(Bu yazı ana hatlarıyla depresyonu tanıtmak amacıyla hazırlanmıştır. Depresyon tehdidi altında olduğunuzu düşüyorsanız tanılama yetkisi olan psikiyatristlerle görüşmeniz önerilmektedir.)
Depresyon, sözlük anlamı olarak çöküş kelimesiyle ifade edilmektedir. Belirli bir düzeyde alçalma olarak belirtilmektedir. Toplumların endüstrileştirmesiyle beraber tüm dünyada yaygın olarak görülmeye başlamıştır. Dünya Sağlık Örgütü'nün verilerine göre dünyada 150-250 milyon kişinin depresyon tanısı bulunmaktadır.
Üzüntü duygusu günlük hayatın bir parçasıdır. Kişi bir yakınını kaybederse, önemli gördüğü ilişkisi sona ererse, hayal kırıklığına uğrarsa, çabaladığı bir işin sonucunun olumsuz olduğunu görürse üzülür. Üzüntü duygu bu tip kayıp durumlarından sonra ortaya çıkarsa tamamen normal ve sağlıklı bir tepki olarak kabul edilmektedir. Bu tür durumlar karşısında üzüntünün hissedilmemesi normal karşılanmamaktadır.
Depresyon, üzüntü duygusundan çok farklı bir durumdur. Depresyonda üzüntü duygusu insana eşlik etmektedir ancak aynı zamanda kişi etkinliğini kaybetmektedir. Depresyondaki kişiler günlük hayat aktivitelerini yönetmekte zorlanmaktadırlar. Bu durumdaki kişiler günlük rutin içinde yer alan duş almak, yemek yapmak vb. aktiviteleri gerçekleştirmekte zorlanmakta hatta yapamamaktadırlar.
Depresyonun Belirtileri Nelerdir?
İştah azalması ve kilo kaybı görülür. Yemek yeme isteği azalır ve buna bağlı olarak kilo kaybedilir.
Uyku bozuklukları yaşanır. Uykuya dalmakta güçlük, uykunun sık sık kesilmesi, yetersiz uyku, sabah uyanılması gereken saatten çok önce uyanıp bir daha dalamamak ya da günün yarıdan fazlasını uykuda geçirmek depresyon belirtisi olarak ifade edilebilir.
Hayattan zevk alınamaz ve hayata karşı ilgi azalır. Depresyon yaşanırken herhangi bir şeyle ilgilenmekte güçlük yaşanır. Profesyonel olan uğraşların dahi zevk vermemesi söz konusu olabilir. Sürekli yorgunluk ve isteksizlik hali baş gösterebilir.
Hareketlerde yavaşlama ve yerinde duramayacak şekilde huzursuzluk haliyle mücadele edilir. Depresyonda olan bazı kişilerde düşünce akışında ve hareketlerde büyük bir yavaşlık görülür. Karar almada zorlanmalar ve kaçışlar yaşanır. Bu kişiler mümkün olduğunca az hareket etmek isterler. Davetlerden kaçınırlar. Sportif faaliyetlere karşı duruş sergilerler. Konuşma hızında yavaşlama ve isteksizlik vardır. Dikkati toplamada güçlük yaşarlar. Bir kitabı baştan sona okuyamaz hatta bir gazete haberini bütünüyle takip edemezler.
Bazı kişilerde ise durum tam tersi olabilir. Aşırı derecede yaşadıkları huzursuzluk sebebiyle yerlerinde duramazlar. Elleriyle sık sık oynama, bacaklarını sallama, oturdukları yere sığamama gibi durumlar görülebilir.
Yoğun bir şekilde değersizlik ve suçluluk duyguları hissedilir. Sebeplere ve akıl yürütmeye karşı dirençli bir tavırla kendilerini suçlarlar ve değersizlik inançları geliştirirler. Durumunun kendi kusuru ve kişiliğinin zayıf yanlarından ötürü olduğunu düşünür. Geleceğinden umutsuzdur, geçmişini değersiz olarak görür. Yaşamını anlamsız bulmaktadır.
Umutsuzluk ve keder duyguları hakimdir. Normal olan keder ve umutsuzluk duygularından farklıdır. Bunu ayırt edebilmek için üzüntü ve kedere sebep olan olaya bakmak gerekmektedir. Normal olmayan olumsuz duyguların boyutunun, bu duygulara sebep olan olaydan çok büyük olması; süresinin çok uzamış olması, üzerinden geçen zamana rağmen yoğunluğunu kaybetmemiş olması gerekmektedir.
Yukarıda belirtilen ifadelerin tümü ya da bir kısmını kendinizde de gözlemliyorsanız ve bu belirtiler kısa bir süre içerisinde gelişmişse bir psikiyatri uzmanı ile görüşerek destek almanız tavsiye edilmektedir. Çünkü depresyon tedavisi olmayan bir durum değildir. Tıp hekimleri tarafından tanılanıp ilaçlar ve psikoterapiyle tedavi edilebilir. Bu durumda tümüyle iyileşmenin görülmesi mümkündür. Kendinizi yalnız hissetmeden durumunuzu yakınlarınızla paylaşabilir gereken destek için uzmana başvurabilir ya da başvurmak için yardım isteyebilirsiniz.