Peygamberimiz: "Ahde vefa imandandır" buyurmuştur. Mümin olmanın olmasa olmaz şartlarından biriside vefakâr olmak ve yapılanları unutmamaktır.  
Yaşlı bir hanım Peygamberimizi ziyarete gelir.  Kadınların köle gibi alınıp satıldığı, insan yerine konmadığı bir dönemde Peygamberimiz bu yaşlı hanımı ayakta karşılayarak izzet ve ikramda bulunur. Giderken de ona hediyeler vererek kapıya kadar da uğurlar. O yaşlı kadın gittikten sonra Hz. Âişe annemiz 'bu izzet ve ikramda bulunduğun kadın kimdir Ey Allah'ın Resulü' diye sorduğunda ise Peygamberimiz; 'O vefat eden eşim Hatice nin arkadaşı idi, onun sağlığında da gelir giderdi.' Bunun üzerine Hz Âişe: "(Hz Hatice annemizi kastederek) Ya Resulüllah, Allah sana o yaşlı hanımdan daha hayırlısını vermedi mi?" demesi üzerine de, Peygamberimiz:?"Hayır Ya Âişe insanlar beni inkâr ederken o, ikrar edip inandı. Herkes beni yalanlarken o her şeyi ile yanımda durdu. Sen doğrusun, çekinme, hak yolunda devam et dedi. Herkes beni maruz kaldığım yalnızlık içine terk ederken o, sadece sevgisi ile değil, malıyla da destekleyerek bu uğurda maddi varlığını da feda etmekten geri durmadı. Bana her türlü şart içinde sahip çıktı. Üstelik Cenâb-ı Hak bana ondan çocuklar da ihsan etti. Ya Âişe Ahde vefa imandandır" buyurmuştur. 
Birbirine saygılı, birbirini koruyan ve iyi anlayan eşler, dünya nimetlerinin en yükseğine ulaşmışlardır demektir. İnsanlar her şeyden önce eşlerinden destek alırlar. Ona güvenir ve onunla birlikte hayatın güçlüklerine göğüs gererler.?Eşler daha evliliğin başından itibaren mutluluğun sırlarını öğrenmelidirler ki bir ömür boyu mutlu ve huzurlu yaşayabilsinler. Huzurlu bir hayat sürdürebilmek için ailede mutluluğun esasları nelerdir bunlar araştırılmalı ve ona göre hareket edilmelidir? Eşler birbirlerini sevdiklerini söylemekten çekinmemeli ve bunu da hissettirmelidirler.?İnsanlar yaratılışı ve fıtratı gereği bu cümleyi her zaman duymak isterler. Her ne kadar belli bir yaştan sonra bunu söylemek zor olsa da söylenmesinde yararlar vardır. Bir çocuğun "annesine seni çok seviyorum" dediği zaman, annesinin de çocuğuna sevinçten sarılarak "oğlum-kızım ben de seni çok seviyorum" dediğine şahit oluruz.?Bu cümlenin söylenme ve söyleme yaşı yoktur. Eşler birbirlerine karşı sevgi cümlesini söylerken de tutarlı olmalıdırlar. İnsanların her yaşta bir sırdaşa, bir arkadaşa, dosta yani derdini dökecek birilerine ihtiyacı vardır. Eşler birbirinin sırdaşı olmalıdırlar ve? her türlü sıkıntıda birbirinin yanında yer almalıdırlar. Dertlerini sıkıntılarını paylaşmayan bir insanın dertleri sıkıntıları içinde çığ gibi büyür ve en sonunda kişi patlama noktasına gelebilir. Bu patlamanın önüne geçmenin en etkili yolu ise sevinçleri de kederleri de paylaşmaktır. Eşler her sıkıntıyı paylaşmalıdır ancak belli bir sınırı da aşmamalıdırlar. Bazı sırlar vardır ki gizli kalması aile huzuru için daha uygundur. Yani, çoğu insanda mezara kadar gidebilecek sırlar vardır. Eşler olur olmaz her sorunu da eve taşımamalıdırlar. Sürekli can sıkıcı, insanı geren konular konuşulmamalıdır, konuşulduğu zaman ise, hayat çekilmez hale gelebilir. Yanlışta ise hiç ısrar edilmemelidir. İnsanlar olumlu, güzel, sevindirici, mutlu edici olaylar ve durumlar paylaştıklarında da ailede huzur ve mutluluk daha da artar. Bazen hediye almak da gerekir çünkü hediyeleşmek eşleri mutlu eder ve aynı zamanda da Peygamberimizin sünnetlerindendir. Eşler birbirine hediye alırken de mümkün olduğu kadar gelir düzeylerine göre hareket etmeli ve israfa da kaçmamalıdırlar. Hediye alınan eşte hediyenin kalitesine ve fiyatına değil, niyetine bakmalı ve teşekkür etmelidir. Hani meşhur bir atasözümüz var; "Dost beni ansında isterse bir yarım elma olsun" Özellikle eşi çalışan kendisi ev hanımı olan bayanlar, akşam eşleri eve yorgun gelebilir. Gün boyunca çalışan ve yorulan eşine gününün nasıl geçtiğini sorarak sohbet etmeli ve onu dinleyerek yorgunluğunu atmasını sağlamalı ve ona değer verdiğini belli etmelidir. Çünkü insanların dertlerini anlatacak, kendilerini dinleyecek insanlara her zaman ihtiyaçları vardır ve konuşmak insanı rahatlatır. Eşler birbirini dinlemelidirler, dinlerlerken de bütün vücut olarak dinlemelidirler. Zira bu iletişim kurmada çok önemli bir unsurdur. Peygamberimizin yaptığı gibi tüm vücudunu konuştuğu kişiye çevirerek, konuşan kişinin bulunduğu yöne dönerek, ona bakarak, karşı tarafı dinlediğimiz belli edilmelidir. Özellikle eşlerin birlikte çalıştığı ailelerde ise ikisi de eve yorgun geldiğinden birbirlerine yardım etmeli ve gerekiyorsa yemekleri birlikte yapmalıdırlar. İş ortamındaki stres ve yorgunluktan birbirlerini kurtarmalı en azından evde huzurun kaynağını bulup evlerinde mutluluk ortamı oluşturabilmelidirler. Hiçbir iş veya meslek aile mutluluğundan daha önemli değildir. Özellikle çalışmayan ev hanımları, sürekli evde kaldıkları için bunalmış olabilirler. Evde dört duvar arasında kalmak insanı hırçınlaştırabilir. Ailecek belli aralıklarla da olsa piknik, gezi veya yemeğe çıkılmalıdır. Eşler birbirine karşı dürüst olmalı ve yalandan kesinlikle kaçınmalıdırlar. Zira yalan, samimiyeti bitirir. Yalan, ikiyüzlülüktür, aile yuvasında da dostluk ve arkadaşlıkta da güven zedelenmesine neden olur. Peygamberimiz; "Müslüman asla yalan söylemez" buyurmuştur. Ailede yalan karşılıklı güven sarsılmasına neden olur.  
Eşler birbirine karşı samimi, fedakâr ve vefakâr olmalıdırlar.?Fedakârlık, kendisi ve eşinden hiçbir karşılık beklemeden elinden gelen her iyiliği ve güzelliği eşi için istemek ve yerine getirmektir.