Hitit Üniversitesi tarafından düzenlenen ‘Din ve Coğrafya’ konulu sempozyumda konuşan Vali Doç. Dr. Zülkif Dağlı, coğrafyanın asırlar boyunca bilim insanlarının hep gündeminde olduğunu ve coğrafyanın idareciler için de son derece önem arz ettiğini ifade ederek; “Coğrafya bilim insanlarının hep gündeminde olmuştur. Coğrafya olmadan olmaz bunu biliyoruz. Bu aslında bizler için de önemli. Örneğin belediye başkanı buranın coğrafyasını bilmeli ki hizmet üretebilsin. Biz bulunduğumuz, hizmet ettiğimiz ilin ve bölgenin coğrafyasına tam hakim olmalıyız. Bulunduğumuz yerin coğrafyasını bildiğimiz takdirde yönetebiliriz. İklim koşullarını bilmediğimiz takdirde bir gece çizmeleri giyip sel felaketlerine koşmak zorunda kalabiliriz. Bu da nereden çıktı demek durumunda kalırız ama bulunduğumuz şehrin coğrafyasını bilirsek örneğin sel felaketlerine karşı durumumuz nedir, önceden sel felaketleriyle ilgili yaşanmışlıklar nedir bilirsek yönetebiliriz. O yüzden idareciler için de coğrafya son derece önemli. Hizmet verdiğimiz ilin coğrafyasını bilmezsek doğru hizmet etmemiz mümkün olmayabilir.” dedi

Hitit Üniversitesi’nde Din ve Coğrafya Sempozyumu kapsamında “Erken Dönem İslam Kültüründe Coğrafya Algısı (H. I-IV Asırlar)” konulu panel düzenlendi.
Sempozyumda 16 üniversiteden 26 akademisyen ve araştırmacı bildirilerini sunacak.

İlahiyat Fakültesi Konferans Salonu’nda düzenlenen sempozyuma Vali Doç. Dr. Zülkif Dağlı, Belediye Başkanı Halil İbrahim Aşgın, Hitit Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ali Osman Öztürk, İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İsmail Bulut, akademisyenler, öğretim görevlileri ve öğrenciler katıldı.

Sempozyumun açılış konuşmasını yapan Hitit Üniversitesi Temel İslam Bilimleri Bölüm Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Cemil Hakyemez; “Geçmişi bilmek, insanoğlunun en temel meraklarından biridir. ki bu merak, zamanla tarih ilminin doğuşuna yol açmıştır. Tarih ilmi bize, geçmişteki fikir, inanç ve olayların ancak sebep-sonuç ilişkisi içerisinde, zaman ve mekan boyutlarıyla birlikte ele alınarak anlaşılabileceğini öğretmiştir. Fikir ve inançları konu edinen ilahiyat ilimleri de tarihin bir parçası olduğuna göre onların da zaman ve mekan boyutlarıyla birlikte ele alınması bir zorunluluk arzetmektedir. Tarih ilmi Türkiye'de ilahiyat fakültelerinde başlı başına bir bölümün konusu olmakla birlikte, bu müesseselerde diğer alanların tarihini konu edinen dersler de mevcuttur. Bu çerçevede, yüce dinimiz İslam başta olmak üzere dinlerin oluşumunda konulanın tarihine, yani zaman boyutuna bir şekilde temas edilmektedir. Ancak bir o kadar önemli olduğunu düşündüğümüz mekân boyutu ise eksik kalmakta, özellikle inanç ve fikirler coğrafi bir gerçeklik olarak ele alınamamaktadır. Söz konusu kurumlarda coğrafya dersinin olmaması, kanaatimizce bu eksikliğin sebeplerinden biri olsa gerektir. Halbuki her düşüncenin doğduğu, geliştiği ve değişime uğradığı bir coğrafyası vardır ve bunun da genişçe ele alınması gerekmektedir. Tüm sosyal bilimciler gibi bizler de, mekân veya coğrafyasıyla birlikte konu edilmeyen fikir ve inançların yeterince anlaşılamayacağı kanaatindeyiz. Yani bize göre coğrafya vurgusu, fikirlerin gerçekçi bir zemin üzerine oturmasını sağlayan en önemli unsurlardan biridir. Bilimsel çalışmalara konu olan fikir ve inançların coğrafi haritalarının çizilmesinin de onları daha anlaşılır kılacağı muhakkaktır. Dinlerin doğusu, gelişimi ve yayılışında mekân olgusunun önemi hepimizce malumdur. Hac farizasının Kabe'yle birlikte önem kazanması buna açık bir örnektir. Ancak mesele bu kadar basit değildir. İnançların, merkezlerinden ziyade süreç içerisinde yayıldığı coğrafyalarının da incelenmesi, beraberinde mekan sınırlaması gibi sorunları gündeme getirmektedir. Bu husus, din-coğrafya ilişkisinin ne kadar geniş bir boyutta ele alınması gerektiğini gösteren sadece bir örnektir. İşte bu sempozyumu düzenlememizdeki en temel amacımız bu konuları uzmanlar tarafından genişçe müzakere edebilmektir.” ifadelerini kullandı

Öğrencilerin aileleriyle boyadıkları su kabakları sergilendi Öğrencilerin aileleriyle boyadıkları su kabakları sergilendi

Belediye Başkanı Halil İbrahim Aşgın ve Hitit Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ali Osman Öztürk de birer konuşma yaparak sempozyumun düzenlenmesinde emeği geçenlere teşekkür etti.

Açılış konuşmalarının ardından sempozyuma geçildi. 

Sempozyumun açılışında Ondokuz Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fakültesi, Felsefe Ve Din Bilimleri Bölümü, İslam Felsefesi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Burhanettin Tatar, ‘Yorumsal Coğrafya üzerine Felsefi Notlar’ konulu sunum yaptı.

Editör: Çorum Hakimiyet