Yeğenim Ankara Üniversitesi Gıda Mühendisliği bölümünde okuyordu. Hocalardan bir tanesi sınıfa yılsonu ödevi olarak sunu hazırlayıp sunmalarını istemiş. Bilmeyenler için sunu hazırlamak ve hazırladığı sunuyu grup karşısında sunmak çok zor gelir.
Ankara'ya gitmiştim. Evde otururken, yeğenimiz bu sunudan bahsederek nasıl yapacağının tedirginliğini yaşıyordu. Dedim, senin ödevini ben yaparım ama sende benim konuşmamın olduğu -deprem ve korunma- videoyu bir güzel dinle. Evde üzerinde defalarca konuşma yap ve aynısını üniversitede sunmaya çalış. Biraz tedirgin -hoca deprem sunusunu kabul etmezse ya- olduğunu görünce 'rahat ol, eminim bu noktalarda onların bilgisi yoktur. Kesinlikle dikkatlerini çeker ve 100 puan alırsın' dedim. Kerhen kabul etti.
80-100 sayfalık ''Deprem ve Korunma Yolları'' konulu sunu hazırladık. Bu sunuyu resimlerle, şiirlerle, videolarla süsledik. Yeğenimde üzerinde bir güzel çalışıp 150-200 kişilik gruba sunmuş. Birkaç gün sonra telefonum çaldı. Baktım arayan yeğenim. Doğrusu bende hocanın ve dinleyicilerin tepkileri ne oldu, diye meraklandım. İşin ilginç tarafı sunuyu sunacağı günün öncesi Ankara'da 5 şiddetinde bir deprem meydana geldi. Telefonda yeğenim ''Dayıcığım, çok mutluyum. Senin yardımcı olduğun sunuyu anlattığın şeklide sundum. Birde bu arada deprem yaşanınca, dinleyicilerin ve hocanın çok hoşuna gitti. Alkışladılar. Bana da 100 puan verdi'' dedi. (2008)
Özeti: İnsan ne yaparsa yapsın yaptığı işe emek vermelidir. Birde en önemsiz gibi görülen konu iyi sunumla en değerli hale getirilebilir. Hele hele tevafukken onunla ilgili sıcağı sıcağına bir olay yaşanırsa yukarıda ifade edildiği gibi 100 puan alınıverir. Bu arada alkışlarda cabası olur.
BIRAK AĞLASIN
Acil numaraların meşgul edilmemesi ve doğru kullanımı ile ilgili Çorum merkezde ki tüm okullarda seminer verdim. Bu bağlamda Toprak Sanayi Okulu'nda 3. Sınıf öğrencilerine seminer veriyorum. Seminerde çocukların anlayacağı dille polisi, itfaiyeyi boş yere arayanların bilmeden kaç kişiyi yaraladığını, öldürdüğünü anlattım. Öğrencilerden bir tanesi 155 Polis İmdat numarasını sürekli arayıp meşgul ediyormuş. Benim anlattıklarımdan çok etkilenmiş -ya bende birilerinin ölümüne sebep olduysam diye kendini suçlamış- teneffüste hüngür hüngür ağlamaya başlamış. Ders öğretmeni yanıma geldi ''Mahir Hocam, bir öğrenci sizin anlattıklarınızdan çok etkilenmiş dışarıda ağlıyor. Ne yapacağım?'' dedi. Bende ''Bırak hocam ağlasın. Bazen anlamanın yolu ağlamaktan geçer ve bir daha aynı hataları yapmaz'' dedim. (2007)
Özeti: Acil numaraların doğru kullanımı ve meşgul edilmemesi çok önemlidir. Bu tür eğitimler oyunlaştırarak çocukların anlayacağı dille -öğren-eğlen-uygula- anlatılmalıdır. Bizde maalesef bu noktada eksiklikler var. Ayrıca beni üzen, il bazında bu çalışmayı gönüllü olarak yapan -örnek olsun diye faaliyetler sürekli basında da yer aldı- bir uzman olarak bir tane yetkili emeğinize sağlık -önemli de değil- diyemedi. Önemli olan minik yüreklere dokunabilmek ve bir can kurtulmasına vesile olabilmektir. (2007)
TAVSİYE: 50 yılın birikimi olan, muhtevasında 660 adet farklı nükteli nasihatin yer aldığı Mahirane Söylemler ve -hikâyeden şiire sızan- Susamak, Depremle Yaşamak ve Kazalar geliyorum Demez kitaplarımı mutlaka okumanızı ve evlatlarınıza okutmanızı samimi olarak tavsiye ediyorum. 536 5681141 No.lu telefondan iletişime geçerek, benden imzalı olarak temin edebilirsiniz.