Saray çevresinde bu entrikalardan habersizdi. Ancak hoşnutsuzluklarını tahmin edebiliyordu. Yine de sükûnetini koruyordu. Haricilerle görüşmeler de savaşsız sona ermişti.
Ömer b. Abdülaziz döneminde bu tür iç kavgalara fırsat verilmezdi.
İMPARATOR VE HÜKÜMDARLARI İSLAMA DAVETİ
Ömer b. Abdülaziz, herkesten öğüt dinlerdi. Halifelik görevini yüklenince halkı irşat eden konuşmalar yapıyordu.
Devlet adamlarını Kuran-ı Kerim ve Hadis-i Şerifler çerçevesinde hareket etmeye, hak ve adaletten ayrılmamaya davet ederdi. İslam ümmetini de Allah’ın emrine Resulullah’ın sünnetine uymaya çağırırdı.
Bu bağlamda Resulullah (sav)in izinden giderek komşu devlet başkanlarına mektuplar yazar ve onları islama davet ederdi. Bunların en önemlisi Bizans imparatoru III. Leon’a gönderdiği mektuptur.
Halife Ömer, İmparatordan hem isteğini yerine getirmesini istedi hem de onlara islamı tebliğ etmesi için Abdul’âlâ b. Umra başkanlığında bir heyet gönderdi. İmparator III. Leon, başında tacıyla tahtına oturmuş, sağında ve solunda patrikler ve devlet adamları sıralanmış olarak İslam heyetini kabul etti. Onları dikkatle dinledi, taleplerini öğrendi.
Ömer, Bizans imparatoruna gönderdiği mektubun tesiri ve sonuçlarını görmeden başka devlet başkanlarına da mektup göndermişti. Bunların başında Hint hükümdarlarına gönderdiği mektup gelmektedir. Onlara islamı kabul etmeleri halinde bunun her iki tarafın da yararına olacağını, ülkelerinin yönetimlerini kendilerine bırakacağını anlatmıştı.
Bunun üzerine Hint hükümdarları da Ömer b. Abdülaziz’in yaşayışını araştırdılar. Bunun sonucu olarak önce Ceyşe b. Dâhir Müslüman oldu. Bunu diğer hükümdarlar izledi. İşte bu nedenle Ömer ve sonraki halifeler döneminde
Hindistan’daki devlet başkanlarının çoğu müslümandı. Halifelerden islamı öğretecek hocalar istiyorlardı. Aynı şekilde Maveraünnehir bölgesindeki hükümdarlara da islama davet mektupları göndermişti. Müslüman olanlardan cizye alınmayacağını, kendilerine Müslümanların aldıkları gibi maaş tahsis edileceğini bildirmişti. Bunun üzerine büyük bir kısmı islamı kabul etmişti. Horasan’da islamın yayılışı, böylece hız kazanmıştı.
Gayrimüslimlerin yaşadıkları bölgelerdeki hayat şartların mümkün olduğu kadar kolaylaştırdı. Aralarında İslamlaşmayı yaygınlaştırmaya özel gayret gösterdi. onlara karşı askeri faaliyetleri durdurdu.
Beni Mahzun kabilesi reisi İsmail b. Abdullah b. Ebu Muhacir, dindarlığı ve güzel ahlakıyla tanınıyordu. Onu Ömer b. Abdülaziz zamanında Mağrib’e vali tayin edilmişti. İsmail, İslami yaşayışıyla yerli halkın gönlünü kazanmıştı.
Kuzey Afrika’daki Berberiler’e Halife’nin islama davet mektubunu okudu. Halifenin yaşantısını duyan, valinin samimiyetini gören Mağrip halkının çoğu, bu mektuplarla islama girmişlerdi.
Ömer’in bu politikası sayesinde Kuzey Afrika’da Berberiler ve Maveraünnehir’deki Türkler arasında yoğun bir İslamlaşma faaliyeti gerçekleşmiş oldu.