78. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu "güven ve dayanışma" temasıyla toplanmıştı. Toplantıya katılan devletlerin ajandaları bu temanın yanı sıra bölgesel sorunların küresel yansımaları etrafında şekillenen sunumlarla doluydu. Özellikle Ukrayna-Rusya Savaşının konuşulduğu genel kurul toplantılarında bu savaşın periferideki etkileri yine ilgili ülkelerin devlet başkanlarınca dile getirildi. Bu kapsamda Balkan ülkelerini temsil eden heyetlerin en üst düzeydeki katılımcıları kritik mesajlar verdi.
Bosna-Hersek'i temsilen devlet başkanı sıfatıyla konuşan Zeljko Komsiç, Batı Balkanlar'da barışın tesis edilmesi için özellikle Bosna-Hersek'in desteklenmesi gerektiğini söylese de BM'nin 2030 hedefleri içerisinde sadece savaş ve bu savaşlardan elde edilecek jeopolitik menfaatler olduğuna vurgu yaptı. Bosna-Hersek'in genç ve nitelikli nüfusunun göç ettiğini ve Batı'nın bu göç hareketlerini sırf çıkarları için desteklediğini verilerle açıkladı. Ayrıca güç elde etmek için kurgulanan göçmen yönetiminin, ülkeyi bir taraftan yaşlı nüfusa terk ettiğini, diğer taraftan dinamik nüfusun alınarak ülkeyi boşalttığını dile getirdi. Batının sadece pragmatist yaklaşımının, Hırvat ve Sırp komşularla olmayan güveni daha da gerginleştireceğine, Boşnak nüfusun eritilmesini fırsat olarak gören Hırvatistan ve Sırbistan'ın Bosna-Hersek'i parçalayıp kendi aralarında paylaşacaklarına sebep olacağını söyledi.
Hem BM'nin hem de Avrupa kurumlarının hem de uluslararası toplumun adalet ve insan hakları kurumlarını harekete geçirip Bosna-Hersek'i bölmek isteyenlere karşı yaptırım uygulamak yerine, Hırvat ve Sırp unsurların kendi aralarında çatışmadan Bosna'yı bölmelerine yardımcı olduklarını açıkladı.
Bilindiği üzere Bosna-Hersek siyasi yapısı 8 ay dönüşümlü olmak kaydıyla üç devlet başkanı olmasını öngörüyor. Dolayısıyla bu üç devlet başkanının birisinin Boşnak, birisinin Hırvat ve birisinin Sırp etnik gruba mensup olması şartını dayatıyor. Sadece bununla da sınırlı kalmayıp üç devlet başkanı aynı fikirde olsa dahi hepsinin üzerinde bir Demokles kılıcı olan "Yüksek Temsilci" ülkenin egemenlik hakları dahil olmak üzere tüm kaderiyle oynama hakkına sahip bulunuyor.
Zeljko Komsiç, Bosna-Hersekli bir Hırvat. Ancak aşırı milliyetçi HDZ BiH'in tüm dezenformasyonlarına rağmen Bosna-Hersek'in milli geleneği için mücadele eden bir kahraman. Komsiç'in 78. BM Genel Kurulu'ndaki sözleri hiç şüphe yok ki intikam ve rövanşizm zihniyetinde olan Sırp ve Hırvat temsilciler tarafından yalanlanacak ve aykırı beyanlarla karşılık bulacak. Ancak Komsiç, 1992-1995 savaşını yaşamış ve Bosna-Hersek'in âli menfaatleri için savaşmış ve savaş sonunda Bosnalı kahramanlara verilen Altın Zambak Nişanı almış bir isim olarak 30 yıldır Bosna-Hersek üzerinde oynanan oyunları görüyor, bunlarla mücadele ediyor ve uluslararası toplumu bu çerçevede bilgilendiriyor.
Komsiç'in BM Genel Kurulu'ndaki konuşması Türkiye tarafından da destekleniyor. Bosna-Hersek kurumlarından ayrılmayı veya Sırbistan'a direkt bağlanıp ya da Sırbistan'ın aparatı olacak yeni bir Sırp paralel devletini kuracağını söyleyen Milorad Dodik'in Bosna'yı parçalama çabalarını engelleyen ve Vuciç ile Bosnalı siyasileri bir masa etrafına toplayarak diplomasi yürüten Recep Tayyip Erdoğan, Bosna'nın parçalanmasını isteyenlere karşı Bosnalıların yanında olduğunu her platformda dile getiriyor. Türkiye ve siyasi irade sadece söylem planında değil eylem planında da aktif çalışmalar yapıyor. Uluslararası yumuşak gücümüz olan TİKA, Yunus Emre Enstitüsü, Maarif Vakfı ve savaş döneminden hemen sonra garantörlüğünün teminatı olarak Eufor içerisinde yer alan Mehmetçik'in varlığı ülkemizin bölgede aktif rol aldığını gösteriyor.
Zeljko Komsiç'in Bosna'nın geleceği hakkındaki kaygılarını dile getirmesi ve kendilerini güvende hissetmediklerini vurgulaması aslında yeni bir yönetim modeli olarak sunulan "Daha Adil Bir Dünya Mümkün" ilkelerinin tekrarıydı. "Herhangi birinin kendini güvende hissetmediği bir dünyada kimse güvende değildir" anlayışıyla söylenen ve dünyanın kaderinin Güvenlik Konseyi'nin sadece 5 üyesinin iki dudağı arasında olmasına itiraz eden "Dünya 5'ten Büyüktür" çağrısının "güven ve dayanışma" temasıyla toplanan BM'ye en net cevapları verdiği Komsiç başta olmak üzere aynı kaygıyı taşıyan tüm temsilcilerin beyanatlarıyla örtüşüyor.
Komsiç'in, uluslararası toplumun Bosna'ya kayıtsız kalması, Bosnalı nüfusun eritilmesi, güç ve fayda eksenli güven ve dayanışmanın yanlışlığı, Bosna'nın parçalanarak paylaşılmak istenmesi, AB ile oyalama, savaş suçlularına yaptırım uygulamama ve bu suçluları taltif etme, Bosna'daki siyasi yapının sıkıntıları ve Bosna'nın egemenlik hakları başlıklarında yapmış olduğu konuşmanın yansımaları destek/tepki dönüşleriyle karşılık buldu. Her ne olursa olsun ülkesinin egemenlik hakkını ve geleceği hakkında kaygısını dile getirdiği için Zeljko Komsiç'e kalbi şükranlarımızı sunuyoruz.