İs­lam ile ilim öz­deş­leş­miş­tir. İs­lam esen­lik, gü­ven­lik, ba­rış, em­ni­yet de­mek­tir. Kar­deş­lik, sos­yal yar­dım­laş­ma ve da­ya­nış­ma yo­lu­na gir­mek­tir. Hu­zur bul­mak, bir­lik ve be­ra­ber­lik içe­ri­sin­de ya­şa­mak de­mek­tir. İlim ise dün­ya ve ahi­ret mut­lu­lu­ğu­nun yol­la­rı­nı gös­te­ren bir kı­la­vuz, iyi­ye ve gü­ze­le yön­len­di­ren bir pu­su­la­dır.  


Yü­ce Rab­bi­mi­zin Kur'an-ı Ke­rim'de Hz. Adem ve Hav­va'ya hi­ta­ben ma­dem­ki kan­dı­rıl­dı­ğı­nı­zı söy­lü­yor­su­nuz, af­fe­dil­me­ni­zi is­ti­yor­su­nuz, o hal­de si­zi yer­yü­zü­ne bı­ra­ka­rak si­zi ve nes­li­ni­zi im­ti­han ede­ce­ğim bu­yu­rur­ken, so­rum­lu­luk­la­rı­mı­zı ve doğ­ru yo­lu gös­ter­mek için de sü­rek­li ola­rak ila­hi ki­tap­lar ve pey­gam­ber­ler gön­de­re­rek ha­tır­lat­ma­lar­da bu­lun­muş­tur. "Han­gi­ni­zin da­ha iyi amel iş­le­yip iş­le­me­di­ği hu­su­sun­da si­zi im­ti­han et­mek için ha­ya­tı ve ölü­mü ya­rat­tık." (Mülk 2) "Siz ba­şı­boş ve so­rum­suz ola­rak ya­ra­tıl­dı­ğı­nı­zı ve tek­rar ye­ni­den di­ril­ti­lip he­sa­ba çe­kil­me­ye­ce­ği­ni­zi mi zan­ne­di­yor­su­nuz." (Mü­mi­nun 115)  "Siz iman et­tik de­mek­le ima­nın ge­rek­le­ri­ni ye­ri­ne ge­tir­me­den ve im­ti­ha­na ta­bi tu­tul­ma­dan cen­ne­te gi­re­bi­le­ce­ği­ni­zi mi zan­ne­di­yor­su­nuz." (An­ke­but 2)  Da­ha bu ko­nu­da ben­zer çok sa­yı­da ayet var.  


İs­lam de­ni­lin­ce ilim ak­la ge­lir. Bir ön­ce ki ya­zı­mız­da Ku­ran'ın ilk em­ri­nin "Ya­ra­tan Rab­bi­nin adı ile oku." di­ye baş­la­dı­ğı­nı "Hiç bi­len­ler­le bil­me­yen­ler bir olur mu?" "Kı­ya­met gü­nü ilim sa­hip­le­ri­nin de­re­ce­le­ri­ni art­tı­ra­ca­ğız." Di­ye de­vam et­ti­ğin­den bah­set­miş­tik. "İlim öğ­ren­mek ka­dın er­kek her Müs­lü­man'a farz­dır." bu­yu­ran pey­gam­be­ri­mi­zin uy­gu­la­ma­la­rı­na bak­tı­ğı­mız za­man oku­ma­ya, yaz­ma­ya, ilim tah­sil et­me­ye ve ilim adam­la­rı­na ne ka­dar önem ve­ril­me­si ge­rek­ti­ği ile il­gi­li çok sa­yı­da uy­gu­la­ma ve söz­le­ri­nin (ha­dis­le­rin) ol­du­ğu­nu gö­rü­rüz. 
Mek­ke müş­rik­le­ri­nin bas­kı ve zu­lüm­le­rin­den bu­na­la­rak Me­di­ne'ye hic­ret eden pey­gam­be­ri­miz ve as­ha­bı­nın ilk yap­tık­la­rı iş­ler­den bi­ri­si, Mes­ci­di Ne­bi­yi ve he­men onun ya­nı ba­şı­na eği­tim ve öğ­re­ti­min ya­pıl­dı­ğı mi­sa­fir­le­rin ağır­lan­dı­ğı çok amaç­lı ola­rak kul­la­nı­lan "As­ha­bı Suf­fe" yi in­şa et­tik­le­ri­ni gö­rü­yo­ruz. Ay­nı za­man­da va­hiy kâtip­le­ri­nin bir kıs­mı­nın ha­zır bek­le­ye­rek ayet ve­ya su­re­ler na­zil ol­du­ğun­da ya­zıp ço­ğalt­tık­la­rı me­kan­dı. "Es­sa­hi­fe­tüs Sâdı­ka" adın­da ki bin ha­dis­ten te­şek­kül eden, ilk ha­dis ki­ta­bı da bu­ra­da ya­zıl­mış­tır. 


Pey­gam­be­ri­mi­ze ilk va­hiy gel­di­ği za­man oku­ma yaz­ma bi­len­le­rin sa­yı­sı par­mak­la gös­te­re­cek ka­dar az­dı. Ku­ran'ın il­me ve ilim adam­la­rı­na ver­di­ği öne­mi gös­te­ren ila­hi me­sa­jı ve pey­gam­be­ri­mi­zin uy­gu­la­ma­la­rıy­la kı­sa za­man­da bir ilim me­de­ni­ye­ti in­şa edil­miş­tir. Ta­rih bo­yun­ca bil­has­sa haç­lı se­fer­le­ri­ni ya­pan­lar, alı­nan esir­le­ri ya kı­lıç­tan ge­çir­miş­ler, ya kamp­lar­da kö­le ola­rak ağır şart­lar al­tın­da iş­ken­ce ile ça­lış­tır­mış­lar ve­ya­hut­ta kö­le pa­zar­la­rın­da sat­mış­lar­dır. Pey­gam­be­ri­miz ise ilk sa­vaş­la­rın­da (Be­dir'de) al­dık­la­rı 70 ci­va­rın­da ki esi­re ön­ce in­san­ca dav­ra­na­rak bun­lar bi­zim mi­sa­fir­le­ri­miz­dir, kö­tü mu­ame­le et­me­yi­niz bu­yur­muş son­ra da fid­ye ve­re­bi­len fid­ye ve­re­rek, fid­ye ver­me im­ka­nı ol­ma­yan­lar­da her bi­ri on'ar ço­cu­ğa oku­ma yaz­ma öğ­re­te­rek hür­ri­ye­ti­ne ka­vu­şa­bi­lir. Bu­yu­ra­rak in­san­lık ta­ri­hi­ne gü­zel bir ör­nek teş­kil et­miş­tir. 


İs­lam ilim ve ir­fan de­mek­tir. As­lın­da biz ne ba­tı kül­tü­rü­nü ta­nı­yo­ruz ne de ye­te­rin­ce İs­la­mi ilim­ler­den ve İs­la­mi ha­yat tar­zın­dan ha­ber­da­rız. Bü­yük bir ço­ğun­lu­ğu­muz ne ye­te­rin­ce Kur'an-ı an­la­mak, ne­de pey­gam­be­ri­mi­zi ta­nı­mak için gay­ret gös­ter­mi­yo­ruz. Ya­ni ken­di­mi­zi ve ken­di de­ğer­le­ri­mi­zi bi­le ye­te­rin­ce bil­mi­yo­ruz. Ön yar­gı­la­rı­mı­zı bir tür­lü kı­ra­ma­dık. Ne­fis­le­ri­mi­zin esa­re­tin­den ve ta­as­sup­tan bir tür­lü kur­tu­la­ma­dık. 


İHL'de oku­du­ğu­muz yıl­lar­da Do­ğan Çi­lin­gir di­ye çok de­ğer­li bir ho­ca­mız var­dı. Öl­düy­se Rab­bim rah­me­ti ile mu­ame­le ey­le­sin. Sağ ise sağ­lık­lı ha­yır­lı uzun ömür­ler di­le­rim. Şöy­le il­ginç bir olay an­lat­mış­tı "An­ka­ra da li­se­de oku­du­ğum yıl­lar­da sol bir gö­rü­şe sa­hip­tim. Li­se den me­zun ol­duk­tan son­ra Ünv. ter­cih­le­ri­ni ya­par­ken 17 ter­cih yap­tım 18. ola­rak han­gi ter­ci­hi yap­sam di­ye araş­tı­rır­ken gö­zü­me An­ka­ra ila­hi­yat ta­kıl­dı. Gi­de­ce­ğim­den de­ğil­de 18. ter­ci­hi ta­mam­la­ya­yım di­ye işa­ret­le­dim. Bir de bak­tım ki 18. Ter­cih olan An­ka­ra ila­hi­yat gel­miş. Ben bu ge­ri­ci­le­rin oku­lu­na mı gi­de­ce­ğim! Ka­yıt­ta yap­tır­mam, git­mem de de­dim. An­nem 'Oğ­lum git­me­sen de kay­dı­nı yap­tır. Yi­ne ha­zır­lan sı­na­va gir. İyi bir bö­lüm ka­za­na­bi­lir­sen gi­der­sin. Bir yer ka­za­na­maz­san ne ya­pa­cak­sın boş­ta mı ka­la­cak­sın.' De­yin­ce, gi­dip kay­dı­mı yap­tır­dım ve öy­le­si­ne ho­ca­la­rı din­le­me­ye baş­la­dım. 2 ay geç­me­den, ön yar­gı­lı ol­mak ne ka­dar kö­tü bir şey­miş, be­nim asıl ye­rim bu­ra­sıy­mış, ben ne ka­dar yan­lış dü­şü­nü­yor­mu­şum de­dim ve bir son­ra ki yıl Ünv. sı­na­vı­na bi­le gir­me­dim. Al­lah'ıma şü­kür­ler ol­sun ki be­ni hi­da­ye­te er­di­rip ger­çek­le­ri gör­me­mi sağ­la­dı­ğı gi­bi bu uğur­da ne­fes tü­ket­me­yi de ba­na na­sip et­ti." De­miş­ti.


Ma­ale­sef biz­ler öz de­ğer­le­ri­mi­ze bi­le ya­ban­cı­yız. Ön­ce ken­di ken­di­mi­ze, ken­di et­ra­fı­mı­za ör­dü­ğü­müz mi­ma­rı ce­ha­let olan zırh­lı ba­ri­yer­le­ri ve zin­dan­la­rı yık­ma­dan İs­la­mi de­ğer­le­ri­miz­le ku­cak­laş­ma­mız müm­kün de­ğil­dir. Ken­di ken­di­mi­ze vur­du­ğu­muz zin­cir­le­ri kır­dı­ğı­mız gün olay­la­rı da­ha fark­lı pen­ce­re­ler­den da­ha fark­lı ba­kış açı­la­rı ile ve ger­çek ha­li ile gö­re­ce­ği­miz­den hiç şüp­he yok­tur. İş­te o za­man in­san­la­rı­mız ya­ra­tı­lış ama­cı­nı ve ga­ye­si­ni kav­ra­ya­rak, İs­la­mi ilim­ler­le ku­cak­laş­mak su­re­tiy­le ken­di­si­ni hak­kın rı­za­sı­na tes­lim ede­cek­tir. 


Av­ru­pa da ai­le kut­sa­li­ye­ti­ni yi­tir­miş, genç­lik inanç de­ğer­le­rin­den ta­ma­men kop­muş, es­rar, ero­in kul­lan­ma ade­ta meş­ru ha­le gel­miş, say­gı ve sev­gi bağ­la­rı ta­ma­men du­mu­ra uğ­ra­mış du­rum­da. İs­ti­yor­lar ki ül­ke­miz­de ki ye­ti­şen genç­le­ri­miz­de İs­la­mi ilim­ler­den mah­rum, Al­lah'a inan­ma­yan, pey­gam­be­ri­ni ta­nı­ma­yan, bü­yü­ğü­nü kü­çü­ğü­nü bil­me­yen, va­ta­nı­nı mil­le­ti­ni sev­me­yen, so­rum­suz bir genç­lik ye­tiş­sin. 
Bir­li­ği­mi­zi dir­li­ği­mi­zi boz­mak is­te­yen­le­re, genç­le­ri­mi­zi İs­la­mi ilim­ler­den ve de­ğer­le­ri­miz­den ko­puk, so­rum­suz ola­rak ye­tiş­tir­mek is­te­yen­le­re Rab­bi­miz in­şal­lah fır­sat ver­mez.