Bir ülkenin iktisat modeli o toplumun yaşamsal döngülerini oluşturan temel öğelerinden biridir(yaşamsal döngüyü oluşturan temel etkenler; 1.iktisat 2.coğrafya 3.kültür 4.inanç).İktisat döngüsünün enerjisi ekonomi sistemidir.Köklü bir iktisadi değişimi yapabilmek için bu döngüyü iyi analiz etmemiz gerekmektedir.Ekonominin 3 temel unsuru vardır 1-üretim 2-tüketim 3-bölüşüm. Bu temel unsurlar iktisat çarkının enerjisini oluşturduğundan toplumsal yapının refah seviyesi buradan ölçülebilir.İktisadi bir reform bu unsurların değiştirilmesiyle başlar.

1-Üretim (Çalışma Disiplini); Çalışmanın amacı, üretimin sonucunda elde ettiğimiz ürün-değer için verdiğimiz çabadan gelmektedir.Bu çaba aşaması bizim çalışma sistematiğimizin özünü oluşturmaktadır.Çalışma disiplini etik ilkeler içerisinde kalması gerekmektedir.Etik değerler bizi sosyal hayatta başkalarının hakkına girmemeyi ve kendimizin hakkına girilmemesini öngörür aksi durumda toplunda ifsat  yaygınlaşır ve adalet sistemi zayıflar.Adalet toplumda güven ve huzuru koruyan kurumdur.Toplumun huzurunun seviyesi ve refahını çalışma disiplini(üretim) ile böylelikle açıklarız.Üretimde saygı ve hoşgörü sınırları asla aşılmamalı ve etik kurallar çerçevesinden çıkılmamalıdır.Güçlü ekonomi toplumsal refahı artırır, güvenlik ve huzur ise  ekonomiyi güçlendirir.güvenlik ve huzuru koruyan kurum ise adalettir yani güçlü ekonominin temeli adalettir.

2-Tüketim (İhtiyaç); Sosyal hayatın devam etmesi insanoğlunun doğrudan hayatının sürdürmesi ile gelişen bir süreçtir.Bu sürecin devamlılığını sağlayan,üretimin sonucunda elde edilen tüketimdir(ihtiyaç).Üretim olmadan tüketim,tüketim olmadan üretim olamayacağından ekonomide tam uyum halde çalışmak zorundadır.

Gereğinden fazlası israf gerektiği halde tüketmemek cimriliktir bunu şöyle düşünmeliyiz dolu bir bardağa su eklemeye çalışmak manasızdır buna israf deriz boş bir bardağa ise kaynağın olduğu halde doldurulmaması cimriliktir ihtiyaçları en güzel biçimde belirleyip o doğrultuda tüketmek ise akıllıca kullanmaktan geçer bunu bilim olarak iktisat incelediği için ekonomik ve toplumsal sorunların çözümlerini bulmamızda bizim aracımız olacaktır.

3-Bölüşüm (Ticaret-Hizmet); Üretim ve tüketimin döngüsünü sistematik hale getiren bir araçtır.Üretim ve tüketim döngüsünü zayıflatan yada güçlendiren unsur bölüşüm olgusudur.Adil bir bölüşüm düzeninde kimse daha fazlasına tamah etmez.Toplumsal açıdan düşünüldüğünde bir insana çalıştığın kadarsın demek adaletin ekonomideki sözü olacaktır.Bizim kültürümüzde çalışmadan çok kazan kişiye iyi gözle bakılmamasının sebebi insan içindeki adalet duygusundandır.Bu üç unsurun tamamı insan hakkına ve hukukuna dayanmaktadır.Üç unsurun biri bozulduğunda diğer iki'si de doğrudan bozulmuş oluyor yani bu sistem bir döngü halinde sadece uyumlu şekilde çalışabiliyor.Güçlü ekonomi için üç unsuru(Üretim -Tüketim -Bölüşüm) en ideal döngü sistemine getirip adalet temelinde uygulamamız gerekmekte.Sağlam bir iktisadi reform süreci için bu adımlarla hareket edilmelidir.

Üç maddenin(Üretim-Tüketim-Bölüşüm) neticesinde toplumsal yapılaşma(yerleşim düzeni) oluşuyor.Güçlü bir ekonomi için o ekonomi ile uyumlu yerleşim şekli olmalıdır.Batı yapılaşması güçlü ekonomileri kaldıramadığından apartmanlaşma iktisadi reform sürecinin baltası haline geliyor.Medeniyetimizin özünde var olan toplumsal yapılaşma güçlü ekonomi için çok elverişli bir örnektir.

İktisadi reform sürecinde ya ekonomiyi değiştirerek yeni yaşam düzeni inşa edilmelidir yada yeni yaşam düzenini hayata geçirerek ekonomiyi sisteme uyumlu hale getirilebilir.Hangisi ile ilk adımı atacağımız önemli değildir birinden başlanıldığında diğerine süreç bizi götürecektir fakat uyumlu bir süreç yönetimi bize zaman kazandıracağı bilinmelidir.

1800'lü yıllar sermaye odaklı ekonomi ile günümüz iktisadı oluşmuş neticesinde yaşamımızın her alanı kapital uyumlu şehirleşme meydana gelmiştir.2008 yılında küresel ekonomik kriz kapital iktisadının sürdürülemez olduğunu göstermiştir.Sermaye ekonomisini oluşturan iktisadi düzen ile uyumlu şehirlerimiz de aynı şekilde sürdürülemez bir haldedir.Batı şehirleşmesi ile gelecek yüzyılın lider ülkesi olunamayacağı bellidir.Değişim sürecinde medeniyetimizin özüne bağlı bir yaşam yapılaşması bizi iktisadi reform sürecine sokup yeni ekonomi anlayışı kazandıracaktır ve en kolay süreç böyle başlatılabilir.Değişimin sonucunda bağımsız ekonomi bize yüksek medeniyet kazandırmış olacaktır.Yüksek medeniyeti sömürü ülkelerinden değil asrı saadet döneminde aramalıyız ve özümüzde var olana dönmemiz sadece ülkemizi değil tüm insanlığı adalet ile saracak bir dünya düzeni barındırmaktadır.