Arabasından İnip, apartmanın kapısının önüne sigara izmaritini atan adam kimdi biliyor musunuz? Yediği çekirdeğin kabuklarını aynı yere atan o güzel çocuk!
Yıllar geçse de alışkanlıklar devam eder, sizinle büyür ve koca adam olur çocuk, ama o kötü alışkanlığı değişmemiştir. Sadece değişen şey çekirdek kabuğunun izmarite dönüşmesidir.
Sigara izmaritinden söz açılmışken geçenlerde şahit olduğum ve herkesin de sıkça görmeye alıştığı bir durumu paylaşmak istiyorum. 
Genç birisi bulunduğumuz arastada bir hırdavatçı dükkanına bir şey satın almak için girdiği sırada yeni yaktığı sigarasını yola fırlattıktan sonra içeri girdi. Herhalde kapalı mekanda sigara içilmiyor diye düşünmüştü o an. Sanırım unuttuğu veya alışkanlık haline getirdiği bir başka şey vardı. Sigarayı yola atmanın yanlış bir davranış olduğu. 
Annesiyle marketten çıkan çocuk aldığı çikolatanın kabını büyük bir iştahla ve heyecanla çıkartıp yere atarken annesi hiç çocuğunu uyarmamıştı. Belli ki onu da hiç uyaran olmamıştı.
Bir dükkanın önünde emekli bir öğretmen ile iki delikanlı arasında uzunca ve şiddetli bir tartışmaya şahit olmuştum. Emekli öğretmen sigara izmaritini yola atan gençleri kibarca atmamaları için uyarmış, gençlerde emekli öğretmene saygısız bir üslupla;
Cebimize mi koyalım amca? Demişlerdi. Elbette bu durum gençlerimizi yeterince eğitemediğimizin bir sonucuydu belki, ama bir vatandaşın üst düzey bir yöneticiye; 
- Son zamanlarda ilimizde asayiş olaylarında bir artış var, serzenişine; 
- Herkesin başına bir polis mi dikelim? cevabı alması yanında hafif kalıyordu.
''Medeniyetin temeli İNSAN'a dayanmazsa tedbir çaresiz kalır.'' Sözü eğitimin gerekliliğini ve bizdeki eksikliğini çok güzel ifade ediyor. 
Alışkanlıklar içerisinde çok büyük bir güç barındırır. İnsan bir davranışı ne kadar çok tekrarlarsa o kadar alışkanlık oluşur. Gözümüzü ve düşüncemizi perdeleyen ilk izler çocuklukta başlar. Ağaç yaşken eğilir sözünü bilmeyen yoktur. Öyleyse çocuklarımızı teslim ettiğimiz kreşten başlayarak, anaokulunda ve ilkokulda bu genç fidanlarımıza toplum kurallarını, insan haklarını, doğruluk ve dürüstlüğü, aile kültür yapımızı, komşuluk kültürümüzü, görgü kurallarını, milli ve manevi değerlerimizi ve peygamberimizin güzel ve örnek ahlakını öğreterek işe başlayalım. Korkmayın irtica falan da gelmez.
1949 tarihli babamın ilkokul diplomasında adab-ı muaşeret(görgü kuralları) ders notunu görünce şaşırmıştım. Ta o yıllarda ilkokullarda bu ders okutuluyormuş. Sanırım okullarımızda bu ders tekrar müfredata konacak. 
Yerlere tükürenlere, kalabalık ortamlarda yüksek sesle konuşanlara, öksürürken, hapşırırken ağzın kapatılması gerekirken karşısındaki insanların yüzüne hapşıranlara rastlamak mümkündür. 
Sarımsaklı yiyecek yiyen veya işkembe çorbası içip de akşama kadar insanlara işkence çorbası içirenlere de pes demek lazım. Özellikle ramazanda her akşam sarımsaklı mantı yedikten sonra gerile gerile teravih namazına gelen görgüsüzlere tahammül kolay olmuyor.
Kendimize yapılmasını istemediğimiz ve bizi rahatsız eden şeyleri bir başkasına yapmamak için bir kağıda not edip cebimizde taşımamız bir çözüm olabilir. Aslında insanın hayatı bir yığın alışkanlıklardan ibarettir. Önemli olan, iyi alışkanlıklarımızı çoğaltıp, kötü alışkanlıklarımızdan uzak durulmasıdır. Alışkanlıklarımız kaderimiz değildir.