Kur’an-ı Kerim hayatımızı kuşatan her konu ve alanda bilgi ve malumat verdiği gibi nasıl dua ve ibadet edeceğimiz konularında da bizlere bilgi verir. Ayetlerin bir kısmı dünya hayatımızla ilgili yaşam tarzlarımızı düzenlerken bir kısmı da nasıl dua ve ibadet edeceğimiz konularında bilgi verir. Gönderilen peygamberlerin başlarından geçen olaylardan, mücadelelerinden, kavimlerinin helak olma nedenlerinden ve dualarından örnekler sunar ki onlardan ibretler alınıp, dersler çıkarılsın diye. Yanlışlardan uzak, dünya hayatımızı ona göre tanzim edip, hakkın rızasını kazanabilmemiz için. Kur’an dua mahiyetinde olan, Euzu besmele ve Fatih-a da: “Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla. Allah’ım kovulmuş olan şeytanın şerrinden ve vesveselerinden sana sığınırım. Hamd ve sena âlemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur. O dünyada herkese ahirette ise müminlere rızık verip şefaat edecek olandır. Ceza ve mükâfat gününün sahibidir. (Rabbimiz!) Ancak sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım dileriz. Bize doğru yolu göster. Kendilerine lütuf ve ikramda bulunduğun kimselerin yoluna. Azaba uğramışların ve sapmışların yoluna değil!” diye (Fatiha) ile başlayıp yine dua mahiyetinde olan “De ki: insanların kalplerine vesvese sokan, pusuya çekilen cin ve insan şeytanların şerlerinden, insanların Rabbine, insanların melikine, İnsanların ilahına sığınırım.” Diye, Nas suresi ile biter. Dua ile ilgili ayetlerden bir kısmı: Deyinki, Allahın rengiyle boyandık(Allahın iradesine teslim olduk).Allahtan daha güzel rengi(iman nurunu) kim verebilir? Biz ancak O na kulluk ederiz. (Bakara 138) Hz. İbrahim, İsmail'le birlikte Kâbe’nin sütunlarını yükselttiklerinde (şöyle dua etmişlerdi): "Rabbimiz bizden (bunu) kabul et. Şüphesiz, Sen işiten ve bilensin. Ey Rabbimiz! Bizi sana boyun eğenlerden kıl. Neslimizden de sana itaat eden bir ümmet çıkar. Bize ibadet usullerimizi göster. Tövbemizi kabul et; zira tövbeleri çokça kabul eden, çok merhametli olan ancak sensin. Ey Rabbimiz! Onlara içlerinden senin ayetlerini kendilerine okuyacak onlara kitap ve hikmeti öğretecek onları temizleyecek bir peygamber gönder. Çünkü üstün gelen her şeyi yerli yerince yapan yalnız sensin. (Bakara 127)
Zekeriya Rabbine dua ederek: “Rabbim, bana katından tertemiz bir soy armağan et. Doğrusu Sen, duaları (işitip)kabul edensin” dedi. (Al-i İmran 38) “De ki: Rabbim adaletle davranmayı emretti. Her secde ettiğinizde yüzlerinizi O'na çevirin ve dini yalnız Allaha has kılarak(Şirke düşmeden) O'na dua edin. Başlangıçta sizi yarattığı gibi (yine ona) döneceksiniz."(Araf 29) “Rabbinize yalvara yakara ve gizlice dua edin. Şüphesiz O, haddi aşanları sevmez. Islah edilmesinden sonra yeryüzünde bozgunculuk (fesad) çıkarmayın; Allaha korkarak ve rahmetini umarak dua edin. Doğrusu Allah'ın rahmeti iyilik yapanların üzerinedir” (Araf 55-56)
Azap üzerlerine çökünce,(inkârcılar) dediler ki: "Ey Musa, Rabbine bizim için dua et. Eğer bu ağır azabı üzerimizden çekip-giderirsen, andolsun sana iman edeceğiz ve İsrail oğullarını seninle göndereceğiz. (Araf 134)
En güzel isimler (esmaül hüsna) Allah'ındır. Öyleyse O'na bunlarla dua edin. O'nun isimlerinde 'aykırılığa (ve inkâra) sapanları' bırakın. Onlar yapmakta oldukları dolayısıyla yakında cezalandırılacaklardır. (Araf 180)
Onların mallarından sadaka al, bununla onları temizlemiş, arındırmış olursun. Müminlere dua et, doğrusu, senin duan, onlar için 'bir sükûnet ve huzurdur.' Allah işitendir, bilendir. (Tevbe 103) Onların oradaki duaları: "Allah'ım, Seni noksan sıfatlardan tenzih ederiz”(sözleridir) Orada birbirleriyle karşılaştıkça söyledikleri ise ‘Selam’dır. Onların dualarının sonuda şudur: Hamd âlemlerin Rabbi olan Allah'a dır." (Yunus 10)
“İnsana bir zarar dokunduğunda, yan yatarak, oturarak ya da ayakta durarak(o zararın giderilmesi için) bize dua eder; sıkıntısını giderdiğimiz zaman ise, sanki kendisine dokunan zararı gidermemiz için bize hiç dua etmemiş gibi döner-gider. İşte böylece haddi aşanlara yapmakta oldukları şeyler güzel gösterildi” (Yunus 12)
“Sizi karada ve denizde gezdiren O’dur. Hatta siz gemilerde bulunduğunuz, o gemiler de içindekileri tatlı bir rüzgârla alıp götürdükleri ve (yolcular) bu yüzden neşelendikleri zaman, o gemiye şiddetli bir fırtına gelip çatar. Her yerden onlara dalgalar hücum eder ve onlar çepeçevre kuşatıldıklarını anlarlar da dini yalnız Allah’a halis kılarak: ‘Andolsun eğer bizi bundan kurtarırsan mutlaka şükredenlerden olacağız’ diye Allah’a yalvarırlar. Fakat Allah onları kurtarınca bir de bakarsın ki onlar, yine haksız yere taşkınlık ediyorlar. Ey insanlar! Sizin taşkınlığınız ancak kendi aleyhinizedir; (bununla) sadece fâni dünya hayatının menfaatini elde edersiniz; sonunda dönüşünüz yine bizedir. Yapmakta olduklarınız mahşer günü önünüze gelecektir” (Yunus 22-23)
“Musa dedi ki: Ey Rabbimiz! Gerçekten sen Firavun ve kavmine dünya hayatında ziynet ve nice mallar verdin. Ey Rabbimiz! (Onlara bu nimetleri), insanları senin yolundan saptırsınlar ve elem verici cezayı görünceye kadar iman etmesinler, diye mi (verdin)? Ey Rabbimiz! Onların mallarını yok et, kalplerine sıkıntı ver (ki iman etsinler). (Allah) : ‘İkinizin duası kabul olundu(Musa ve Harun un). Öyleyse dosdoğru yolda devam edin ve bilgisizlerin yoluna uymayın” (Yunus 88-89) “Rabbi onun duasını kabul etti ve onların hileli düzenlerini kendisinden uzaklaştırdı. Çünkü O, işitendir, bilendir” (Yusuf 34) “Kullarım Beni sana soracak olursa, muhakkak ki Ben (onlara) çok yakınım. Dua edenin duasına icabet ederim. Onlar da bunu bilsinler, tevbe etsinler, dua ve ibadet etsinler ki, rahmetime kavuşan kullardan olsunlar”(Bakara 186) “(Müminler derler ki) Ey Rabbimiz! Bize dünyada da, ahirette de hayırlısını ver ve bizleri ateşin azabından koru” (Bakara 201)
“Hak olan çağrı (dua, ibadet) yalnızca Allah içindir. Onların Allah'tan başka çağırdıkları ise, onlara hiçbir şeyle cevap veremezler… İnkâr edenlerin duası, sapıklık içinde olmaktan başkası değildir” (Rad 14)?“(Müminler şöyle yakarırlar) Rabbimiz bizi doğru yola ilettikten sonra kalplerimizi eğriltme. Bize tarafından rahmet bağışla, lütfu en bol olan sensin. Rabbimiz gelmesinden şüphe edilmeyen bir günde insanları mutlaka toplayacak olan da sensin. (Bakara 8-9) .