Hakimiyet Gazetesi Spor Yönetmeni Halil Öztürk, Ahlatcı Çorum FK'nın Bandırmaspor deplasmanında aldığı beraberlik sonucu sosyal medya hesaplarında gerek oyunculara gerekse teknik direktör Serkan Özbalta'ya ağır ithamlarda bulunanlarla ilgili "El İnsaf" başlıklı yazı kaleme aldı.
İşte Halil Öztürk'ün o yazısı:
"Gerçekten el insaf. Sezonun ilk üç haftasının ardından sosyal medyada geldiğimiz nokta için bu cümle inanın az geliyor.
Çorum FK ligde üç maçta iki puan aldı ve futbol olarak mennun etmiyor. Zaten memnun etse puan sıralamasında bulunduğu yerde olmazdı. Futbolu oyunu eleştirmek çok ayrı bir şey, kişisel olarak kişilikle karakterle ve hatta ihanetle suçlamak ise çok farklı bir şey.
Çok kötü bir Ümraniyespor maçı oynadık sonuç ortada. Karagümrük karşısında iyi bir ilk yarı kötü bir ikinci yarı başlangıcı ve sonuçta beraberlik. Bandırmaspor maçında da geçen sezon kadar olmasada iyi bir ilk yarı yine kötü bir ikinci yarı. Burda hepimiz hemfikiriz sanırım.
Bunları yazmak ayrı bireysel olarak hakaret etmek çok farklı bir şey. Kırmızı Siyah formayı seven ona gönül veren kimse okuduklarımı yazacağına inanmıyorum yada inanmak istemiyorum gerçekten.
Geçen sezon tarih yazan teknik adam ve futbolcuları bugün henüz üçüncü hafta sonunda daracağına çıkarmak ve sandalyeye tekme atmak nasıl bir duygu ve düşünce anlamakta zorlanıyorum.
Bandırmaspor ilk iki maçını kazanarak gelmiş moralli bir takım taraftarı önüne çıktı. Biz ise Karagümrük maçının ilk 45 dakikalık bölümündeki oyun umudumuz ile sahaya çıktık. İlk beş dakikanın ardından topun arkasına geçen ve rakibe boş alan bırakmayan oyun taktiğimiz ile pozisyonlar bulan bizdik. Açın maçın özetini izleyin hangi takımın daha fazla gol pozisyonu var. ilk yarıda rakibe verdiğimiz bir tek kontratak pozisyonu dışında kalemize gelemedi rakip. Tabiki bunda rüzgarı arkamıza almamızda etken oldu.
İkinci yarıda ise ev sahibi takım kulübeden yaptığı hamlelerle üstünlüğü ele geçirdi. Buna karşın pozisyonları şişirme kanat topları dışında olmadı. Bunlar bizim artılarımız diye düşünüyorum.
Gelelim yapamadıklarımıza. Orta sahada topa sahip olmakta zorlanıyoruz ve burda çok basit top kayıpları yaşıyoruz. Atakan’ın formsuzluğu Mehdi’nin henüz beklenen performansı gösterememesi ve kaptan Ferhat’ın son bölümlerde oyundan düşmesi en büyük handikapımız. Eleştiri yapacaksak eğer Geraldo ve Eren’in ikisinin birden son bölümde oyundan çıkmasını bende anlamadım.
Geçen sezon Play-Off oynayan takımın kalesini koruyan Hasan Hüseyin’in iyi başlamadığı kesin. Karagümrük maçındaki hatalı çıkışları, Bandırma’daki hataları gerçekten Allah’tan canımızı yakmadı. Ancak her zaman böyle şanslı olamayız. Kaleciliğine ve kişiliğine güvendiğim Hasan Hüseyin’in kendini toparlaması gerekiyor.
Saha içinde belki yazılacak şeyler çok ama asıl sorunun merkezine yani saha dışına bakmak daha önemli. Çünkü asıl sorun orda. Kulüp Başkanı genç adam gecesini gündüzüne katarak kaynak bulmak için çalışıyor. Buldukları ortada takımın maliyeti belli. Yeni kaynak bulamazsa kulübü borçlandırmayacağını geleceği ipotek altına almayacağını her seferinde söylüyor.
Şehirden destek veren firmalar ortada. Bütçenin % 70’lik bölümü il dışından, kalan kısmı Çorum’dan geliyor. İki hafta önce Vali Zülkif Dağlı’nın girişimleri ile destek amaçlı bir program organize edildi. Günü, yeri ve saati açıklandı. Peki oldu mu toplantı olmadı. Neden çünkü valinin çağrısına kimse kulak asmayınca valide haklı olarak programı iptal etti.
Serkan Hoca ilk haftadan beri açıklamalarında geç katılan transferlerin henüz hazır olmadığını söylüyor. Onların eksikliğide bu sonuçların alınmasında tabiki büyük etken. Serkan Hoca’da Oğuzhan Başkan’da istemez miydi transferleri ilk günden yapıp kampa tam kadro gitmeyi.
Elindeki bütçeye göre hareket etmek zorunda olunca, sponsor buldukça, transfer yapınca böyle bir sorun ortaya çıkıyor. Bekara karı boşamak kolay tabi. Şu gitsin, bu gitsin, hoca gitsin hatta başkan bile gitsin eee transfer yapılsın. Be kardeşim senin şehrin takımına sırtını dönmüş bir başkanın sırtında giden bir kulüp durumuna gelmişse bunu anlamakta zorluk çekiyorsan ne deyim ben sana.
1. Lig’de bir takım düşünün Cumartesi sabahı yola çıktı. Ben bu yazıyı yazdığımda öğlen saatlerinde hala tesise girememişti. Bir deplasman maliyetinin artık milyon lirayı bulduğu bu dönemde işin ne kadar zor olduğunu anlamak gerekiyor. Dün bir taraftarımız yazmış iki çocuklu bir aileyi geçindirmekte zorlanıyoruz. Koskoca bir şehrin takımını ve 55-60 kişiyi doyurmak ve ihtiyaçlarını karşılamak ne kadar zor diye. Sadece biraz empati yapalım.
Bu takım toparlayacaktır ancak biraz zaman ve sabır. Eksikler çok ama bunları aşmak imkansız değil. Her insanın formsuz dönemi olabilir şu anda bizim sıkıntımız bu ve bu hafta Sakarya maçını kazanarak milli araya moralli girmek ve bu dönemde gerek transferler, gerekse eksiği olanların tamamlanması ile çok farklı bir takım olacağımıza inanıyorum. Yeterki biz inanalım ve Cumartesi akşamı Sakaryaspor maçında tribünleri dolduralım."