FATİH BATTAR

Çorum’da 40 yıldır faaliyet gösteren bir otomobil firması sahibi, yıllarca alın teri dökerek kazandığı birikimini imza atmadığı bir senet karşılığında elinden gitmesine isyan etti.

Sahte senet mağduru iş adamı Serdar Görücü, avukatı Emre Renda ile birlikte bir basın toplantısı düzenleyerek başından geçenleri anlattı.

Sahte senet yüzünden iş hayatının bitme noktasına geldiğini anlatan Görücü; “Bizim başımızdan böyle bir olay geçti, başkaları da yanmasın diye kamuoyunda sesimi duyurmaya çalışıyorum.” dedi

Şirketi adına düzenlenen 6 milyon 200 bin liralık senet yüzünden mağduriyet yaşadığını aktaran Görücü, konuyu yargıya taşımaya hazırlanıyor.

Kanuni bir boşluktan dolayı benim gibi yüzlerce insan mağdur oluyor’ diyen Görücü, kendi başına gelen bu tatsız olayın Çorum’da iş yapan diğer firmaların da başına gelebileceğini belirterek kendisinin yılmayacağını, susmayacağını ve bu tarz işleri organize edenler için savcılığa suç duyurusunda bulunacağını söyledi.

Senedin sahte olduğunu kriminal laboratuvardan aldığı teknik uzman mütalaası ile tescillendiğini ifade eden Görücü, “Bu olay başıma geldiğinde durumu şehrimizin saygıdeğer siyasileri ve milletvekilleri ile paylaştım. Bizler ülkesine katma değer kazandıran, istihdam sağlayan insanlarız. 40 yıllık bir firma olarak adıma düzenlenen bir senet yüzünden birikimimiz heba olup gitti ve gidecek. Çok kırgınım ve üzgünüm. Devlet büyüklerimiz bu işe bir el atmalı ve yasalardaki boşluğu kapatmalı. Yoksa çok sayıda kişinin canı yanmaya devam edecek” diye konuştu

Türk adaletine güvendiğini ifade eden Görücü, bu tarz işleri organize edenlerden de mutlaka hesap sorulması gerektiğini sözlerine ekledi.

Avukat Emre Renda ise, bu konuda hukuki bir eksiklik olduğunu ve insanların bu yolla maalesef dolandırılıdığını dile getirerek, şunları söyledi;

 “Bu yolla kişinin tüm mal varlığına el konulabildiğini ve borçlandırılan kişinin tek yapabileceği şeyin ise menfi tespit davası açmak ya da imzaya itiraz yolunu seçmek olduğunu ifade etti. Menfi tespit davasının açılabilmesi veya haczin kaldırılması için yüzde 115 oranında kanunda öngörülen bir teminatın söz konusu olduğunu belirten Emre Renda, “Böyle bir durumla karşılaşan kişiler bu teminatı kısa sürede bularak dava açamamaktadır. İmzaya itiraz noktasında ise yüzde 15 teminat söz konusudur. Ayrıca dava açılsa bile haciz ve yakalama işlemleri de devam etmektedir. Haciz ve yakalamalar devam ederken, mahkeme süreci de yaklaşık 3-4 yıl kadar sürmekte, buna ise borçlandırılan kişiler ekonomik olarak dayanamamaktadır. Böyle olunca kişiler mecburen karşı tarafla anlaşarak senette yazan meblağı ödemek zorunda kalmaktadırlar

Anlaşma yoluna gitme sebebimiz Türkiye'de yargı sisteminin yavaş yürümesi ve mahkemelerin çok uzun sürmesidir. Karşı tarafın avukatı ile görüştüğümüzde, bize 4 milyon liralık bir ödeme yapmamız halinde ihtiyati haciz kararını kaldıracaklarını söyledi. Bizden talep edilen 4 milyon liranın 2 milyon lirasını peşin, kalan 2 milyon liralık bölümünü de vadeli olarak ödememizi istedi. Araçların üzerindeki ihtiyati haciz kararının kaldırılması için bu anlaşmayı kabul etmek zorunda kaldık. Söz konusu ödemeyi yaptığımız zaman icra dairesindeki senedin aslını bize vererek ihtiyati haciz kararını kaldırdılar. Biz bu senedi aldıktan sonra Ankara’daki bir kriminal laboratuvarına gönderdik. Söz konusu senet üzerindeki imzaların müvekkilime ait olmadığı tespit edildi. Bu gelişme üzerine Cumhuriyet Savcılığına başvurarak, resmi evrakta sahtecilik yapmak ve kendilerine verdiğimiz 2 milyon lira tutarındaki çeklere tedbir kararı alınması için talepte bulunacağız. Türk adaletine güvenimiz sonsuzdur. Müvekkilimin daha fazla mağduriyet yaşamaması için elimizden ne geliyorsa yapacağız.”