Geçtiğimiz hafta gerek küresel piyasalarda gerekse yurt içinde etkili olacak önemli veriler ve Merkez Bankaları faiz kararları arka arkaya açıklandı. ABD Merkez Bankası Fed son faiz kararı toplantısında beklentilere paralel olarak 25 baz puan artış ile politika faizini %4,50'den  %4,75 seviyesine çıkardığını açıkladı. Böylelikle Aralık ayındaki 50 baz puan faiz artışından sonra hız kesen Fed, açıklamada enflasyonun hala uzun vadeli hedeflerine uzak olduğunu vurguladı. ABD tarafında açıklanan son verilerin özellikle Fed faiz kararında önemli bir enflasyon göstergesi olan Çekirdek Kişisel Tüketim Harcamalarının beklentilerin üzerinde gelmesi enflasyona dair iyimser yaklaşımı güçlendirse de düşüş trendine girildiğine dair daha fazla kanıta ihtiyacı olduklarını ifade eden Fed Başkanı Powell'ın açıklamaları piyasalarda şahin görünümlü güvercin olarak karşılık buldu. ABD tarafında faiz kararından sonra piyasalarda takip edilen bir diğer önemli rapor ise ABD Tarım Dışı İstihdam verileri oldu. Yayımlanan verilere göre bölgede tarım dışı istihdam değişimi aylık 185 bin kişi beklentisinin çok üzerinde 517 bin kişi olarak gerçekleşirken işsizlik ise 53 yılın en düşük seviyesine geriledi. Açıklanan rapordan sonra dolar endeksinde hızlı yükseliş ve spot piyasada altının onsunda sert geri çekilmeler gözlendi. Fed faiz kararının desteklediği altın fiyatlarında yükseliş uzun sürmemiş, gevşemeler gözlenmişti. Tepki satışlarının görüldüğü ons altında haftanın son günü istihdam verileri ile birlikte bu baskı sürdü. Geçtiğimiz hafta 1185TL seviyesinde rekor tazeleyen gram altın tarafında da 1125TL'ye varan geri çekilmeler yaşandı. 
Avrupa tarafında ise Avrupa Merkez Bankası (ECB) tarafından açıklanan faiz kararı da piyasaları şaşırtmadı. 50 baz puan artış ile politika faizini %3'e çıkaran Merkez Bankası böylelikle 2008'den bu yana faizi en yüksek seviyeye taşımış oldu. Faiz kararı sonrasında yapmış olduğu açıklamada ECB Başkanı Christine Lagarde enflasyona dair beklentilerini detaylar ile açıkladı. Orta vadeli enflasyon beklentileri %2 seviyesine ulaşana kadar gerekli politika araçlarını kararlılıkla kullanacaklarını ifade eden Lagarde, Şubat ve Mart ayları için de 50 baz puan artışların devam edeceğine dair güçlü sinyaller verdi. Harcamaları ve üretimi azaltan enflasyona rağmen ekonominin beklenenden daha dirençli olduğunu belirten başkan işsizlik oranının hala düşük seviyelerde olduğunu ancak gelecek çeyreklerde bu oranın artabileceğini ekledi. ECB faiz kararı sonrasında Euro'da değer kazanımı özellikle EURUSD paritesinde yükselişe neden olurken bu eğilim ABD Tarım Dışı İstihdam verilerinden sonra tersine dönmüş oldu. 
Geçtiğimiz hafta bir diğer faiz kararı da İngiltere'den geldi. İngiltere Merkez Bankası (BoE) 50 baz puan artışı ile faizi son 14 yılın en yüksek seviyesi %4'e taşımış oldu. Komite tarafından oy çokluğu ile kabul edilen karara dair piyasa beklentileri de böylelikle tutmuş oldu. Enflasyonun muhtemel en yüksek seviyeye çıktığına dair açıklamalardan sonra daha fazla şiddetli faiz artırımlarının devam etmeyeceğine ancak kalıcı enflasyonun daha fazla sıkılaştırma gerektirebileceğine dair vurgu yapıldı. İngiltere'de geçen yıl enflasyon son 40 yılın zirvesi %11'e çıkarken bu yıl yüzde 10,5 seviyesine geriledi. Ancak Merkez Bankası'nın %2 hedefinin neredeyse 5 katı olan enflasyona önlem olarak faiz artışlarının devam ettiğini ve Merkez Bankası'nın baskı altında olduğunu görüyoruz. Yaklaşık %10'luk enflasyondan kaynaklanacak riskleri dizginlemeye çalışan BoE enflasyonu yılsonuna kadar %4 seviyesine kadar düşürmeyi hedefliyor.
Yurt içinde ise bu hafta Ocak ayı enflasyon verileri takip edilirken aynı zamanda BIST100 Endeksinde yaşanan dalgalı hareketler gündemdeydi. Enflasyon yıla beklentilerin üzerinde bir artış ile başladı. Ocak ayında tüketici fiyat endeksi %3,80 beklentisinin epey üstünde %6,65 oranında artış gösterdi. Aylık bazda 9 ayın en yüksek enflasyon artışının gerçekleştiği kaydedildi. Yıllık bazda ise enflasyon %64,27'den %57,68'e geriledi. Bu rakam son 11 ayın en düşük seviyesi olurken yüzde 53,50 beklentilerinin de üstünde kaldı. Ocak ayı itibari ile en yüksek artış aylık ve yıllık bazda sağlık harcamalarında yaşandı. Yapılan açıklamada Hazine ve Maliye Bakanı Nebati, ocak ayı enflasyon rakamlarına ilişkin, "Mevcut veriler, enflasyonda en zorlu dönemi ardımızda bıraktığımızı, önümüzdeki ayların çok daha iyi olacağını işaret etmektedir." dedi. 
Borsa İstanbul tarafında ise önemli bir haber akışı olmamasına ve bilançoların da gelmesine rağmen uzun süreli düşüşlerin gerçekleşmesi merak konusu oldu. Borsa İstanbul'un neden düştüğüne dair özellikle yatırımcılar tarafından yanıt aranan bu dönemde düşüşün temel göstergelerle açıklanamayacağı belirtilirken, siyasi belirsizlik, mevduat getiri oranlarının artması ve hatta geçtiğimiz haftanın son günlerinde konsolosluklar tarafından yapılan olası terör saldırılarının haberleri bile etkili olabileceği düşünülüyor. BIST100 Endeksi sekiz gün art arda negatif kapanış gerçekleştirirken sekizinci gün değer kaybının %5'i geçmesi ile birlikte Şubat ayının ilk işlem gününde saat 17.14 itibari ile devre kesti. Endekste 4479 seviyesi test edildikten sonra yaşanan toparlama ile birlikte geçtiğimiz Cuma haftanın son işlem gününde endeks 4.997 seviyesinden haftalık kapanış gerçekleştirdi. Bu hafta şirketlerin 12 aylık finansal tabloları açıklanmaya devam edecek. Endekste 5000 seviyesi kritik direnç seviyesi olurken psikolojik olarak bu seviye üzerinde gün sonu kapanışların gerçekleşmesi durumunda yükselişler 5100 ve 5250 direnç bölgelerine kadar devam edebilir. Son iki işlem gününde yaşanan yükselişin hız kesmesi bize 5000 seviyesi altında kalıcılığın devamını beraberinde getirebilir. Bu nedenle 4800 seviyesi üzerinde yukarı yönlü beklenti devam ederken bu seviyenin aşağı kırılması aşağı yönlü trend devamı anlamına gelebilir.