Gönüllerimize bir şifa kaynağı olarak gönderilen Kur'an'ı Kerim ramazan ayında inmeye başlamıştır ve Yüce Rabbimiz insanı en güzel bir şekilde, sorumlu bir varlık olarak yarattığını haber verir.  
Kur'an'a göre insanı insan yapan, diğer canlılardan ayıran ve üstün kılan özelliklerin başında akıl, iman, ibadet ve ahlak gelir. Bir insanın Allah katında sorumlu olabilmesi için ergenlik çağına erişmiş ve aklî muhakemesinin de yerinde olması gerekir. "Siz başıboş ve sorumsuz olarak yaratıldığınızı ve tekrar yeniden diriltilip hesaba çekilmeyeceğinizi mi, zannediyorsunuz."  (Müminun 115) Yüce rabbimize hamdüsenalar olsun ki bizleri insan olarak yaratmış, kalbimizi ve gönlümüzü de iman nuru ile süslemiş. Doğruyu bulabilmemiz için akıl, aklımızı iyi yönde kullanabilmemiz için de bizlere irade vermiştir. Kur'an ın geneline baktığımız zaman, ey akıl sahipleri siz hiç idrak etmez misiniz, düşünmez misiniz, akıl etmez misiniz, çevrenize dikkatle bakmaz mısınız, araştırmaz mısınız gibi sorularla bizi düşünmeye ve araştırmaya sevk eden çokça ayetlerin olduğunu görürüz. Sebebi ise düşünen ve araştıran bir insan Yüce Allah'ın varlığını, birliğini, azamet ve kudretini, sonsuz ilmini ve iradesini görür. Bu da insanların Allah'a olan imanlarını artırır. İman güçlenince ibadetleri beraberinde getirir. İmanla ibadetler birleşince de güzel, ahlâki davranışlar ortaya çıkar ki, işte o zaman insan yaratılış amacını ve gayesini kavramış, dünyada ona göre yaşamış, dünya ve ahiret mutluluğunu da yakalamış olur. "(Resulüm!)Sana bu mübarek Kitabı, âyetlerini düşünsünler ve aklı olanlar öğüt alsınlar diye indirdik." (Sad 29) "İşte bu(Kur'an), kendisi ile uyarılsınlar, Allah'ın ancak bir tek ilah olduğunu bilsinler ve akıl sahipleri iyice düşünüp öğüt alsınlar diye insanlara (gönderilen) bir bildiridir." (İbrahim 52)  
Sağlam bir imana sahip olan bir mümin, Allah kendisine bir lütufta bulunduğu zaman şükreder ve aynı zamanda sevap da kazanmış olur. Bir sıkıntı olduğu zaman sabreder ve yine sevap kazanır. Zira "Zaman zaman mallarınızdan, canlarınızdan ve ürünlerinizden eksiltmek sureti ile sizi imtihan ederiz, sabredenleri müjdele" (Bakara 155) buyurulur. Dünyada da ahirette de mutlu ve huzurlu olmanın yolu, Kur'an'ı iyi okumak anlamak ve peygamberimizi iyi tanıyarak, onun güzel ahlakını örnek almakla mümkün olur. Kur'an'ı Kerim de; "Biz bu Kur'an'ı sana sırf hakkında ihtilafa düştükleri şeyi insanlara açıklayasın ve iman eden bir topluma da hidayet ve rahmet olsun diye indirdik." (Nahl 64) "Ey insanlar!(Bu Kur'an) Size Rabbinizden bir öğüt, gönüllerdekine bir şifa, müminler için bir hidayet ve rahmet olarak gönderilmiştir" (Yunus 57) Bu mealde birçok ayet vardır.  Burada, biz bu Kur'an'ı okumanız, anlamanız, ondan yararlanmanız ve yaşamamız için bir şifa kaynağı olarak gönderdik mesajı verilmektedir. 
Kur'an'ı Kerim'i yeterince okuyor muyuz? Bir ara Diyanet İ.B bir anket yaptırmıştı, sorulardan birisi de Kur'an'ı Kerim'in mealinin tamamını dikkatli bir şekilde okudunuz mu? Okudum, diyenlerin oranı % 2 ye tekabül ediyordu. Bu da demektir ki müslümanım diyen insanlarımızın bile % 98'i geliyor ve Kur'an'ın mesajından habersiz olarak gidiyor demektir. Saatlerce televizyonların başında vakit öldürüyoruz. Aynı filmleri defalarca izliyoruz da, Yüce Yaratanımızın bize dünya ve ahiret mutluluğunu kazandıracak olan ilahi mesajını merak edip okumuyoruz. Her müslüman 'ın hiç olmazsa ömründe bir defa dikkatli bir şekilde Kur'an'ı okuyarak, acaba Allah bize hangi mesajları gönderdi, diye aklına getirmesi gerekmez mi? Eğer nüzul sebepleri ile ilgili olarak bir rivayet tefsiri okunursa daha da güzel olur ve de taşlar yerine oturur. İngiliz vatandaşı olan ve müslüman olduktan sonra adını değiştiren Yusuf İslam(Cat Stevens) bir röportajında Müslüman olma sürecini şöyle anlatıyor. Konser için gittiğim İsviçre'de kaldığım otelde Kur'an, Tevrat ve İncil vardı. Kur'an'ı merak ederek biraz okumak istedim. O kadar hoşuma gitmişti ki sanki Kur'an benim için indirilmişti. Tam üç yıl Kur'an'ı okudum ve Hz Muhammedin hayatını araştırdım. Daha önce okuduğum Tevrat ve İncil'le sentezlerini (karşılaştırmalarını) yaptım, en sonunda Kur'an'ın Allah'ın kelamı ve aslı bozulmadan günümüze kadar gelen ilahi bir kitap olduğuna aklım kanaat etti ve müslüman olmaya karar verdim. Önümde iki tane seçenek vardı, ya eski hayatıma devam etmek veyahut da Müslüman olduğuma göre Müslüman gibi yaşamak. İkincisine karar verdiğini söyler, o şimdi bizden daha iyi İslam'ı yaşamaya çalışan ve birçok hayırlı hizmetlerde bulunan bir Müslüman. O yine müzik yapıyor ama anlam ve mana yüklü, gönüllere hitap eden ilahi türü müzikler yapıyor. Kazandığı paraların bir kısmını da hayırlı hizmetlere harcıyor. Bosna savaşında kendi imkânları ile altı tır dolusu gıda ve ilaç maddesi gönderdiği hâlâ hafızalarımızda. Roger Garaudy ise İslam'ın vaat ettikleri adlı eserinde 17 yıl İslam'ı ve Kur'an'ı inceledikten sonra Müslüman olduğunu ifade eder.  
Kur'an ı, duvarlarımızı ve kitaplıklarımızı süsleyen ve bir de mezarlıklarda okunan bir kitap haline getirdik. Hâlbuki Yüce Rabbimiz kalplerimizi ve gönüllerimizi süslemek için bir şifa kaynağı olarak gönderdiğini bildiriyor. Mübarek gecelerde, arife günlerinde mezarlıklara gidip ölülerimize okuyoruz. Ayetlerde ey ölü, faiz yemek haramdır, içki içmek günahtır. Namaz, oruç, zekât farzdır gibi hüküm ayetleri de geçiyor, en fazla da okuduğumuz Yasin sur. 70. ayetinde "Biz bu Kur'an'ı diri olanları uyarmak için gönderdik" buyurulur. Şöyle diyenler de olabilir: Ölülerimiz için Kur'an okumayalım mı, elbette ki okuyacağız, okuduğumuzdan dolayı elde ettiğimiz sevaptan onların ruhaniyetlerine hediye edeceğiz, eğer okuduğumuz kişinin dünyadayken Allah'ın rızasını kazanmak için bir gayreti yoksa ona isterseniz her gün hatimler indirin, mevlitler okutun bir faydası olmaz. Kur'an'ı ölüler için değil daha çok da kendimiz için okur, anlamaya ve yaşamaya çalışırsak bir anlam ve mana ifade eder. Yaşanmayan bir dinin ne dünyada ne de ahrette bize bir faydası olmaz. Kur'an ölülere değil dirilere hitap eden bir kitaptır. Merhum M. Akif Ersoy'un da dediği gibi.    
Ya açar Nazmı celilin bakarız bir         yaprağına  
Yahut üfler geçeriz bir ölünün toprağına  
İnmemiştir hele Kur'an şunu hakkıyla     bilin; 
Ne mezarlıklarda okunmak, ne de fal         bakmak için.