Bugün bir tembellik yapalım istedik. İmam Gazali'nin "Yöneticilere Altın Öğütler" kitabından alıntılarla yazımızı siz okuyucularımızla paylaşmak istedim. Önemine binaen de paylaşarak katkı sunacağını düşündüm. Tembellik dediysek de kopyala yapıştır yapmadık. Kitabın tamamını okuyarak hikâyeler kısmı hariç diğer bölümlerinin bir özetini çıkardıktan sonra sizinle paylaştığımı belirtmek isterim. Yöneticilerimiz için gerçek manada kılavuz niteliği taşıyan bu kitabı tanıtmamak da olmazdı. Bu kitabı sizler için okuyarak bir anlamda özetledik.
İmam Gazali kitabında der ki;
Ey Sultan! Unutma ki, sen Yüce Yaratıcıya ait bir mahlûksun. Hizmetçin senin mecazen kölen iken, sen Rabbinin gerçek manada kölesisin. Sen hizmetçinden nefsin için ne bekliyorsan; Rabbine karşı öyle davranman gerektiğini kabul et!
Namaz kılmak, oruç tutmak, haccetmek, zekat vermek; içki içmekten, haram yemekten sakınmak gibi, kişi ile Rabbi arasında olan işlerde dikkatli olmalısınız.
İnsanlarla muamelelerinizde daima kendinizi bir vatandaş, diğerinin de sultan olduğunu düşünerek hareket etmelisiniz. Allah (c.c) ile sizin aranızda yapmaya mecbur olduğunuz asıl şey; emirlerine itaat ve yasaklarından sakınmanızdır. Siz güvendiğiniz bir hizmetçinizde neleri ararsınız? O zaman Rabbinize karşı görevlerinizi unutmayınız.
Unutma! Adalet ve insaf, iman ağacının dalları ve meyveleridir. Durum böyle olduğuna göre; kişi için liderlik nimetinden daha büyük nimet yoktur. Onun ömrünün bir saati, başkasının ömrünün tamamı gibi kıymetlidir. Kim ki, bu nimetin kıymetini bilmez, zulüm ve nefsinin nevası ile meşgul olursa; onun Allah'ın (c.c) düşmanları arasında olmasından korkulur.
İbnu Abbas'ın (r.a) anlattığına göre; Resûlullah (s.a.v) bazı günler Kabe'nin kapısındaki halkayı tutar ve etrafındaki Kureyş topluluğuna şöyle seslenirdi: "Ey Kureyş büyükleri! Emriniz altındakilere üç şeyle muamele ediniz: 1- Sizden merhamet istedikleri zaman merhamet ediniz, 2- Hüküm verdiğiniz zaman adaletli olunuz, 3- Söylediklerinizi yapınız
"Kıyamet gününde en şiddetli azaba uğrayacak olanlar, halkın işlerini üstlenen (ve onlara zulüm eden) başkanlardır.
Efendimiz (s.a.v) bir başka hadisinde şöyle buyurmuştur; "Allah (c.c) şu beş kişiye gazap eder:
1-Halkının kendisine itaat etmesine rağmen onlara zulmeden insafsız başkan,
2- Kendisine itaat edilmesine rağmen kuvvetli ve zayıfı bir tutmayan adaletsiz başkan, 3- Ailesine, Allah'a (c.c) itaati emretmeyen, din işlerini öğretmeyen, nereden karınlarını doyurduğunu önemsemeyen aile reisi, 4- Çalıştırdığı işçinin ücretini ödemeyen işveren. 5- Hanımının mehrini ödemeyen koca."
Hz. Ömer (r.a), geceleri bekçilerle beraber dolaşırdı ve şöyle derdi: "Su kenarının yanında unutulan zayıf, çelimsiz bir keçinin hesabının benden sorulacağından korkarım.
" Ey sultan, iyi bak! Hz. Ömer (r.a) nasıl adil ve ihtiyatlı davranıyor? Hiç kimsenin takvada kendisine yetişemeyeceği bu insan nasıl düşünüyor?
Adaletli ve insaflı olmanın yolu, başkanın devamlı âlimlerin görüşlerine başvurması, onların nasihatlerini dinlemeye iştiyaklı olması ve dünyaya aldanmış kötü alimlerden sakınmasıdır. Çünkü kötü âlimler, liderlere övgü yağdırıp onları boş övgü ve vaatlerle aldatırlar. Liderlerin ellerinde bulunan dünya malına kavuşmak için, onları kendilerinden memnun etmek isterler. Bunu elde edebilmek için de hile ve aldatmalara başvururlar. Gerçek âlim o dur ki, başkanın elinde olan maddî imkânlara göz dikmez, vaaz ve uyarmalarında nasihat ve insafı elden bırakmaz.
"Sizin durumunuz, kaynaktan akan pınara, âlimler ise suculara benzer. Suyun kaynağı temiz olursa, sucuların pisliği ona zarar vermez. Suyun kaynağı pis olursa sucuların temizliği de ona fayda vermez."
* Akıl nedir? Doğru konuşmak ve insanları hoşnut etmektir.
* Adalet nedir? Kendi isteğini terk edip gidişatını ve inancını düzeltmektir.
* İnsaf nedir? Davalarda eşit muamele etmektir.
* Zillet nedir? Boş ve sıhhatli zamanlarında hastalanmak ve rızkın azlığından dolayı dövünmektir.
* Hırs nedir? Başkalarının elinde olan şeylere aşırı düşkün olmaktır.
* Emanet nedir? Gerekeni yerine getirmektir.
* Hıyanet nedir? Gücünün yetmesine rağmen gevşek davranmaktır.
Sekiz şey sahibini küçük düşürür:
1- Çağırılmadığı sofraya oturmak,
2- Ev sahibine emirler vermek,
3- Düşmanından ihsan/iyilik beklemek,
4- Kendisini aralarına almayan iki kişinin konuşmasına kulak verip onları dinlemeye çalışmak,
5- Sultanı/devlet başkanını küçük düşürmek,
6- Layık olmadığı yere oturmak,
7- Kendisini dinlemeyenlere konuşmak,
8- Ehil ve layık olmayan kimselerle dostluk yapmak.
Denilmiştir ki: Mazlumların bedduasından sakının. Kendisine yapılan zulme karşı gözyaşlarından başka yardımcısı olmayan kimseden korkun. Mazlumun bedduası ile Allah arasında perde yoktur.
Onun duası makbuldür. Özellikle seher vakitlerinde yapılan dualarla, gecenin sessizliğinde yapılan yakarışlar geri çevrilmez.
"Sizden yaşça büyük olanların çocuğu, yaşça küçük olanların babası, denginiz olanların ise kardeşi olunuz. Her suçluya suçu miktarınca ceza veriniz. Sakın bir suçu yokken, şahsî kininiz ile hiçbir Müslümana tek bir ceza dahi vermeyiniz. Çünkü bu sizi ateşe götürür."
Kısaca sizler için özetini yaptığımız İmam Gazali'nin "Yöneticilere Altın Öğütler" kitabında yönetici kavramından sadece siyasi otorite kast edilmediği de anlaşılmaktadır. Bununla birlikte; bürokratik yöneticilik, toplum yöneticiliği, aile yöneticiliği gibi her yöneticiliği kapsadığına vurgu yapmak istedim.
Önemli ve sorumluluk isteyen, bir o kadar vebali olan yöneticiliği en iyi anlattığını düşündüğüm bir fıkra ile yazımızı sonlandıralım.
İdealist bir öğretmen; görev yaptığı süre içerisinde, öğrencilerden istenen tüm davranışları kazandırdığına, ahlaklı, çalışkan öğrenciler yetiştirdiğine inanmaktadır. Emekli olduktan sonra gönlü rahatmış. Öldükten sonra da kesinlikle cennete giderim diye düşünüyormuş. Hak vaki olmuş ve ölmüş. Hikaye bu ya. Melekler bu öğretmenimizin amel defterini açmışlar ve demişler ki:
-Siz cehenneme gidiyorsunuz.
Öğretmen çok şaşırmış. Bu mümkün değil. Ben öğretmenlik hayatımda hep iyiyi, güzeli ve doğruyu öğrettim. Yetiştirdiğim çocuklar, ülkelerine hep faydalı işler yaptılar. Bunun üzerine melekler tekrar bakmışlar amel defterine ama aynı cevap:
-Siz cehenneme gidiyorsunuz.
Bu mümkün değil, demiş öğretmen şaşkınlık ve korku içerisinde. Melekler demişler ki:
-Öğretmenim; sizin üç ay vekaleten müdürlüğünüz var. :)
Yöneticilik böyle, üzerinize ateşten gömlek aldığınızı sakın ha sakın unutmayın.
Sevgiyle kalın, sevgide kalın…