Samimiyet herkesin anladığı basit şekliyle; içi dışı bir olmak, özü sözü bir olmak, inandığı gibi davranmak, içten olmak, candan davranmak ve dürüstlük ifadesidir. İçinde samimiyet ve dürüstlük olmayan hiçbir şeyden hayır gelmez. Bir yerde yalan varsa orada samimiyet yoktur. Dinde samimiyet, devlet yönetiminde samimiyet, muhalefette ve siyasette samimiyet, ülkeler arası politikalarda samimiyet… kısaca, her yerde ve her zaman samimiyet şart.
Dinde samimiyet, Allah'a verilen sözde durmaktır. Kuran'da ve peygamberimizin sözlerinde belirtildiği gibi: ''Allah'a inanın ve peygambere itaat edin, sadece Allah' a kul olun, Mümin özüyle sözüyle bir olandır, ana-babaya ve yakın akrabaya vefalı olun ve din samimiyettir.'' ifadeleri insanları dinde samimi olmaya davet ediyor.
Dinde gösteriş olsun diye ibadet edenler ve gösteriş için malını harcayanlar kınanmıştır. Samimiyetsizliğin, ikiyüzlülüğün ve içi başka dışı başka olan münafıklar lanetlenmiştir. ''Emrolunduğun gibi dosdoğru ol…'' (Hud-112) emri biz insanlara açık bir yol göstermektedir.
Toplumda samimiyetsiz kişiler nasıl anlaşılır?
- Kendisini olduğundan farklı gösterir ve yapmadığı bir işi yapmış gibi sunar.
- Kalpten ve içten gelmediği halde yapmacık davranır ve karşısındakinde bir etki bırakmaz.
- Küçük hesaplar ve çıkarlar uğuruna yalakalık yapar, dalkavukluk yapar, inanmadığı halde onun hoşuna gidecek övgüler düzerler.
- Bu tip kişiler güven vermedikleri için bir değer taşımazlar ve saygı duyulmazlar. Bu tipler kullanılmaya müsait omurgasız kişilerdir.
- Omurgasız ve ikiyüzlü insanlar genelde; siyasi kimliğini makamını ve zenginliğini hakkıyla elde etmemiş bunları bir güç olarak kullanan kibir abidelerinin yanında, yöresinde sık görünürler.
Devlet yönetiminde samimiyet, problemleri tespit ederek ve gerçekte o problemi çözmeye yürekten inanarak hareket etmektir. Aksi takdirde '' …mış gibi'' yaparak tribüne oynamaktan öte gitmez.
Mesela, trafik denetiminde ara sıra veya belli güzergahda yapılan disiplin ve devamlılıktan uzak görüntüler olmasa, sıkı ve sürekli olsa, caydırıcı cezalar uygulansa yani '' samimiyet'' olsa…
Muhalefette samimiyet, ''Bir gün söylediğinin ertesi günü tersini yapmak, gerçeklerden uzak UZLAŞMA gibi sihirli sözlerle insanların duyguları ve beklentileriyle alay etmek ve kişisel çıkarları için verdikleri mücadeleyi halkın çıkarları içinmiş gibi göstermek'' değildir.
Küresel emperyalist ve sömürgen güçlerin toplumları her zaman kandırmayı başardıkları sihirli sözcükler: ''HÜRRİYET, DEMOKRASİ, İNSAN HAKLARI'' gelsin zenginlik!
- Sömürgen ülkelerin Afrika' da bu sihirli sözcüklerle Afrika'nın madenlerini kendi ülkelerine nasıl götürdükleri ve bölgeyi nasıl açlık ve sefalete mahkum ettikleri unutulmamalı.
- ABD'nin Irak ve Suriye'yi diktatörlüğü kaldırıp hürriyet ve demokrasi getireceğiz yalanlarıyla nasıl işgal ettiğini ve binlerce insanın ölümüne ve göç etmesine sebep olduğu unutulmamalı. Acı olan tarih boyunca bu sihirli sözcüklerle ve algılarla insanları hala kandırıyor olmalarıdır. Hiçbir zaman, size gizli bir düşmanlık içinde olan ülkeler size demokrasi, özgürlük ve zenginlik getirmez. Onların bu sihirli söz ve yalanlarına kanmayın. Özgürlüğü de zenginliği de demokrasiyi de Türk toplumuna ancak milli şuura sahip Türk milleti getirebilir.
İnsanın bir yerde farklı başka bir yerde farklı davranması ikiyüzlülüktür. Yüzünüze başka konuşan, arkasından başka konuşan insanlar ikiyüzlüdür, samimi değildir ve iyi niyetli değildir. Bu tür insanlara güvenilmez. Bu tür insanlarla araya mesafe koymak en hayırlı yoldur. Hz. Mevlana'nın dediği gibi;
''Ya olduğun gibi görünecek ya da göründüğün gibi olacaksın.''