SAĞLIK

Sessiz tehdit: Prostat kanseri

Çorum Özel Hastanesi Üroloji Uzmanı Opr. Dr. Ahad Safaraliyev, yaptığı açıklamada prostat kanseri hastalığı, tanısı ve tedavisi hakkında bilgiler verdi.

Çorum Özel Hastanesi Üroloji Uzmanı Opr. Dr. Ahad Safaraliyev, yaptığı açıklamada prostat kanseri hastalığı, tanısı ve tedavisi hakkında bilgiler verdi.

Prostat kanserinin, erkeklerde akciğer kanserinden sonra en sık görülen ve kanserden ölüm nedenleri arasında ikinci sırada yer alan bir hastalık olduğunu belirterek açıklamasına başlayan Opr. Dr. Ahad Safaraliyev, “Genellikle yavaş ilerleyen bu hastalık, erken evrelerde belirgin bir semptom vermemesi nedeniyle sessiz bir tehdit olarak kabul edilir. Ancak erken tanı ve etkili tedavi yöntemleriyle kontrol altına alınabilir ve çoğu zaman tamamen iyileştirilebilir” dedi.

PROSTAT KANSERİNDE TEMEL BİLGİLER
Prostatın, erkek üreme sisteminin bir parçası olan ceviz büyüklüğünde bir bez olduğunu ve mesanenin altında, üretra çevresinde yer aldığını belirten Opr. Dr. Ahad Safaraliyev, “Prostat kanseri, bu bezin içindeki kontrolsüz hücre büyümeleriyle başlar. Risk faktörleri arasında ilerleyen yaş, aile öyküsü, Afrikan-Amerikan kökeni, yüksek yağlı diyetler, obezite, sigara kullanımı, hormonal değişiklikler ve bazı genetik mutasyonlar (BRCA1/2 gibi) bulunur. Ayrıca, kronik prostat iltihaplanması ve çevresel toksinlere maruz kalma da risk artırıcı faktörler arasında sayılabilir” ifadelerini kullandı.

Opr. Dr. Ahad Safaraliyev, prostatın tanısı ve tedavi yöntemleri hakkında ise şu bilgileri verdi:

TANI YÖNTEMLERİ
“Prostat kanserinde erken tanı hayati önemlidir. O yüzden 1. ve 2. derece akrabalarında prostat kanseri tanısı olan kişilerin 45, olmayanların ise 50 yaş üzeri yılda 1 kez üroloji doktoru muayenesi önerilir.

PSA (Prostat Spesifik Antijen) Testi: Prostat kanseri taramasında temel taşı oluşturur. PSA düzeylerinin yüksek olması, kanser dahil olmak üzere çeşitli prostat problemlerini işaret edebilir

Dijital Rektal Muayene (DRM): Prostatın boyutunu, şeklini ve sertliğini değerlendirmek için hekim tarafından yapılan fiziksel bir muayenedir.
Görüntüleme Teknikleri: Multiparametrik manyetik rezonans (mpMRI) ve PSMA PET gibi ileri teknoloji yöntemler, prostat kanserinin yerini ve yayılımını hassas bir şekilde gösterebilir.

Prostat Biyopsisi: Kanser tanısını kesinleştirmek için yapılır. Transrektal ultrason eşliğinde alınan doku örnekleri, kanserin varlığını ve agresiflik derecesini değerlendirmek için mikroskop altında incelenir. 

TEDAVİ SEÇENEKLERİ
Prostat kanseri tedavisinde hastalığın evresi, hastanın genel sağlık durumu ve tercihlerine göre bireyselleştirilmiş yaklaşımlar benimsenir.
Cerrahi Tedavi:

Radikal Prostatektomi: Prostat ve çevre dokularının tamamen çıkarıldığı bir cerrahi yöntemdir. Robotik, laparoskopik veya açık cerrahi teknikleriyle uygulanabilir.

Radyoterapi: İnce ayarlanmış radyasyon dozlarıyla kanserli dokunun yok edilmesini amaçlar. Brakiterapi (iç radyoterapi) ve IMRT gibi tekniklerle uygulanabilir.

Medikal Tedavi:
Hormonal Tedavi: Testosteron seviyelerini düşürerek kanser hücrelerini baskılar. Genellikle ileri evre hastalıkta kullanılır.
Kemoterapi: Hormonal tedaviye dirençli ve metastatik hastalık durumlarında devreye girer.

TEDAVİ SONRASI YAŞAM KALİTESİ VE TAKİP
PSA Takibi: Cerrahi veya radyoterapi sonrası PSA düzeyleri yakından izlenir. PSA’daki tekrar yükseliş biyokimyasal nüks olarak kabul edilir ve ek tedavi gerektirir.

Yan Etkilerle Başa Çıkma: Pelvik taban egzersizleri idrar tutamama problemini azaltabilir. Ereksiyon problemleri için ilaç veya penil protez destekleri sağlanabilir.

Psikososyal Destek: Kanserle yaşam ve tedavi sonrası döneme uyum, multidisipliner bir yaklaşımla ele alınmalıdır. Prostat kanseri, erken tanı ve doğru tedaviyle yüksek oranda tedavi edilebilen bir hastalıktır. Bu nedenle, risk altındaki erkeklerin tarama programlarına katılmaları büyük önem taşır. Doktor-hasta işbirliği ve multidisipliner yaklaşımlar, prostat kanseriyle mücadelede başarı şansını artırır.”