Bu hafta sonu (14.05.2023) önemli bir secim süreci geçireceğiz. Taraflar olanca güçleri ile kendilerini ifade etmeye, yaptıklarını veya yapacaklarını dillendirmeye, vaatlerde bulunmaya devam ediyorlar.
Türkiye'nin kaderi olan ve bekasına sahip çıkmak olan bu secimin, sorumluluk sahipleri için ne demek olduğunu ve ne kadar önemli olduğunu iyi biliriz. Geçmişteki zulümleri bizzat yaşayan ve acı hatıraları dinleyerek büyüyenler bu seçimin önemini iyi bilirler. Âcizane 1992 yılında Ağrı ilimizde görevim tankçı Asteğmen idi ama görevimin nerede ise % 90 ı iç güvenlik bölüğünde terörle mücadele ile geçti. Hiç birimizin can güvenliği yoktu. Terör örgütü PKK birçok yeri kurtarılmış bölge ilan etmişti. Kimlik sorgulamaları yaparak toplu katliamlar yapıyordu. 40 binden fazla insanımız teröre kurban gitmişti. Köylerdeki insanlarımız korkutularak sindirildikleri gibi destursuzca yiyeceklerine de el konuluyordu. Her evde bulunan kız veya erkek gençler zorla alınıyor ve karşı koyanları ise gece içindekiler ile birlikte evleri yakılıyordu. Bizler o acı günleri ve geçmişte yapılan zulümleri unutmuş değiliz. Birileri geçmişteki yaptıklarını unutarak herkese yeşil ışık yakarken, Hadep ile kol, kola yürüdüğünü ve başkan yardımcılarının zehir zem melek açıklamalarından bu milletin haberinin olmadığını zannediyor. Muhalefet yeni savaş aletlerinin üretimini durduracaklarını ve Bayraktarlardan hesap soracaklarını söylüyor. Belli ki birileri terörden nemalanıyor ve bitirilmesini de istemiyor. Ülkemizi bölerek bölgede ikinci bir İsrail devleti kurmaya çalışan PKK Terör örgütü elemanlarının, İHA ve SİHA lar ile imha edilmelerinden rahatsızlık duyanlar var. Teröristler kandile sıkışmış durumda ve kafalarını bile dışarı çıkaramıyorlar. Bilinmelidir ki Devletimiz büyüktür ve hiçbir zaman teröristlere eyvallah etmez. PKK terör örgütünün siyasi uzantısının şartsız bir şekilde birilerine destek vermesi sizce de manidar değilmidir?
ABD ve Avrupa ülkeleri Erdoğan'ı istemiyor neden dersiniz acaba? Onlara göre Erdoğan uslu birisi değil. Otur dedikleri yerde oturmuyor, kalk dedikleri yerden kalkmıyor. Dünya kamuoyunun belirlenmesinde oyun kurucu olarak Türkiye de var diyor. Mazlumların savunucusu benim, Dünya beşten büyük, yanlış yapıyorsunuz, sizler sömürgecisiniz diyor. İsrail Devlet başkanının gözlerinin içine bakarak öldürmeyi iyi bilirsiniz sizler bebek katilisiniz diyor. Erdoğan iyi bir hamle yaparak ABD nin Katar, Fransa'nın Libya gibi birçok yerde ki oyunlarını bozdu. Ülkemizde bile operasyon yapamayan asker ve polisimiz Türkiye'nin güvenliği için Suriye ve Irakta bile teröristleri inlerine tıkarken birçok ülkede de üst kurmuş durumdadır. ABD sürekli olarak Ülkemize çelme takarak tökezletmeye çalışıyor. Yunan adaları ve Trakya sınırına kadar üst kurdu. PKK terör örgütüne tırlar dolusu ağır silahlar verdi. DYP'yi silahlandırarak onlara da üst kurdu ve Türkiye'yi tehdit eden Doğu Akdeniz tasarısını senatoya sundu. ABD nin hesaplarına göre 2025 yılına kadar parçalanacak olan 25 ülkeden biriside Türkiye idi. 2016 yılındaki ABD kontrollü Fetö kalkışması da bu planın parçalarından birisi idi.
Önceki sene Tunç Soyer'in İzmir'in kendi bayrağı ve parasının olması gerektiğini söylemesi de sizlerce bir tesadüf olabilir mi? Yine Henry Kissengerin "Kıyamet savaşı olacak, Orta doğudaki dengeler tamamen değişecek.7 ülke işgal edilerek Büyük İsrail Devleti kurulacak demesi de bir tesadüf müdür? Fetö darbe girişimini organize eden eski Tuğamiral Sinan Sürer'in odasında ele geçirilen dokümanlarda, Ülkemizi iç savaşa sürükleyecek ve bölünmesine neden olacak planların çıkması ve Fetönünde bu kirli oyunun bir parçası olması da bir tesadüf değildi. Türkiye neden bölünüp parçalanmak isteniyor? Çünkü güneydoğu petrol denizi tabir caiz ise her taraftan petrol fışkırıyor. Günümüzde birçok şeyler uzaydan tespit edilebiliyor. Onlar da biliyorlar ki ülkemizi bölüp parçalamadan çökmeleri mümkün değil. Bundan dolayıdır ki bölgede güçlü bir devlet ve otorite istemiyorlar. Bunlardan dolayıdır ki Fetö darbe girişiminden sonra içerdeki ve dışardaki bölme odakları tasfiye edilmiştir. Akabinde ise Ak denize inildi ve Libya ile anlaşılarak savunma kalkanı kuruldu. Yunanistan'daki silahlandırmaya karşı yeni tedbirler alındı. 28 yıldır Ermenistan'ın işgali altındaki Karabağ'ı Azerbaycan mı kurtarmıştır? İhalarla, Sihalarla ve bütün gücü ile Ülkemizin orada olduğunu bütün dünya biliyor.
Kritik günler ve yıllar başladı. Saldırılar da artacaktır. Ülkemiz TSK ve MİT'i temizleyerek milli silahlar ile modernize etti. Şu anda savunmaya hazır halde. Türkiye de iç savaş çıkartarak otorite boşluğu çıkartmanın hayallerini kuranlarda yok değil. ABD ve Bütün Avrupa'ya rağmen, Ayasofya ile önemli bir mesaj verilmiştir. Ülkemiz elhamdülillah her türlü savaş teçhizatını kendisi ürettiği gibi sondaj gemilerine kadar ker şey kendi üretimi ve görevinin başındadır. Türkiye'nin nerelerden nerelere geldiğini ve mazlumların nasıl umutları haline geldiğini göremeyen, üç günlük dünya menfaatleri peşinde koşanlara ise söyleyecek bir sözümüz yoktur. Herkes uyanık olmak ve Türkiye üzerine oynanmak istenen oyunları görmek zorundadır.
28 Şubat döneminde başörtüsü nedeni ile kızlarımızın gözyaşlarının sel olup aktığını ve o zulmü yapanların kimler olduklarını unutmuş değiliz. Bırakınız kamuda çalışanların inançlarının gereği olarak başı kapalı olarak görevlerini ifa etmelerini, ilkokuldaki öğrencilere kadar şu anda serbest. Bu dayatmacılık, taassup ve zulümde neyin nesi idi. 20 yıllık kazanımların neler olduklarını da çok iyi bilenlerdeniz. Hiçbir zamanda nefsi davrananlardan olmadık. Bu gün oy alabilmek için kuzu postuna bürünenleri de çok iyi biliyoruz. Peygamberimiz "Müslüman bir delikten iki defa ısırılmaz" Hiç şüphe yok ki sorumluluk sahibi insanlarımız, Türkiye'miz üzerine oynanan oyunların, kurulmak istenen tuzakların farkındadırlar ve gereklerini de yapacaklardır.