Afrin'de harekat gerçekleştiriyoruz. Suriye, Irak sınırı boyunca tertibat alıyoruz. Karşımızda tek düşman yok, yedi düvele karşı savaşıyoruz.
Abdülhamit Han demiş ki "Bir harbe giriyoruz. Bu harpte dostumuz yok, müttefikimiz yok. Bir tek Allah'ımız var. Yedi düvele karşı savaşıyoruz. Allah'ın izniyle, devletimizi kimseye teslim etmeyiz. Lakin harpteki kayıplar, istikbalimizi yaralar. Gençlerimizi yitiririz. Yetişmiş subaylarımızı yitiririz. "
Abdülhamit'in zamanında da, diğer harplerde de durum aynı idi. Biz hep yedi düvel ile harp ettik, içimizdeki hainler de bizi içerden vurmaya çalıştılar.
Şu anda Afrin'de, İstiklal harbi vermiyoruz ama İstikbal Harbi veriyoruz. Orta Doğu coğrafyasındaki bu sıkıntıyı alt edebilirsek, geleceğimize kurulmak istenen tuzakları bozmuş olacağız. Bize düşman olanların hayallerini, boşa çıkaracağız. Askerimiz karşısında Amerikan, Fransız, Alman, Çinli, Hollandalı, İngiliz özel kuvvet askerleri de var. YPG militanlarını eğitip, teçhiz edip karşımıza çıkarıyorlar.
Fransız çimento firması betonu üretiyor, Almanlar da yer altı sığınaklarını yapıyorlar. Sözde bunlar müttefiklerimiz. NATO çerçevesinde gerekirse, biz onlar için harbe gireceğiz. NATO'nun en büyük ikinci ordusuyuz. Ama müttefiklerimizin, başta Amerika olmak üzere yaptıkları ortada.
Amerikalı bir general ülkesinde "Türk askerleri, Araplar ve diğer ülke askerlerine benzemiyor. Türkler’de geri gitmek gibi bir davranış yok. Ölesiye savaşıyorlar." diye beyanat veriyor. Hiçbir ülkenin anası evladını, düğüne gider gibi askere göndermez. Ana evladına derki "Sütüm sana helal olmaz, saldırmazsan düşmana." Bu anaları, dünyanın hiçbir milletinde bulamazsınız.
İşte bu manevi kuvvet, bizi biz yapıyor. Bizi güçlü yapıyor. İşte bu sebeple, yedi düvel karşımıza dikiliyor. İçerden ve dışarıdan bizi çökeltmeye çalışıyorlar.
Amerika ve Batılılar, dünyanın en barbar, kan dökücü, sömürgeci ülkeleridir. Barış ve özgürlük getireceğiz, DEAŞ ile savaşacağız diye gittikleri yerlerde, sivil çocuk demeden, insanları öldürmüşlerdir.
Irak'ta bir milyon, Afganistan ve Pakistan'da 300 bin kişi olmak üzere, bir milyon üç yüz bin sivil, Amerika ve batılılar tarafından öldürülmüştür.
1. ve 2. Dünya harbinde ölen insan sayısı, 75 milyondur. Bunların anladıkları, barış ve demokrasi anlayışı bu işte. Bu anlayış, aynen devam etmektedir.
Metotları makyevalist metot, gayeleri emperyalizm. İnsanı makinanın tamamlayıcısı olarak görüyorlar. Bu sebeple, belirledikleri hedefe varmak için, her şeyi yapıyorlar. Her türlü vasıtayı kullanıyorlar. Bu anlayış için, insanların kitle halinde ölümü, aç kalmaları, şehirlerin yıkılması, tabiatın zarar görmesi sorun olmuyor.
Dünyada kamuoyu oluşturma, propaganda vasıtaları ile insanları istedikleri gibi düşündürüyor, kanaat sahibi yapıyorlar.
Amerika, Irak harbi sırasında, denizde yağlara bulaşmış kuşların, sudan çıkmaya çalışması ve bu arada verilen fon müziği ile insanları etkilemiş, insanlar da kuşların bu duruma gelmesine Saddam neden oldu kanaati oluşmuştu. Daha sonra anlaşıldı ki, bu tamamen Amerika'nın senaryosuydu.
Aynı zihniyet, Doğu Guta'da binlerce sivilin ölümüne ses çıkarmazken, Afrin'de siviller öldürülüyor diye Türkiye aleyhine propaganda yapmaya kalkıyor.
Türk asıllı devletlerin, Afrin konusunda ne düşündüğünü merak ediyorum. Azerbaycan dışında, Türk devletlerinden ses yok. Beyanat yok. Türkiye olarak bizim, nasıl kuşatıldığımızın göstergesidir bu. Rusya kardeş devletlere talimat vererek, Türkiye ile ilişkinizi soğuk tutun demiştir. Bu sebeple olacak ki, bu kardeş devletlerden ses çıkmıyor. Bunun altında, bu ülkeler ile bizim dış politikamızın yanlışı var mı bilmiyorum. Ama insan kardeş bildiği ülkeleri, yanında görmek istiyor. Afrika açılımı gibi bir açılım, Türk devletleriyle de kısa sürede olur inşallah.
Afrin ve diğer başarılar, bizim kendi imkanlarımız ile ayakta durabilmemiz, önümüzde duran birçok kapıyı açacaktır. Hamaset bir tarafa, bizde oyunu kurallarına göre oynamak durumundayız. Dış politikada önemli olan, çıkar ilişkileri olduğu için, her açıdan güçlülük sorunları çözecektir.
Allah ordumuza, askerimize, güvenlik güçlerimize güç ve kuvvet versin. İstikbal mücadelesini başarı ile atlatalım.