GÜNCEL

'Yanlış bilgilerle toplumu kutuplaştırmaya kimsenin hakkı yok'

Diyanet Sen Çorum Şube Başkan Yardımcısı Celal Göker, kentte yerel bir gazetede yayınlanan köşe yazısına tepki gösterdi.

Diyanet Sen Çorum Şube Başkan Yardımcısı Celal Göker, kentte yerel bir gazetede yayınlanan köşe yazısına tepki gösterdi.

İsmail Haboğlu tarafından kaleme alınan ‘Allah kişi değildir ki evi olsun Mekke Allah’ın evi değildir’ başlıklı yazıya tepki gösteren Celal Göker, “Çorum gibi dini değerlerimiz konusunda  hassasiyet gösterilmesi gereken bir şehrimizi germeye, yalan yanlış bilgilerle toplumu kutuplaştırmaya kimsenin hakkı yoktur.  Dini değerler üzerinden ayrıştırmalar yapılmasına da, dini değerlerimizin itibarsızlaştırılmasına da asla müsaade etmeyiz. Bu konu da sorumluluk Çorumlular olarak hepimizin görevidir. Bu hassasiyeti göstermeyen kim olursa olsun Diyanet-Sen olarak kanun önünde hesap vermesi için gerekeni yapacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın.” dedi.

Göker, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

Biz Müslümanlar olarak  biliyoruz ki; yüce Allah zamandan ve mekandan münezzehtir. Bu kavramlar yaratılmışlar  içindir. Bizler  Kabe’nin, Mekke’nin, ya da Hacerül Esved taşının maddi yönüne değil manevi olarak Allah katındaki değerinden dolayı  müminler olarak değer veriyoruz.

“Allah’ın evi” terkibinin Arapça karşılığı “Beytullah” olup Kâbe hakkında kullanılan bir ifadedir. “Beyt”ten maksat, Kâbe’dir. “İbrahim ve İsmail’e; ‘Tavaf edenler, kendini ibadete verenler, rükû ve secde edenler için evimi temiz tutun’ diye emretmiştik.” (el-Bakara, 2/125) âyetinde de ev kelimesi Allah’ın zâtına izafe edilmiştir.

Kâbe’ye Beytullah (Allah’ın evi) denilmesi, Allah’a (c.c.) ibadet etmek için yeryüzünde yapılan ilk mâbed olması, insanların hidâyeti ve putperestliğin yıkılıp tevhid inancının yerleşmesi için gönderilmiş olan Hanîf dininin sembolü ve bütün Müslümanların namazlarında yöneldikleri yer olması gibi sebeplere dayanır. Allah, “Şüphesiz, âlemlere bereket ve hidâyet kaynağı olarak insanlar için kurulan ilk ev (mâbed), Mekke’deki (Kâbe) dir.” (Âl-i İmran, 3/96) buyurarak onun şerefini yüceltmiştir. Allah için ibadete mahsus olan tüm camiler ve mescitler için de “Allah’ın evi” terkibi kullanılır. Nitekim bir hadis-i şerifte; “Yeryüzünde Allah’ın evleri; mescitlerdir. Oraya gelene Allah Teâlâ ikramda bulunur.” (Taberânî, el-Mu‘cemü’l-kebîr, 10/161 [10324]) buyrulmaktadır.

Bizler Beytullah yada Allah’ın evi tabirinden Allah’a ibadet edilen başta Kabe olmak üzere bütün camileri mescidleri anlıyoruz. Asla Allah’a isnat edilen bir yer anlamıyoruz.  İsmail Haboğlu galiba siz dinimizin bu konudaki hassasiyetini anlamamışsınız.  Yada anlamak istemiyorsunuz.

Çorum gibi daha önce acı tecrübelerin yaşandığı hassas bir ilimizde dini değerler üzerinden ayrıştırmalar yapmak, dini değerleri itibarsızlaştırmak bu tür provokatif yazılarla insanların hassas noktalarını kaşımak gazetecilik etik ilkeleri ile bağdaşmayan davranışlardır. Çorum’un özel durumu gözetilmeli daha önceki acı tecrübelerden ders çıkarılarak sorumlu gazeteciliğin gereği yerine getirilmelidir. Gazetecinin görevi toplumu kutuplaştırmak, germek, değil ortak değerler üzerinden birlik ve beraberlik ve kardeşlik ruhunu oluşturmaktır. 

Özlemini çektiğiniz batı dünyası gibi olma hayalinize gelince. Emperyalist ve sömürgeci yaklaşımı ile dünyanın başına bela olan ötekileştirmeyi marifet sayan,  demokrasi ve insan hakları söylemiyle girdikleri her yere kan ve göz yaşı götüren batıyı mı örnek alalım,   3 ayda 10 bini çocuk olmak üzere 22 bin masum canın katledilmesi karşısında terör devleti İsrail’i kayıtsız şartsız destekleyen ABD ve batı ülkeleri mi bize örnek olacak.

Bizler batının sömürgeciliğine, ırkçılığına, emperyalizmine değil bilim ve teknoloji alanındaki gelişmelerine talibiz. Ahlaksızlığın, adaletsizliğin, yalnızlaşmanın dibine vuran batılı yaşam tarzı artık Batılı bilim adamları tarafından bile eleştirilirken “Artık aklımızı kullanma vaktimiz geldi” diyerek batılı yaşam tarzını örnek göstermeniz de  abesle iştigaldir.” (Haber Merkezi)