İlçe kaymakamlığındaki görevime başlayalı bir iki ay oldu. Bu noktada bir eğitim almadığım için iki parmakla yazıları zor şer daktiloda yazmaya çalışıyorum. Hele birde yanlış yazarsam sil başa dönmek zorunda kalıyorum. 
Bir gün odamda yalnız başıma otururken Kaymakam Bey geldi. ''Mahir Bey, daktilon nasıl?'' dedi. Daktilo yeni gelmiş, ben de onu soruyor sanarak, ''iyi efendim'' dedim. O zaman hizmetliden masadaki klasörünü istedi ve ''Mahir Bey bunu temize geç'' dedi. Hayır, daktilo bilmiyorum diyemedim. Bir klasör yazıyı iki parmakla uğraşa uğraşa yazdım. Meğer o görev ilçe özel idare müdürlüğünün göreviymiş. (Sivil Savunma Memuru yeni geldi, işi yok ona yaptıralım denmiş) Bundan ders aldım, masama iki klasör koydum. Arada bir Kaymakam Bey geldiğinde, ''ne yapıyorsun, işler nasıl?'' dediğinde ''efendim, il müdürlüğünden durmadan plan, program istiyorlar, klasörler masa üstünden inmiyor'' dedim. Bir daha ek görev vermedi. (Meğer benden önceki sivil savunmacı arkadaşa sürekli ek görevler veriliyormuş)
Özeti: Bazen amirin sorduğu soruyu yanlış anlayıp boş bulunabilir insan. Bundan istifade etmek isteyenler çıkıp, parasız işleri üzerinize yıkabilirler. Bunun için uyanık olmak ve bir daha aynı konuma düşmemek gerekir. İş görmek, uyumlu olmak güzeldir ancak saf yerine konmak durumu söz konusu olduğunda birazcık cin fikirli olmakta fayda vardır.
KARBON KÂĞIDINI TERS KOYMUŞUM
İlçede göreve başladım. Ara boşluğunda yazılar birikmiş. Tecrübeli memur Zeki Bey'den daktilo hakkında birkaç bilgi öğrendim. Onunla uğraşa uğraşa bir sayfa yazı yazdım. Yazıyı çıkarırken bir de ne görsem karbon kâğıdını ters takmışım, tüm yazı boşa gitti. Sil baştan yazmak zorunda kalınca çok üzüldüm.
Yazı İşleri Müdürü ''MMM diye bir yazı var seni bekliyor. Askerlik şubesine gitmesi lazımmış'' dedi. Yazıyı aldım odama gittim. Hiçbir şey anlamıyorum. Eski dosyaları karıştırıyorum, dünya kadar planlar, yazılar var ama bana çok yabancı. Soracak kimse de yok. Eyvah dedim, ben nereden buldum böyle bir teşkilatı. Herhalde beceremeyeceğim deyip, elimdeki defteri yere fırlatınca, bir sayfa açıldı. O sayfada MMM (Milli Müdafaa Mükellefiyeti) komisyon kararını gördüm.  Elime tekrar aldım, baktım ki rutin iki sıra yazı. Çok şükür dedim. Hemen, sade tarihini değiştirdim ve komisyon üyelerine imzalattım. Böylece ilkyazımızı başarmanın mutluluğunu yaşadım. Kendime güven geldi.
Özeti: İnsan ilk gördüğü aksaklıkta pes etmemelidir. Her yağmurlu havadan sonra mutlaka güneşli bir hava olur. Emek verip de başarılamayacak hiçbir iş yoktur. Yeter ki öğrenme azmi olsun.
SANA LOJMAN AYARLADIM(!)
İlçe de bir müdür hemşerim, kendisiyle yıllar öncesinden tanışıyoruz. İlçeye tayin olunca bir yerde denk geldi. ''Hemşerim, sana polis lojmanından yer ayarlattım'' dedi. Hâlbuki ilk kaymakamlığa geldiğimde, Kaymakam Bey ''lojman vereyim de rahat et'' demiş ve  lojmanı Kaymakam Bey teklif etmişti. 
Özeti: Bazen insanoğlu, bir işin olduğunu görünce hemen sahiplenir kendince ama öncesinden farklı yerlerden olduğunu biliyorsa, biraz gülünç duruma düşülür alakasız söylenenleri dinleyince. Onun için bu tür davranışlara girilmemelidir.
TAVSİYE: Mahirane Söylemler ve -hikâyeden şiire sızan- Susamak, Depremle Yaşamak ve Kazalar geliyorum Demez kitaplarımı 536 5681141 No'lu telefondan iletişime geçerek, benden imzalı olarak temin edebilirsiniz.