Aileyi, nesli ve nesebi korumanın en önemli yöntemlerinden biriside gençlerimiz ile iyi bir iletişim kurarak onları sınır tanımaz kültürlerin baskısından ve tahribatından korumaktır. 
Geriye doğru baktığımız zaman bilhassa geçmişte müslümanların kalabalık aileler halinde yaşadığı bilinen bir gerçektir. Onlar için birlik ve beraberlik içerisinde, huzurlu olarak yaşamak en mühim hayat anlayışı olurken bir önceki kuşak ve bir sonra ki kuşak ise iç içe geçmiş şekilde yaşamayı hem bir gelenek hem de alışkanlık olarak görmüşlerdir. Atalarının varlıklarını her şeyin üzerinde tutan bu bütüncül anlayış, insanı tek görmeyerek, karşılıklı sevgi ve saygı esasına dayalı aile yuvası anlamını yüklemişlerdir. Birlik halinde yaşamak müslüman toplumlarının vazgeçilmezi olurken, batı bundan farklı olarak yalnızlığı, bireyselliği, çıkarcılığı ve benliği daha doğrusu da bencilliği öne çıkararak savunmuş ve savunmaya da devam etmektedir. Maalesef genç nesillerimizin ekser çoğunluğu İslam'ın özünden ve ruhundan uzaklaştıkları için batı yaşam tarzının ve kültürünün etkisi altında kalmışlardır. Bundan dolayıdır ki sokak röportajlarında gençlerin istedikleri gibi yaşayabilmek için, varlık sebepleri olan ailelerinden uzak, tek başıma yaşamak istiyorum, özgür olmak istiyorum, ailemden uzaklaşmak için başka şehirde okumak istiyorum! Gibi cümlelerini sıkça duymaya başladık. Bu tür ifadeler gençlerimizin batı kültürünün etkileri ile nerelerden nerelere nasıl savrulduklarının ve maneviyattan ne kadar uzaklaştıklarının göstergeleridir. Bu durumda öğrenme halinin ilk başladığı yer olan aile kurumunun işlevini ne denli yitirdiğinin bir göstergesidir. Batıdan gelen bu yıkıcı taarruz karşısında dik bir duruş sergilemek ve gereklerini yerine getirmek, genç nesillerden daha ziyade sorumluluğunun bilincinde olanlar üzerine düşmektedir.  
Aile ve akraba çemberinin dışına çıkmaya çalışan genç nesilleri sabırla dinleyerek, onlara kendilerini ifade etme alanı oluşturmak belki ilk yapılacak işler arasındadır. Bilhassa ergenlik dönemindeki gençlik ateşi, anlaşılmadığını hissettiği yer de pek durmak istemez. Bu yüzden gençlerle iyi bir iletişim kurarak sevgiden mahrum etmeden, anlayışlı olarak, sabırlı bir şekilde en güvenli sığınağın, geleceğinin teminatı olan aile olduğunu ve aileyle birey olmayı öğütlemek gerekir. İslam da ailenin çok önemli bir koruyucu faktör olduğu bilinirken, Batı'nın bu bireysellik tiyatrosu direkt aile kurumunu hedef almaktadır. Üzülerek ifade etmek gerekir ki ekser çoğunluğun sosyal medya videolarında genç neslin aile kurumuna ve aile bireylerine bakış açıları ürkütücü boyutlara ulaşmış durumdadır. Bu vaziyette tehlikenin kapıda olduğunu değil, bizzat evin içerisinde olduğunu görmemek mümkün müdür? Bunun için de biz Ebeveynlere, Eğitim konusunda sorumluluk sahibi olanlara ve Diyanet camiasına büyük görevler düşmektedir. 
İletişim; en temel manada varlıklar arasında, inanç, duygu, düşünce, fikir ve bilgi aktarımına verilen isimdir. İletişim, Yüce Rabbimizin tüm canlılara lütfettiği bir yetenektir. Her canlı türünün iletişim özellikleri de farklı farklıdır. Özellikle insanlarda üst düzey bir meleke olarak bahşedilmiş iletişim kabiliyeti sayesinde insan canlılar arasında özel bir yere sahiptir. İlk insanın varlık sahnesine çıkarılışından itibaren, bireyin varoluşunu ifade etmesine yarayan bu yetenek sayesinde yaşam daha anlamlı ve anlaşılır bir hale gelmiştir. Tüm canlılar arasında değişik iletişim yolları mevcuttur. Tüm canlı varlıklar kendi aralarında değişik yöntemlerle veya beden dillerini kullanarak farklı şekillerde iletişim kurabilmektedirler. Ancak canlılar arasında insan çok özel bir yere sahiptir. Sahip olduğu sesi anlamlı bir lisana dönüştürerek, üst düzey bir iletişim şekli sağlayabilmektedir. Sesini kullanma şekli bile kişinin ne kadar samimi, öfkeli veya halim-selim olup olmadığını göstermektedir. İnsanın yaşamı boyunca kullandığı iletişim yeteneği doğru ilkelere, yöntemlere uygun ve etkili bir biçimde kullanıldığında insanın yaşamını daha bir anlamlı, verimli ve kaliteli geçirmesine neden olabilmektedir. İletişimin sözlü ve beden dili olarak iki farklı tarifi vardır. İletişim insanların hayatları boyunca, günlük yaşamlarının her alanlarında kullandıkları bir yetenektir. Tüm sosyal çevremizde ve hayatımızda iletişim yollarını kullanmaktayız. İnsanlar kendileriyle, ailesiyle, iş yerindekilerle, kısacası tüm çevre ile sürekli etkileşim ve iletişim halindedirler. Bu nedenle iletişim de doğru yöntem ve kalite çok önemlidir. Dünyanın gelmiş geçmiş en önemli iyi iletişim uzmanları tartışmasız, Peygamberlerdir. Çünkü Peygamberler, Yüce Allah tarafından seçilip, görevlendirilmiş ve yüklendikleri ağır görevden dolayı da çok hassas davranmak zorunda kalan, bizler için örnek alabileceğimiz kimselerdir. "Allah'ın rahmeti sayesinde sen onlara karşı yumuşak davrandın. Eğer kaba, katı yürekli olsaydın, onlar senin etrafından dağılıp giderlerdi…" (Âli İmran 159)  Allah'(cc) ın elçileri tebliğ ve davet görevini yürütürken iletişimi çok etkin, içten, yumuşak, samimi ve doğru bir biçimde kullanmışlardır.   
Peygamberlerin davet usullerinden birçok dersler ve etkili iletişim yöntemlerinin metotlarını çıkarabiliriz. Kur'an'da peygamber kıssalarında peygamberlerin kendi toplumu ile kurdukları etkili iletişime dair birçok yöntem ve teknik olduğunu bâriz biçimde görmemiz mümkündür. Özelikle son Peygamber ve insanlığın kurtarıcısı olan, 'âlemlere rahmet' olarak gönderildiği bildirilen Peygamberimiz, Hz. Muhammed'in hayatında toplumdaki tüm bireylerle kurmuş olduğu etkili iletişimin detaylarını görmemiz mümkündür. Günümüzde modern hayatın ve yıkıcı batı kültürünün hedef aldığı gençlerimizi, onlarla etkili bir iletişim yolu kurarak tahribattan koruyabiliriz.