Bazan mektuplarımız geliyor. Evden gelen mektupları Pullu yazıyor. Ayrıca Nebahat da yazıyor. Nebahat'ın mektubu ilginç; 
- "Biliyor musun? Dün benim nişanım vardı, ne tesadüf Ömer de nişanlanmış..." 
- "Allah Allah bu ne diyor ya?", diye söyleniyorum kendi kendime…Bunlar birbiri ile nişanlanmadılar mı? 
Bingöl'de öğretmen evinde kalırken, Bitlis'e tayin edilen Ömer, geçerken Bingöl'e uğrayacak diye pencere önünde nöbet tutan, gözleri yollarda kalan Nebahat başka kim ile nişanlanabilir ki diye düşünüyorum… Nebahat mektupta espri yapıp şifreli yazışma yapmış.
Anlıyorum ki, Ömer ile Nebahat nişanlanmış çok seviniyorum. Zaten uzun süredir görüşüp plan yaptıklarını biliyorum.
***
Acemi birliğimiz tatbikat nedeniyle kısa sürüyor. Dört aylık acemi birliği eğitimi iki ayda bitiyor. Dağıtım süreci başlayacak. Doktor bana, Sait'e ve Balıkesirli Uğur diye bir çocuk var, siz gitmeyin burada sıhhiyeci olarak kalın diyor. Gideceğiniz yerler iyi olmayabilir sıkıntı çekersiniz diyor. Biz ise kendi aramızda konuşuyoruz. Sahillerde jandarma karakolları var oralardan birine düşer, deniz kenarında askerlik yaparız diye hayal kuruyoruz. Diğer askerlerin dağıtımları merkezi sistem ile yapılırken biz sıhhiyeciler iki kişi acemi birliğinde kalmayı kabul ettiği için belirlenen 18 il için kendi aramızda kura çekeceğiz. Toplam on sekiz kişiyiz. Doktor bizi ikna edemeyince kuraya bizi de dahil ediyor. İller okunuyor. Hepsi batı ve Karadeniz illeri… Sadece 3/6 jandarma komando taburu Hozat var.
İçleri yazılmış on sekiz ayrı kâğıdı masanın üzerine seren doktor, önce beni çağırıyor, "seç" diyor. İçimde bir his var. Hozat çıkacak sanki, tek istenmeyen yer orası ve yüreğim kuş gibi çarpıyor.
Masanın üzerine serilen kâğıtlardan birisini alıyorum tedirginlikle ve açıyorum. Aman Allahım, 3/6 jandarma komando taburu Hozat yazıyor. Kapatıp masanın üzerine geri atıyorum.
Doktor olmaz diyor. Komutanım ne olur bir kez daha çekeyim. Olmaz diyor doktor. Arkadaşlarına haksızlık olur, onların hakkını yemek ister misin diyor. O kadar ısrar ettim, dinlemezsen olacağı buydu diyor. Beni can evimden vuruyor. Elim ayağım titreyerek dışarı çıkıyorum. İlk çeken ben olup hiç istemediğim yeri seçmiş oldum.
Ertesi gün elimizde dağıtım kâğıtlarımız vedalaşıp toplu halde otobüslerle Ankara'ya yola çıkıyoruz. Ankara'dan sonra herkes kendi memleketine gitmek üzere otobüslerine biniyor. Dağıtım izni için Çorum'a geliyorum.  (DEVAM EDECEK)