İnsan iyiyi güzeli düşünerek iyilikle, kötüyü düşündüğü sürece de kötülükle karşılık bulur. Astroloji biliminde evrene pozitif enerji göndermenin tezahürü aslında kişinin kendini olumlamasından geçer. Önce kendi düşüncelerimizi bir düzene koymalı ve beynimiz bize hâkim olmadan biz ona hâkim olmalıyız. Hayatın gerçeklerini görmeli ve daha iyi için çalışmalıyız. Kendini iyileştiremeyen bir birey, kendisi için bir fayda sağlamadığı gibi dünya için de bir fayda sağlamaz. İşte bundandır ki; birey önce kendini ve düşüncelerini iyi yapmalı ki dünya için de bir şeyler yapabilsin. Toplum bireylerden oluşur, eğer o toplumdaki bireylerin çoğunluğu kendini yenilemeyi ve iyileştirmeyi bilmiyorsa küçücük sorunların büyümesi mutlaktır. Düşünün ki; başına gelen küçük bir olayı büyüterek ve içinden çıkılmaz bir durummuş gibi veryansın ederek hayatı hem kendine hem de çevresindekilere yaşanmaz kılan biri var çevrenizde ve sürekli yakınıyor, sürekli işlerinin ters gittiğinden, şansının olmadığından, tüm aksiliklerin onu bulduğundan bahsedip duruyor. Hayata hep kötü yönden bakıyor ve kötü yönünü görüyor. İçerisinde bulunduğu durumdan bir çıkış yolu aramak yerine sürekli söyleniyor ve isyan ediyor. Böyle bir kişi ile yaşam nasıl olurdu hiç düşündünüz mü? Cehennem gibi dediğinizi duyar gibiyim. Bu durumu birde kendinizin yaptığını düşünün… Ve bireysel olarak verdiğim bu örneği bir de toplum için düşünelim, her şeyden şikayet eden üretmeyen sürekli tüketen bir toplum ...
Hayatınızı cehenneme çevirmeyin.
Birey önce kendini tanımalı, neler yapabileceğini neler yapamayacağını bilmelidir. Öyle bir çağda yaşıyoruz ki; herkesin her şeyi yapmaya çalıştığı kendine bir yer edinme gayretinde olduğu ve bunun için çocuklara dahi çocukluğunu yaşanmayacak derecede sınavlara testlere boğan bir çağ…
Hiçbir alanda uzmanlaşamıyor ve doyuma erişemiyoruz. Doyuma erişemeyen birey mutsuz, iyiyi düşünemeyen, mantığını çalıştıramayan, isyankâr biri olup çıkıyor. Nadir insanlar bu aşamadan kendini çıkartıp iyileştirebiliyor.
Tüm bunların üstesinden gelebilmek için hayatın gerçeğini yani iyiyi ve kötüyü kabul edip, başımıza gelebilecek her duruma kendimizi hazırlayabilmeliyiz.
İyi şeyler olduğunda kabul edip şükretmeli ve sadakasını vererek ( etrafa olumlu enerjimizi dağıtarak), kötü şeyler geldiğinde de yine kabul ederek ve kendimizi olumlayarak bu durumdan nasıl iyiye çıkabileceğimizin yollarını aramalıyız. Eğer bunu başarabilirsek hayata bir adım atmış ve mutlu olma yolunda ilerlemiş oluruz.
Unutmayın olayları karşıladığınız ölçüde size dönüşü olacaktır.