Türk Dil Kurumu'na göre atasözü; Uzun deneme ve gözlemlere dayanılarak söylenmiş ve halka mal olmuş, öğüt verici nitelikte söz, deme, mesel, sav, darbımesel demektir. Her atasözünün arkasında bir hikâye vardır. Uzun lafı etmeden size ne söyleyeceğinizi ya da ne yapacağınızı bir iki cümle ile anlatır atasözleri.
Atasözleri bir toplumun duygu, düşünce, inanç ve kültür yapısını yansıtır. Kim tarafından ve ne zaman söylendiği bilinmediğinden anonimdir. Bu sözler topluma mâl olmuş, toplum tarafından benimsenmiş ve yüzyılların düşünce ve mantık isteminden geçerek günümüze ulaşmış kısa ve özlü sözlerdir. Atasözleri, bir düşünce açıklanırken ya da savunulurken tanık olarak da gösterilirler.
Atasözleri nerede, ne zaman ve kime ne söyleyeceğinize göre de anlatmak istediğiniz konuyu özetlemek anlamında size yardımcı olurlar. Konunun gelişmesine bağlı olarak aynı zamanda çelişkili ama bir o kadar da sözün muhatabına uygun aynı zamanda anlam olarak zıt olan atasözlerimiz de vardır.
Bir atasözü olaya olumlu bakarken diğer atasözü aynı olaya olumsuz olarak bakabilmektedir. Belki de farkına varmadan bu durum sizin psikolojinizi ve bakış açınızı da yansıtıyor. İşimize ve şartlara göre kullanırız bu atasözlerini.
Hem hoş, hem de düşündürücü aynı anlam için söylenen ama birbirine zýt atasözleri örneklerini sizler için derleyerek paylaşmaya gayret ettim.
Kişiyi seviyorsak; "İyi insan lafının üstüne gelir", kişiden hoşlanmıyorsak; "İti an çomağı hazırla", deriz.
İyiliğin gizli yapılmasını doğru bir düşünce olduğunu düşünüyorsak "İyilik yap denize at, balık bilmezse Halik bilir" der ancak iyilik yaptığımız kişiden bir kötülük görmüşsek "İyilikten maraz doğar" deriz.
"Harama el uzatılmaz" derken diğer taraftan "Üzümü ye bağını sorma" deme cesaretini (!) gösteririz.
Birisini ikna ederken "Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır" deriz ama sadece konuşan kişilere de "Lafla peynir gemisi yürümez" demeyi ihmal etmeyiz.
Fazla malın göz çıkarmayacağını daha çok kendi menfaatimiz için söylerken, "Azı karar çoğu zarar", diyerek nasihat etmeyi unutmayız.
"Harama uçkur çözülmez" deyip birilerini uyarırken, "Güzele bakmak sevaptır" deyip kendimize cevaz (!) bulma gayretimiz vardır.
"Düşenin dostu olmaz" deyip karamsar bir hava oluştururken, bir umut ışığı olarak "Dost kara günde belli olur" deriz.
Böylesine onlarca atasözümüz var. İşte anlam olarak birbirini yalanlayan diğer atasözlerimiz:
* "Fazla mal göz çıkarmaz" / "Azıcık aşım kaygısız başım",
* "Mala gelecek cana gelsin" / "Mal canın yongasıdır", * "Ateş olsa cirmi kadar yer yakar" / "Ummadık taş baş yarar",
* "Damlaya damlaya göl olur" / "Taşıma suyla değirmen dönmez",
* "Kervan yolda düzülür" / "Balık baştan kokar",
* "Eğri otur doğru söyle" / "Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar",
* "Acele işe şeytan karışır" / "Sona kalan dona kalır",
* "Öfke baldan tatlıdır" / "Öfke ile kalkan zararla oturur",
* "İnsan kıymetini insan bilir" / "İnsanoğlu çiğ süt emmiş",
* "Eski dost düşman olmaz" / "Güvenme dostuna saman doldurur postuna",
* "Akıl akıldan üstündür" / "Aklın yolu birdir",
* "Acı patlıcanın kırığı çalmaz" / "Yaşın yanında kuru da yanar",
* "Zorla güzellik olmaz / "Zora dağlar dayanmaz",
* "Anasına bak kızını al, kenarına bak bezini al / "Beş parmağın beşi birbirine benzemez",
* " Olmaz olmaz deme, olmaz olmaz" / "İş olacağına varır"
İşimize geldiği gibi olayları kendimize döndürmeyi çok severiz. Gerektiğinde size söz söyleyene karşı yukarıda örneklerini sunduğumuz sözlerle cevap verebilirsiniz. Ama unutmayın ki kullanacağınız söz aynı zamanda sizin kişiliğinizi de ortaya koyacaktır. Dünyaya ne taraftan baktığınıza dair ipuçlarını verecektir.
Benden söylemesi, yukarıda örneklerini verdiğimiz atasözlerini, bundan sonra nerede ve nasıl kullanacağınız artık size bağlı (:).
Sevgide kalın, sevgiyle kalın…