsar beklentiler, ürün talebini diğer nesnel faktörlerden çok daha farklı boyutta ve yönde etkilemektedir. 
Lojistik ve Diğer Girdi Fiyatlarındaki Artış
Ürün fiyatlarının artışıyla ilgili olarak bir maliyet unsuru olan lojistik, nakliye konusu üzerinden konu değerlendirildiğinde, kullanılan enerji/akaryakıt fiyatlarının bu dönemde  astronomik artış  gösterdiği açıktır. Örneğin 2020-2021 döneminde doğal gaz fiyatları ABD'de yaklaşık 2 kat Avrupa'da ise 6 kat artış göstermiştir (AA, 2021, https://www.aa.com.tr/tr/info/infografik/25132). Brent petrolün varil fiyatı ise 2020-2022 39,3 dolardan, 70,4 dolara ve bugün 110 doların üzerine çıkarak son 2 yılda yaklaşık 3 kat artmıştır (AA, 2022, https://www.aa.com.tr/tr/ekonomi/kuresel-piyasalarda-dogal-gaz-ve-petrol-fiyatlari-artmaya-devam-ediyor/2520663). Buna göre 2020 yılı öncesi petrol varil fiyatının 20 ABD dolarının altında olduğu düşünüldüğünde petrol fiyatlarının 5 kattan fazla arttığı görülmektedir. 
Dolayısıyla tarım ürünlerinde nakliye söz konusu ürünlerin tüketim merkezlerine ulaştırılmasında mevcut üretim yeri,  tedarik ve lojistik süreçleri ile ilişkili olarak büyük rol oynamaktadır. Yapılan ulusal ve uluslararası araştırmalar da bu gerçeği ortaya koymaktadır. Dolayısıyla nakliye ürün maliyetleri ve dolayısıyla fiyatları üzerinde yükseltici etki yapmaktadır. Bu etki; Sebze-Meyve Halleri yani toptan satış pazarları ile ürünün kaynağı arasındaki mesafe yanında, nakliye aracı (kara-deniz-hava), iç tüketim talebi ve ihracatın zamanlaması gibi emtiaya özgü faktörlerle ilişkili olarak  artabilmektedir. Nakliye için olmazsa olmaz olan akaryakıtın fiyatı arttığında, hal fiyatları ve çiftçi eline geçen fiyatlar arasındaki marjın da artması beklenen bir sonuçtur.
Bu durumda gıdaya yönelik tarımda üretim yeri ile tüketim yeri arasındaki mesafe; kullanılan enerji ve tedarik süreci bakımından önemli sorun kaynağıdır. Her ne kadar Türkiye'de ulaşım altyapısı son 20 yılda büyük ölçüde iyileştirilmişse de mesafeyi ortadan kaldırmak mümkün değildir. Buna göre örneğin domatesin Antalya'dan İstanbul'a ya da Antalya'dan Artvin'e, Erzurum'a gidiyor olması daha yüksek enerji kullanmak, tedarik zincirinde maliyet artırıcı etkilere maruz kalmak bakımından sorunludur. 
Sonuç itibariyle; tarım ve gıda ürünleri fiyatlarında yaşanan yüksek fiyat artışının tek bir parametre açıklanması mümkün değildir. Özellikle burada bulunulan konjonktürde, tarım ve gıda ürünleri fiyatını etkileyen sosyo-psikolojik, siyasal, ekonomik ve kontrol dışı ortaya çıkan bölgesel ve küresel dışsal tehditlerin ortaya çıkardığı çok değişkenli gelişmelerin etkisini birlikte dikkate almak gerektiğinin farkında olmak gerekir.