Değerli eğitimci arkadaşlar,
Her sınıfın seviyesi farklıdır. Kimine oyunlaştırarak, kimine konuşarak, kimine de sunuda açıklama yaparak eğitim verilmesi daha faydalı olup amacına ulaşır. Ama maalesef bu noktada bazen anaokuluna, ilkokullara sunuda matbu eğitim vermeye çalışıyoruz. Bu da tam verimli olmuyor. Üç beş dakika sonra çocuklar sıkılıyor, izlemekten, dinlemekten vaz geçiyor. Başlıyor gürültü yapmaya. Bu durum da özellikle kurum dışından gelen ve öğrenci psikolojisini çok iyi bilmeyen eğitimciyi rahatsız ediyor. Öğretmenler, ''Çocuklar sessiz olun, dinleyin, dinleyin'' diye durmadan uyarı yapmak zorunda kalıyor. Bu bağlamda, anaokulu ve ilkokul öğrencileri için farklılıklar yapabiliriz. Bunun adına da ''Eğlen-Öğren-Uygula'' diyelim mi? 
* Deprem Öncesi ve Anı Eğitimi: Önce çocuklara -depremden korkmamaları için- mini birkaç cümle ile giriş (…sizi sadece bilgilendirmeye geldik. Deprem olacak sanmayın. Sakın korkmayın. Gerçi sizde de korkacak göz yok, demi? -evet- Biraz oyun oynayacağız… Eğlenirken öğreneceğiz. ) -bulunması gereken malzemeler hatırlatılır-  yapalım. Sonra sahneye 3-4 tane öğrenci alalım. Onları rastgele korumasız olarak ortaya yatıralım. Çocuklar, şimdi deprem oluyor deyip, üzerlerine plastik oyuncak, kitap, peçete kâğıdı paketi, minder vb. atalım. Akabinde;
''Bakın çocuklar, deprem olurken bilinçsiz bir şekilde korumasız olarak rastgele durursanız, üzerinize florsan lamba, sıvalar, sabitlenmemiş eşyalar düşebilir. Görüyorsunuz, arkadaşlarınızın üzerlerine düştü. Kiminin kolu, kiminin burnu kırıldı. Bunlar bilinçsiz, haydi, bunlara bir ''yuh!'' çekelim. ''Yuh! Yuh!'' (siz geçin yerinize)
Sahneye tekrar üç dört tane daha öğrenci alalım. Bu sefer bilinçli korunmayı göstermek için, masanın kenarına, sandalyenin kenarına (çök-kapan-tutun) veya pencerelerden uzak iç duvar kenarına cenin vaziyetinde -çocuğun anne karnındaki gibi- (varsa baş bölgesine minder, kitap, çanta veya kollarımızla korumaya alarak) korunmalarını sağlayalım. Sonra yine üzerlerine plastik oyuncak, tuvalet kâğıdı rulosu, minder vb. atalım. Korundukları için attıklarımız baş bölgesine zarar vermeden teğet geçsin. Çocuklar bakın, bilinçli korundukları için bu arkadaşlarınıza bir şey olmadı. Haydi, bunlara da bir alkış!  (Bu arada tüm çocuklar havaya girer, gerisi kolay. Sizde geçin yerinize) 
* Deprem Sonrası Tahliye Eğitimi: Sınıf mevcuduna göre ikiye üçe ayırın. Birinci grup sınıf içerisinde rastgele koşsun. Biri iki öğrenci düşsün.  Arada bağıranlar olsun. Mini açıklama yapın. (… Bakın rastgele hareket ettiğiniz için arkadaşlarınız ezilme tehlikesi yaşadı. Gerçek depremde bu tehlike daha da artar…) O halde bu beceriksiz arkadaşlarınıza haydi bir ''Yuh!'' daha çekiyoruz.  (yerinize oturun)
Şimdi ikinci grup sıra olsun. Bir kısmınız başına kitap, minder koysun. Bir kısmınız da kollarıyla başını enseye doğru korumaya alsın. Tahliye komutu ile panik yapmadan sessizce sınıfta iki tur atalım. Arkadaşlarınıza örnek olalım. Daha güzel oldu demi? Kimse zarar görmedi. O halde haydi, bu bilinçli arkadaşlarınıza da kocaman bir alkış tutalım. (sizlerde oturun yerinize) 
Bu arada çocuklara bol bol aferin derken, ''Çocuklar haydi bir alkışta sizleri yetiştiren öğretmenize yapalım. Eğitim verdiğim en güzel sınıflardan bir tanesi'' diye iltifat ederseniz öğretmenlerin katkısı daha farklı olur. Size çay kahve ikram etmeye çalışır.
* Deprem Sonrası Enkaz Altında Kalma Eğitimi: Sahnede masayı ters çevirin. İçine, uyanık -rol yapan- ve sesi çok çıkan bir öğrenci yerleştirin. Üzerine sandalyeler, minderler vs. koyun. Mini enkaz oluşturun. Sınıfta hep aynı kişilere görev vermeyin ki adil olsun. (Bazen eğitimciler hep aynı çocukları çıkarıyor. Diğer çocuklar üzülüyor) Görev taksiminde; bir öğrenciyi polis, bir öğrenciyi jandarma, bir öğrenciyi muhtar, iki öğrenciyi kurtarmacı, üç öğrenciye de enkaz altındakinin annesi babası kardeşi rolü verin. Muhtar kurtarmacılara rehber olsun. ( evi anlatsın, enkaz altındakini tarif etsin) Polis, jandarma güvenliği sağlasın. Enkaza yaklaşmaya çalışan anne baba ve kardeşleri yaklaştırmasın ve -enkaz altı ile iletişim için-  sessiz olmaları uğraşısı versin. Arada iterek uzaklaştırmaya çalışsın, kurtarma ekiplerine yol açsın… Kurtarmacı: 
--Kimse var mı? Sesimi duyuyorsan ses ver.(yüksek sesle) Düdük öttür veya imkanın varsa bir yerlere taş ile vurmaya çalış.
--Sesini duydum (veya düdük öttürür)  enkaz altındayım, çok ağrılarım var.
--Kendini yorma, panik yapma, seni kurtaracağız. Yerini tarif et. Yanında neler var.
--Yanımda buzdolabı var. Çikolatalar var. Çok susadım çok. Su içeyim mi?
--Tamam, anlaşıldı, kantindesin. Kendini yorma. Sordukça cevap ver. Kanaman varsa su içme. Sadece elini suya batır dudağına sür. Yaşama tutun. Uyumamaya çalış.
--Annem, babam yaşıyor mu? Çok korkuyorum.
--Annen, baban yaşıyor. (ölse bile söylenmez) Senin kurtarılmanı bekliyorlar.
Son kısım eğitimin en can alıcı kısmıdır. Tecrübe ile sabittir ki, tüm çocuklar pür dikkat dinlerler. Bu arada, ''Çocuklar, burada öğrendiklerinizi akşam eve gidince anne babanıza mutlaka anlatın. Evde hep beraber tatbikat yapın. Belki onların sizin kadar bilgisi yoktur. Allah korusun, yarın bir deprem olursa onlar da zarar görmesin, kimse anne babasının ölmesini istemez demi -evet- … Söz mü? -Söz!'' 
Bu arada öğretmene; ''Öğretmenim, yarın okula gelince akşam evde anne babanıza anlatıp, beraberce tatbikat yaptınız mı, diye herkese soracaksın demi?'' değil mi deyip, işi sağlama alırsınız. İnanın bu çocukların %90'nı akşam evde anne babasının, tabiri caizse başının etini yer. Anlatır ve uygulamalı tatbikat yaptırır. Netice olarak, on dakika da sıkacak eğitim, bir saate kadar çıkabilir ama kimse sıkılmaz. Hatta bir daha bir daha diye tempo tutarlar. Sonlandırırken, deprem öncesi, anı ve sonrası öğrettiklerimizi bir cümle ile soru cevap şeklinde özetleyip, hatıra fotoğrafı ile sonlandırabiliriz. (yeni çıkacak deprem kitabımdan)
*
TAVSİYE: 50 yılın birikimi olan, muhtevasında 660 adet farklı nükteli nasihatin yer aldığı Mahirane Söylemler ve -hikâyeden şiire sızan- Susamak kitaplarımı mutlaka okumanızı ve evlatlarınıza okutmanızı samimi olarak tavsiye ediyorum. Yukarıdaki telefondan iletişime geçerek, benden imzalı olarak (tanesi 50 TL) veya Osmancık'ta Topçuoğlu Mağazası'ndan temin edebilirsiniz.