Birleşmiş Milletler(BM)'in küresel çapta birlikte hareket edebilme umudu taşıyan bir kuruluş olarak kendi sorumluluğunun farkına varması gerekmekte, eğer farkında ise durum daha da vahim halde demektir,193 ülkenin toplanarak dünya sorunlarını tartışıyor olmaları ve çözüm arama çabaları çok kıymetlidir fakat BM yapısı gereği çözümü uygulama noktasında etkisiz kakmaktadır, bu duruma güvenlik konseyi daimi üyeleri (İngiltere, Fransa, Çin, Rusya, ABD) sebep olmaktadır. Yapısını incelediğimiz zaman, sorun kendini belli ediyor.
BM genel kurulu 193 ülkeden oluşmaktadır. Bu ülkelerin 3/5 oy aldığı bir tasarı kabul edilebiliyor, fakat daimi ülkelerden birinin bile veto etmesi halinde bu süreç kabul oy oranına rağmen kapatılıyor. Yani 5 ülkenin çıkarı olmadan hiç bir tasarı kabul edilmemiş oluyor. Bu sorun BM Güvenlik Konseyi'nin veto etme yetkisidir. Dünyanın en harika sistemi BM'de 193 ülkenin genel kurulda kabulünde bile bir ülkenin veto etme yetkisiyle iptal oluyor, bu kuruluşun sistemi ne yazık ki adaletsiz işlemektedir.
BM 1945 yılında 2. Dünya Savaşı sonrası 51 ülke ile kurulan bir kuruluştur. Günümüzde ise üye sayısı 4 katına yakın artmasına rağmen güvenlik konseyi daimi üye sayısı 5 ülke ile sınırlı kalmıştır. Bu BM'nin zamanla temsil gücünün zayıfladığını, hatta temsil edemez bir yapıya dönüştüğünü göstermektedir. Küresel çapta yeni dengelerin kuruluş aşamasında BM kendini düzeltmeye gitmesi gerekmektedir. Eğer gitmez ise temsil gücünün zayıflığından kabul görülmez bir yapı haline gelecektir. Dünya bölgesel tedbirler ile küresel sorunları çözemez, bunun için küresel iş birliği elzemdir ve acildir. Dünyanın müşterek sorunlarını uzlaşmaya gidilerek asgari konularda anlaşmalar belirleyip bir çerçeve oluşturulması gerekir.
Müşterek sorunlarımızı ekonomi, güvenlik, barış ve kültür başlıkları altında toplayabiliriz. Her ülkenin sadece kendi çıkarı değil, kazan kazan mantığı ile hem kendi çıkarının meşruluğu hem de başkaların çıkarlarının meşruluğu ile küresel uzlaşı misyonunu kurmalıyız. Aksi durumda bireysel çıkarlar uğruna 10'larca yıldır olduğu gibi zorunlu göçler devam eder, hatta küresel terör belası ve ırkçılık artar ve günün sonunda 5 daimi ülke dahil tüm dünya sıkıntılı sürecini çözemez, hatta artırır.
Çözüm yolu olarak ortaya koyacağım bir düşünceyi bu makalemde aktarmak istiyorum. BM gerçekçi bir şekilde çözüm üretme sistemi kurgulaması için, ilk yapması gereken veto hakkını G5 ülkelerinden almak olacaktır. Fakat bunu kabul etmeleri çok olası görülmediğinden G4 ülkelerinin desteğini aldıracak sistem önerisi ile G5 ülkelerine baskı kurarak bir yol açmamız gerekecek burada 3/5 oranı ile G4 ülkelerini (Brezilya, Almanya, Hindistan ve Japonya) kapsayacak şekilde BM yenilenme sürecine girmeli. Bu yeniliği 2026 yılında BM genel sekreterlik seçimi öncesi işbirliğine giderek bu öneriyi kabul ettirebiliriz.
G4 ülkelerinin daimi üye olmaları ile güvenlik konseyi daimi üye sayısını 9 a çıkarmamız ve sonrada bu konseyin veto etme yetkisini, 9 üyenin 5 inin kabulü ile olacak şekilde kurgulamamız gerekir. Bu denetim ve istişare mekanizmasını adil temsiliyet sistemini bir seviye artırır genel kurulu ise meclis gibi şekillendirerek işbirlikleri gelişmesi için seçilmişler konseyi kurmamız gerekir. Bu konsey her kıtanın bir temsilcisi olacak şekilde kıtalar seçimi getirilmeli (Antartika hariç) ve burada kendi aralarında en çok kabul gören kıta temsilcisi BM de seçilmişler konseyi bölge başkanı olacaktır. 6 kıta 6 başkan ile kurulan seçilmişler konseyi en az 3 fire ile yani (6/ 3 )vetoyu iptal etme yetkisi verilmeli. Genel sekreter ise seçilmişler konseyinin içinden 6 temsilciden birine verilmeli. Bunu da genel kurul seçimi ile yapmalıdır. Bu sistem temsil gücü yüksek daha adil ve sorunlarda her ülke kendi çapında destek olabileceği bir düzene dönüşmüş olacaktır. Küresel krizlerin derinleştiği dünyada denemeye değer daha adil tek taraflı olmayan kapsayıcı bir BM yapısı önerisi uygulama noktasında da çok elverişlidir olacaktır.