Tikler, belirli kas gruplarında meydana gelen, kendiliğinden ortaya çıkan, yinelenen, her zaman aynı şekilde beliren, ritmik olmayan hareket ya da ses olarak görülen istem dışı hareketlerdir. Doğuştan gelmektedir ve strese bağlı olarak gelişen kas gerginliğini hissedebilme olarak da tanımlanabilir. Eklem çıtırdatma, parmak şıkırdatma, göz kırpma ve başka şekillerde de görülmesi mümkündür. Bu tür takıntılı sayılan davranışlar önceden düşünmeden birdenbire yapılır. Zaman ilerledikçe de davranış olarak yerleşir ve gerginlik, boş anlar gibi durumlarda daha sık ortaya çıkar.
Tiklerin Görülme Çeşitleri
Gelip Geçici Tik: En az dört hafta boyunca görülür ancak bir yıldan kısa sürede kendiliğinden kaybolur. Her gün gözlenebilir, artma ve azalma gösteren basit tiklerdir. Motor tiklere oranla daha az görülür. Oluşmasında daha çok çevresel faktörler ve stres etkilidir.
Kronik Motor ya Ses Tiki: Bir yıldan uzun süren tiklerdir. Tiklerin görülmediği süre üç aydan daha azdır. Ses tikleriyle motor tiklerini birbirinden ayıran özellik ses tiklerinin duyulmasıdır. Burun çekme, boğaz temizleme örneği verilebilir. Motor tiklerinin ise göz kırpma, el şaklatma gibi örnekleri vardır.
Tourette Bozukluğu: Zaman içinde artma ya da azalma gösteren tiklerdir. Sendrom çok fazla motor ve ses tikinin bir arada görülmesini içerir. Tikler sayılamayacak kadar fazladır. Başlama yaşı 7-10 arası olarak bilinmektedir.
Tiklerin Özellikleri
* 3-4 yaşından önce rastlanmaz.
* Genellikle erkek çocuklarında daha sık görülür.
* Sosyal ve ekonomik durumdan bağımsızdır.
* Tiklere sıkça dikkat ve öğrenme sorunları eşlik etmektedir.
* Karşı konulamaz bir davranış olsa da çocuk başka bir etkinliğe yönlendirildiğinde tikte azalmalar görülür.
* Aile bireylerinde tik bozukluğu varsa çocuklarda da görülme ihtimali vardır.
* Sıklığı ve şiddeti değişir. Yorgunlukta ya da streste artış göstermesi mümkündür.
* Uyku esnasında görülmez.
* Kişinin benlik saygısında düşmeye, aile ve sosyal yaşamda sorunlar yaşamasına yol açabilmektedir.
Tiklerin Görülme Nedenleri
* Genetik yatkınlıklar
* Aile veya çevre içinde stres faktörü içeren olaylar
* Çocuğun davranışlarının sürekli eleştirilmesi
* Çocuktan yetenekleri üzerinde performans beklenmesi
* Kardeş kıskançlığı
* Okulda aşırı baskı ya da zorbalığın olması
* Çocuğun dikkati tik bozukluğuna çekilip uyarıldıkça sorunun boyutunun artması görülür.
Tiklerle Mücadele Eden Çocuğun Ebeveynlerine Öneriler
* Tiklerle mücadele edebilmek için öncelikli olarak bir tıp doktoruna başvurmak ve tanı almak gerekmektedir. Önerilerin yanı sıra çocuğa tıp doktoru tarafından yazılmış bir ilaç varsa tedavinin takibinin yapılmasının önemli olduğu bilinmelidir.
* Çocuk 3-4 yaşına kadar davranışını devam ettiriyorsa anne-baba tarafından görmemezlikten gelinebilir. Ancak ilerleyen yaşlarda davranışlarda ısrar varsa alışkanlık olduğu düşünülmeden gereken müdahalelerin uygulaması için mutlaka profesyonel destek alınmalıdır.
* Ev ortamındaki çatışma ve gerginlikleri mümkün olduğu kadar azaltarak çocuğun kendini güvende hissetmesi sağlanmalıdır.
* Korku ve gerginlik karşısında tiklerin görülme sıklığı artacağı için tiklerle ilgili sert tepki gösterilmemelidir.
* Çocuğu sürekli tiklerini tekrar etmemesi konusunda uyarmak onu duygusal ve fiziksel yük altına sokmaktadır. Üstelik tiklerin sıklığını artırarak yeni tiklere de yol açmaktadır. Bu konudaki tepkilerde oldukça hassas olmak önemlidir.
* Tiklerin ne olduğu anne baba tarafından tam olarak öğrenilmelidir. Çocuğun da öğrenmesine yardımcı olunmalıdır. Çocuk yaşadığı tiklerle ilgili ne kadar bilgili olursa o kadar tikleriyle başa çıkmada güçlü hisseder. Anne babaların da tikler konusundaki bilgisi çocuğa destek olmasında faydalı olacaktır.
* Çocuk tikleri sebebiyle arkadaş ilişkilerinde zorlanabilir. Sosyal beceri eksiklerinin giderilmesi için çocuğun çok küçük yaşlardan itibaren farklı sosyal çevrelere sokulması önemlidir.
* Çocuk tikleri sebebiyle akran zorbalığına ve alay edilmeye maruz kalabilir. Bütün çocuklar evde ve okulda güvenli ve tehdit olmayan bir çevreyi hak eder. Tik bozukluğu olan bir çocuğun alay konusu olmaması ve akran zorbalığına maruz kalmaması için öğretmenlerinin aktif bir rol oynaması gerekir. Bu noktada da anne-baba ve öğretmen arasında güçlü bir iş birliğine ihtiyaç duyulmaktadır.
* En önemli öneri ise sevgidir. Çocuğa sevildiğini hissettirmek olumlu bir benlik algısı ve kendine güven duygusunu geliştirmek sorunun çözümünde en temel öneridir.