Daha önce ki yazılarımızda dua ile ilgili ayetlerin bir kısmını sunmuştuk. İnşallah bu yazımızda ise dua ile ilgili hadisler üzerinde duracağız. Peygamberimiz: “Dua rahmet kapılarının anahtarıdır. Mazlumun duasından (bedduasından) sakınınız çünkü mazlum ile Allah arasında perde yoktur” Buyurmuştur.
Belki en çok ihmal ettiğimiz şey bir birimizden esirgediğimiz duadır. Ülkemiz üzerinde ki oynanan oyunların bertaraf edilmesi, sevgi ve kardeşlik bağlarımızın güçlendirilmesi ve Rabbimizin rahmetine nail olabilmemiz için her zamankinden daha çok duaya ihtiyacımız vardır. Peygamberimiz: “Kişi, müslüman kardeşine arkasından dua ederse, ‘melekler: Âmin’ aynısı sana da olsun!” derler. (Müslim) Peygamberimiz üç sınıf insan vardır ki onların duaları Allah indinde kabule daha yakındır.1.Bir kimsenin kendisi için degilde başkası için yapmış olduğu dua. 2. Anne ve babanın çocukları için yapmış olduğu dua (veya beddua). 3. Mazlumun duası (bedduası)” (Tirmizi) Hani halk arasında da alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste veya alma mazlumun ahını gökten indirir şahini derler ya. Peygamberimiz: “Kime dua kapısı açılırsa ona rahmet kapıları da açılır. Allahın en çok sevdiği şey kendisine dua edilmesidir. Kazayı ancak dua önler. Onun için duaya sarılın. Allah katında duadan daha kıymetli bir ibadet yoktur. Biriniz namaz kıldığında, Allaha hamdü sena ile başlasın, sonra peygambere salât ve selâm eylesin, ondan sonra istediği duayı yapsın. Kabul edileceğini düşünerek, Allah’a içtenlikle dua edin. Çünkü Allah gafil kalbin duasını kabul etmez. Dua gök ile yeryüzü arasında durur. Benim üzerime salât ve selâm edilmedikçe yükselmez. Bana duanın başında ortasında ve sonunda salât ve selâm edin! Kim, şiddetli ve sıkıntılı durumlarında duasının kabul edilmesini isterse, rahat durumdayken çok dua etsin! Biriniz dua ettiği zaman, Allahım! Dilersen beni bağışla! Demesin! İstemesinde samimi ve azimli olsun! Çünkü hiç bir kimse Allah’ı zorlayamaz. Allahım! Kabir azabından, Deccal fitnesinden, hayatın ve ölümün fitnesinden, günah işlemekten, borca batmaktan sana sığınırım. Allahım! Ben nefsime çok zulmettim. Günahları ancak sen bağışlarsın. Rahmetinle beni bağışla! Bana merhamet eyle! Çünkü sen Gafûr ve Rahîmsin”?(Buhârî)
Peygamberimiz: “Allah’ım! Sen Meliksin, senden başka hiçbir ilah yoktur. Sen benim Rabbimsin, ben senin kulunum. Tüm günahlarımı bağışla! Senden başka günahları bağışlayan yoktur.?Beni ahlâkın en güzeline ilet! Ahlâkın en güzeline ancak sen iletirsin. Ahlâkın kötüsünden de beni uzaklaştır! Ahlâkın kötüsünden, ancak sen uzaklaştırırsın!?Allahım! Önceden yaptıklarımı, sonraya bıraktıklarımı, içimde gizlediklerimi, açığa vurduklarımı, aşırı davranışlarımı ve benim hakkımda benden daha iyi bildiklerini, ne olur benim için bağışla!?Mukaddim de sensin, Muahhir de sen! Senden başka hiçbir ilah yoktur!” (Müslim) Peygamberimiz: “Allah’ım! Gazabından rızana, cezandan affına sığınırım. Senin üzerine övgüyü bir bir saysam bitiremem. Sen, kendi büyük ve yüce zâtını nasıl övdüysen, öylesin. (Müslim) Peygamberimiz: Gecenin son kısmının ortasında, her farz namazdan sonra ve ezan ile kamet arasında yapılan dualar geri çevrilmez. Allahım! Beni esirge, bana merhamet eyle, bana hidayet et, bana afiyet ver, beni rızıklandır!” (Tirmizi) “Kulun, Rabbine en yakın olduğu an secde hâlidir. Onun için secdede duayı çoğaltın! Allahım! Günahlarımın küçüğünü, büyüğünü, ilkini, sonunu, gizlisini ve açığını bağışla!” (Müslim)
“Allah’ım, kalplerimizi hayır üzere kaynaştır, aramızı bul, bizi kurtuluş yollarına ilet ve bizi karanlıklardan kurtarıp nura kavuştur!?Açık, gizli tüm hayâsızlıklardan bizi uzaklaştır! Kulaklarımızı, gözlerimizi, kalplerimizi ve eşlerimizi bizim için mübarek, tövbelerimizi kabul eyle! Sen tövbeleri çokça kabul eden ve sınırsız merhamet edensin! Nimetine karşı bizleri şükredenlerden kıl, bize bolca nimetler ver”?(İbn Mesûd, Rezin) “Allah’ım, seni zikretmekte, sana şükretmekte ve senin ibadetini iyi yapmakta bana yardım et! Allahım! Beni bağışla, bana hidayet et, bana rızık ver ve bana afiyet ihsan eyle! Allahım! Cüzzamdan, sedef hastalığından, delilikten ve hastalıkların kötüsünden sana sığınırım. Allahım! Faydası olmayan namazdan sana sığınırım. Kendinize, çocuklarınıza, size hizmet edenlere ve mallarınıza beddua etmeyin! Çünkü o bedduanız, duaların kabul edildiği bir zamana denk gelirde, kabul görür. (Ebû Dâvud).
Peygamberimiz:?“Allah’ım! Küfür, fakirlik ve kabir azabından sana sığınırım. Allahım! Kötü ahlâklardan, kötü işlerden ve kötü arzulardan sana sığınırım.?Ben size, o duaların özeti olan bir dua bildireyim mi? Şöyle dersiniz:?Allahım! Biz senden, Peygamberinin istediği hayrı dileriz. Peygamberin, sana hangi şerlerden sığınmış ise, biz de o şerlerden sana sığınırız.?Sen kendinden yardım dilenilensin. Varış yalnız sanadır. Kudret ve kuvvet ancak Allah iledir.?Allahım! Doğruyu bana ilham et! Beni nefsimin kötülüklerinden kurtar! Allahım, senden faydalı bir ilim, kabul edilmiş bir amel, güzel bir rızık dilerim. Ey kalpleri evirip çeviren! Kalbimi dinin üzerinde sabit eyle!” (Tirmizi) “Allah’ım! Acizlik, tembellik, korkaklıktan, yaşlılıktan, cimrilikten, ihtiyarlık ve kabir azabından sana sığınırım.?Allah’ım! Nefsime takvasını ver ve onu temiz eyle! Onun koruyucusu sensin. Allah’ım! Fayda vermeyen ilimden, korkmayan kalpten, doymayan nefisten ve kabul olunmayan duadan sana sığınırım.?Ey Rabbimiz! Gafletten, fısktan, muhalefet edip düşmanlık çıkarmaktan, başkaları duysun ve görsün diye bir şey yapmaktan, gerçekler karşısında sağırlıktan, dilsizlikten her türlü maddi-manevi kötü haslet ve hastalıklardan, nimetinin zevalinden, azabının ansızın gelip çatmasından sana sığınırız” (Müslim)
Ey Rabbimiz! Fayda vermeyen ilimden, ürpermeyen kalpten, doymayan nefisten, kabul edilmeyen duadan, her türlü görünür-görünmez kazalardan, belalardan, musibetlerden, ölüm anında şeytanın tuzağından, nefsimizin havasından sana sığınır, dünyada da ahirette de hakkımızda hayırlısını dileriz.