Kadın engelli çocuğu ile ilgilenirken bazen evindeki işleri de aksatıyordu. Her şey bir şekilde yoluna koyulurdu. Tezgahta duran bulaşıklar işte bir tek onlara gücü yetmiyordu. Çocuğu bir an olsun ayrılmazken dizinin dibinden o ev işlerini nasıl yoluna koyacaktı.
Telefon çaldı. Çocuğu fizik tedaviye göndermek üzere hazırlayacaktı. Haftanın her günü ikişer saatlik eğitimi vardı çocuğun. Kadında ancak bu süre zarfında işlere vakit ayırabiliyordu. Çocuk servise binip eğitime gidince kadın mutfağa döndü. Mutfaktaki bulaşıklara baktı. Kulpu kırılmasına rağmen atmaya kıyamadığı kupasına baktı düşündü. Kalbi darlandı. Kupa atılabilirdi. Evlatsa ah ah... Oturup tabureye ağladı. O bulaşıkları yıkıyamadı belki ama. Yağmur evinde bahar temizliğine başlamıştı bile...