Emanet; güvenilir olmak, güvenilen bir kimseye korunması için geçici olarak tevdi edilen şey anlamlarına gelir. Emanetin sahibi ister kafir, ister günahkar olsun, iyi korunması ve vakti geldiğinde de sağlam teslimi şarttır.
Kendisine güvenilen dürüst kişiye "emin" denir. Emin olarak bilinen kişiye bir süre koruyup saklaması için bırakılan mal ve eşyaya da "emanet" denir. Emanet, sadece bundan ibaret değildir. Sorumluluğunu yüklendiğiniz zaman makam ve mevki, kiraladığınız yer, biriyle ortaklaşa kurduğunuz iş, yolda bulduğunuz bir eşyada emanettir. Birinin bize güvenerek söylediği sır, yanınızda söylediğiniz sözler de bir emanettir. İşverenin çalıştırmak için verdiği makine, alet ve ekipman, firmanın pilota teslim ettiği uçak, şoföre teslim edilen otobüs veya kamyon, Allah'ın bize verdiği beden, ruh sağlığı ve servet de bir emanettir.
Emanet konusunda Cenab-ı Hak, şöyle buyuruyor:
"Şüphesiz ki Allah, size emanetleri ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder. Allah, size ne güzel öğüt veriyor." (Nisa:58) (Ayrıca bak: Al-İmran 75-76, Mearic 32-35)
"Kim emanete (devlet malına) hıyanet ederse, kıyamet günü hainlik ettiği şeyin günahı boynuna asılı olarak gelir. Sonra herkes -asla haksızlığa uğratılmaksızın- kazandığı tastamam verilir." (Al-i İmran-161)
"Birbirinize bir emanet bırakırsanız, emanet bırakılan kimse, emaneti sahibine versin." (Bakara 283)
"Ey iman edenler, Allah'a ve Resulü'ne hainlik etmeyin. Sonra bile bile kendi emanetlerinize hainlik etmiş olursunuz." (Enfal-27)
Ayetlerde geçen hıyanet; kendisine duyulan emniyet ve güveni kötüye kullanmak ve verdiği sözleri tutmamak veya yalanlayarak hilekarlıkta bulunmaktır. Hain de hıyanet eden, kendisine olan güveni kötüye kullanan kimsedir. Hz. Peygamber (sav) "Emanete ihanet edenden sana sığınırım. O, ne kötü bir huy ve tabiattır" (Ebu Davud, Nesai: İbni Mace) diye dua ediyor. Ayrıca: "Senin doğru söylediğine inanan ve sözünü tasdik eden bir din kardeşine yalan söylemen, ne kadar büyük bir hıyanettir." (Ebu Davud, Buhari, Ahmed b. Hanbel) buyuruyor.
"Birisi sana bir şey söylerken etrafına bakınırsa o söz emanettir. (Onu başkasına söyleme)" (Ebu Davud-Tirmizi)
"Emaneti muhafaza etmeyenin imanı yoktur. Ahdine vefa etmeyenin dini de zayıftır" (Ahmed-Müsned)
Ebu Hureyre'den mervi hadiste şöyle buyruluyor:
"Sana emanet bırakana emanetini iade et. Sana ihanet edene sen hainlik yapma" (Ebu Davud, Tirmizi)
Yine buyuruyor ki: "Bir mecliste cereyan eden müzakerelerde emanettir. Bir yerde konuşulan sözler başka bir yere ulaştırılınca orada fitne fesada sebep olabilir. Buna binaen bir yerde konuşulan şeyleri başka bir tarafa nakledilemez. Ancak fitne ve fesadı yatıştırmak amacıyla caiz olabilir."
"Münafıklığın alameti üçtür. Biri de emanete hıyanettir." (Buhari, Müslim, Tirmizi)
Emaneti koruma konusunda bize Hz. Peygamber (sav), en güzel örnektir. Zira o, emin-güvenilir kişi olduğu için mümin, kadir, hatta yabancılar bile pek çok eşya ve parasını ona emanet ederlerdi. Hicret esnasında emanetleri sahiplerine vermesi için Hz. Ali'yi kendi yatağına yatırmış ve onun aracılığıyla onları sahiplerine ulaştırmıştır.
Hz. Ömer diyor ki: "Bir kimsenin kıldığı namaza, tuttuğu oruca bakmayınız. Konuştuğunda doğru söylüyor mu, bir şey emanet edildiği zaman emanete riayet ediyor mu, bir şey emanet edildiği zaman emanete riayet ediyor mu, dünyaya meylettiği zaman helal haram gözetiyor mu, ona bakınız." (Beyhaki)
İtimat, güven sağlamak yıllar alır. Evlilik, şirket, fabrika, koalisyon ve ittifaklar güvene dayalıdır. Evin, dairenin, üretimin, devletin sırlarını ifşa etmek, hatta para veya menfaat karşılığı birilerine aktarmak casusluktur, hainliktir. Bu tür hainliklerin ne tür yıkıma sebep olduğunu her gün izlemekteyiz. Onun içindir ki ortaklıklarda, evliliklerde, özellikle personel alımlarında güvenlik soruşturması/araştırması ön plana çıkmaktadır.