Günümüzde gençlerle sağlıklı bir şekilde iletişim kurulamamasının veya uyumsuzlukların olmasının belirli bir takım nedenleri vardır. Bu iletişim sorunlarının başında da ise geçlerle diyalog sağlanmaya çalışılan dilin onların anlayabilecekleri bir şekilde iyi seçilmesidir.
Gelişen teknoloji, hızlı dijitalleşme ve sosyal medyayı kontrolsüzce, etkin biçimde kullanan gençlerin sadece lisanlarının değil, düşünce tarzlarının, anlama biçimlerinin ve kendilerini ifade etme yöntemlerinin de farklılaştığını görmekteyiz. Gençlerle iletişim kurabilme konusunda sadece öğüt ve nasihat içeren ifadelerin etkili bir iletişim kurma konusunda yeterli olmadığı görülmektedir. Bunun içinde iyi bir gözlemde bulunmak ve gereklerini yerine getirmeye çalışmak, en etkili çözüm yollarından birisidir. Olgunluk çağına erişenlerin genç nesiller ile ilgili en çok kullandıkları ifade, şimdi ki gençleri anlamamız mümkün değil. Bu konuda genç nesillerin kullandıkları ifade ise ebeveynlerimiz bizi anlamıyor. Maalesef günümüz de gerçekten de orta yolu bulmak çok zorlaştı. Bugün anne ve babaların en çok yakındıkları konunun başında genç olan çocukları ile sağlıklı bir iletişim kuramadıklarıdır. Aslında onlarla konuşmanın ne kadar zor olduğundan, çocuklarının kendileriyle hiçbir şey paylaşmadıklarından ve kendilerini neredeyse hiç dinlemediklerinden şikâyetçiler.
O halde, ailelerin çocuklarıyla, yetişkinlerin gençler ile sağlıklı bir iletişim kurabilmesi için neler yapılmalıdır? Oturup bunun çözüm yolları aranmalı mıdır? Gençlerle iletişim kurmak, hassas bir çizgide yer alan ancak hepimizin doğru yöntemleri kullanarak başarması gereken bir beceri olarak görmek nasıl mümkün olabilir? Bunu ancak sabırla, azimle, gayretle, onları dinleyerek ve sevgi ile yaklaşarak başarmamız mümkün olabilecektir. Bunu yaparken de öncelikle gençlerin fikirlerini, düşüncelerini, sıkıntılarını dikkatle dinledikten, gözlemledikten sonra yargılamadan, eleştirmeden yapıcı bir dille çözüm yollarını ortaya koymaya ve de uygulamaya çalışmak gerekir. Bir gün Peygamberimiz ashabı ile birlikte Mescidi Haramda bulundukları bir sırada bir genç delikanlı gelerek "Ya Resulüllah! Ben zina yapmak istiyorum."?der. Orada bulunan sahabeler "Sen Allah Resulünün huzurunda nasıl böyle bir saygısızlıkta bulunursun" diye üzerine yürürler. Peygamberimiz ise "Dokunmayın o gence" diyerek genci yanına çağırarak dizinin dibine oturttuktan sonra elini de omuzuna koyarak, "Evladım bak ben şimdi bir takım sorular soracağım, sende cevap vereceksin, birisi annenle bu kötü işi yapmak istese sen razı olur musun?" Genç, "Hayır Ya Resulüllah"?diye cevap verir. Resulüllah: "Peki kız kardeşinle, halanla, teyzen ile" diye tek tek halkayı genişleterek sormaya devam eder ve genç'te hepsine de "hayır" cevabını verir. Sonra, "Bak evladım senin nasıl yakınlarının bu gayri meşru işi yapmalarına gönlün razı değilse bu toplumdaki zina yapmak istediklerinde bu toplumdaki insanların kiminin annesi, kiminin bacısı, kiminin halası kiminin de teyzesi onların yakınlarının bu işi yapmalarına gönülleri razı olur mu" diye sorunca; "Hayır ey Allah'ın Resulü razı olmazlar. Ben yanlış düşündüğümü fark ettim beni affedin" der. Bunun üzerine, Peygamberimiz mübarek elini bu gencin göğsüne koyarak şöyle dua etmiştir: "Allah'ım! Sen bu gencin kalbini temiz kıl. Nâmusu ve şerefini muhafaza eyle ve günahlarını da bağışla" Genç, Resulüllahın huzurundan ayrıldı. Bir daha da günah işlemediği gibi böyle bir kötü düşünceyi de aklından bile geçirmeden yaşadı!?(Müsnet, V,?256-257) Bu olayda ashap gencin üzerine yürüdüğünde, Peygamberimiz de vurun bu terbiyesize dese idi, belki de o genç toplumdan soyutlanacak ve toplumun başına bela olan serseri bir tip olacaktı. Ama Peygamberimiz onu yanına çağırarak oturtmuş, elini omuzuna koyarak, kendisine bir güven ve değer hissi vermiştir. Samimi olarak sorduğu sorularla da onun yapmak istediği fiili, kendi yakınları olan?annesi, kız kardeşi, halası ve teyzesi?açısından düşünmesini tavsiye ederek bir empati kurmak sureti ile yanlışını güzel bir lisan ile fark ettirerek topluma kazandırmıştır. Dinimize göre evlilik Allah (cc) ın emridir ve helaldir. Gayrı meşru ilişkilerde bulunmak ise haram ve yasaktır.
Peygamberleri, en etkili iletişim uzmanı yapan yöntem, insanların düşünceleri yanlış veya ne kadar basit olursa olsun, onları içtenlikle dinleyerek değer vermeleridir. Çünkü karşındakini dinlemek ona değer verdiğini hissettirmektir. İnsanları samimi olarak dinlemek, kalplerin fethedilmesi ve meselelerin büyük oranda çözülmesi demektir. Günümüz de, ailesi tarafından yıkıcı eleştiriye maruz kalmadan, yargılanmadan dinlenilmeyi isteyen büyük bir genç nesil vardır. Siz çocuklarınız ile ilgilenerek samimiyetle dinlemez iseniz, dışarıda veya sanal âlemde onları tuzağa düşürmek için pusuda yatan sayısız sahtekârların ellerine terk etmiş olursunuz. İş güç gailesi yüzünden geleceğimizin teminatı olan çocuklarımızı da ihmal etmeyerek zaman ayıralım ve onları pusuda bekleyenlerin ellerine terk etmeyelim. Çocuklarımıza, gençlere kulak vererek onları dinleyerek, anlamaya çalışarak değer verdiğimizi hissettirmeye çalışmak çok zor değildir. Bu nedenle etkili bir iletişimde öncelikle gençleri samimiyetle dinleyelim. Aksi takdirde kendi ellerimizle kendi çocuklarımızı felakete sürüklemiş oluruz.
Gençler ile iletişim kurabilmede, en etkili yöntemlerden biriside Peygamberâni bir metot olan "dinleme ve değer verme metodunu etkili bir şekilde kullanabilirsek, birçok probleminde kendiliğinden çözüldüğünü görmemiz mümkün olacaktır.