Ergenlik döneminin getirdiği zorluklarla yüzleşen bazı gençlerin hayata karşı cesaretleri kırılırken bazıları ise mücadele etmede hevesli ve isteklidir. Bu konuda hevesli olmanın etkenleri vardır. Sağlıklı bir çocukluk dönemi geçirme, açık iletişime sahip anne- baba, sevginin koşulsuz sunulması ve sürekli desteğin hissedilmesi ergenlik döneminin rahat geçirilmesini etkileyecektir. Sürecin sonunda olgun davranabilen yetişkin bireyler olarak hayata atılabileceklerdir.
Birçok genç, ergenlik dönemini ne yazık ki sorunsuz geçirememektedir. Bu zorluklar hem biyolojik hem de psikolojik nedenlerden kaynaklanıyor olsa da en önemli etkenin erken çocukluk dönemi olduğu bilinmektedir. Erken çocukluk döneminde yaşanan ilk bağlanma problemleri, işlevsel olmayan anne- baba davranışları, genetik etkiler ergenlik döneminin görevlerini sağlıklı bir şekilde getirmeye engel olabilmektedir.
İlk Bağlanma Problemleri
Bir bebeğin bağlanması, belirli bir kişiyle (genel olarak anne) içsel gerginliği azaltmak için tekrarlı olacak şekilde yakınlık eğilimini içerir. Bağlanma, kişilerin yaşamlarını devam ettirebilmesi için mühim olan şefkat bağıdır. Bebeğin annesi arasındaki bağlanma ilişkisi aynı zamanda dünyayı keşfetme için güvenli bir zemin hazırlar.
Ancak bazı bebekler içinde bulundukları koşullar nedeniyle güvenli bir bağlanma sağlayacak bakım vereni bulamayabilir. Kendilerini ihmal eden anne-baba sahibi olma, hastalık sebebiyle uzun süre anneden ayrı kalma, anne kaybı, hastalıklar, kazalar, savaşlar anne- bebek arasındaki güvenli bağlanmaya engel olabilmektedir. Anne tarafından terk edilmiş olma, anneyi kaybetme durumları güvenli bağlanmaya engel değildir. Aynı ilişkiyi kuracak bir bakım verene sahip olmak yeterlidir. Sonuç olarak güvenli bir bağlanma sahibi olamayan bebekler için ergenlik döneminin bağlanma problemleriyle geçmesi beklenmektedir.
Bakım verenle gerçekleştirilen bağ tüm hayat gelişimini etkilemektedir. Güvenli bağlanmaya sahip olan ergenlerin okul hayatlarının daha az stresli geçtiği, akademik alandaki zorlanmalarla mücadele edebildikleri, başarı oranlarının daha yüksek olduğu bilinmektedir. Güvenli bağlanma sayesinde ergenlik döneminde benlik saygısı görece daha yüksek olacak ve beden imgesi, meslek seçimi vb. konularda daha az zorlanmalar yaşanacaktır.
Bağlanma problemi olmayan ergen için stresle başa çıkma yöntemleri de çeşitli ve sağlıklıdır. Ancak güvenli bağlanmaya sahip olmayan ergenler bu dönemde yaşadıkları stresle mücadele etmek için sağlıksız yöntemlere başvurmaktadır. Madde kullanımı, yeme bozukluğu, riskli davranış vb. sağlıksız yöntemler sayılabilir. Kısacaannesine kaygılı bağlananbir bebeğin ergenlikte kaygı bozukluğu yaşama ihtimali yüksektir.
İşlevsel Olmayan Anne-Baba Davranışları
Aile, çocuğun yaşadığı duygusal ve fiziksel çevreyi oluşturur. Çocuğun edindiği bu ilk çevre, çocuğun dünya görüşünü ve gelecekte karşılaşacağı zorluklarla mücadele şeklini etkileyecektir. Özetle ailenin çocuğa olan yaklaşımı ergenlik dönemindeki çevreyle olan uyumu belirler. Anne- babanın çocuk yetiştirme konusundaki yetkinliği ne kadar yüksek olursa ergenlik döneminin getirdiği zorluklarla mücadele de o denli başarılı olacaktır. Anne- baba tarafından erken dönem çocukluktaki ihtiyaçlar görmezden gelinirse aile sistemi de bozulacaktır.
Hayatı öğrenme konusunda kendine bir rehber arayan çocuk, doğal olarak model olarak anne-babasına yönelecektir. Bu konuda anne-babaların kabul edilemez davranışların ne olduğunu çocuğa aktarması, doğru davranışla model olması gerekir. Sosyal açıdan uygun davranışa teşvik edilmeyen çocuk, ergenlik döneminde sosyal ilişkiler kurmakta zorlanacaktır. Erken dönem çocuklukta ortaya çıkan anti-sosyal ve saldırgan davranışlar için hızlıca önlem alınmalıdır. Bu problemler için çocuklukta önlem alınmazsa ergenlik döneminde akran zorbalığı, kavga etme, madde kullanımı, okul terki vb. problem davranışların görülmesi kaçınılmaz olacaktır.
Genetik Etkiler
Ergenlik dönemindeki psikolojik problemlerin temelinde erken dönem yaşam deneyimleri yatsa da müdahale edilemeyecek olan genetik faktörler de göz ardı edilemez. Ergenlik döneminde gözlenen dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, öğrenme bozukluğu, davranış bozukluğu ve diğer yıkıcı davranışlar genetik etkili de olabilir. Bu noktada önemli olan bir an önce ana problemi fark edip bir uzman yardımıyla diğer tüm problemlere müdahale edebilmektir.