Otizm, çocuklarda üç yaşından önce görülen özellikle sosyal etkileşimi, sözel iletişimi ve akademik başarıyı etkileyen gelişimsel bir bozukluktur. Otizm bu alanları olumsuz yönde etkilemektedir. Otizmde duyulan, görülen ve hissedilen uyaranlar doğru olarak algılanamaz. En çok sosyal becerilerin gelişiminde geri kalmışlık görülür.
Otizm tüm dünyada yaygın olarak görülen bir gelişim bozukluğudur. Dünyaya gelen her 2500 bebekten 1'i otizmlidir. Otizm bir ırka, sosyal gruba ait değildir, tüm dünyada görülmektedir. Dünya Sağlık Örgütü'nün yayınladığı rapora göre Türkiye'de 30000 kişinin otizmli olduğu belirtilmektedir. Ancak bu sayılar tahmin üzerinedir. Tanılanmamış ya da tanılanmayı bekleyen bireyler de eklendiğinde bu sayının artacağı düşünülmektedir. Cinsiyet açısından bakıldığında ise, otizme erkek çocuklarında kız çocuklarına göre daha fazla rastlanmaktadır. Tanılanmış her 5 otizmli bireyden 4'ü erkektir.
Araştırmalara göre otizm biyolojik kökenlidir. Bebeklerin 30. aylarından itibaren ilk otizm belirtileri görülmeye başlar. Örneğin 6. ayını tamamlayan bir bebeğin annesi tanıması beklenmektedir. Bebek annesini seçemiyorsa, ayırt edemiyorsa akla otizm gelir. Bu durum otizmin temel göstergelerinden sayılmaktadır. Ancak ortaya çıkan belirtilerin tespitinin zor olması nedeniyle tanılama yapılabilmesi için 3 yaş beklenmektedir.
Otizmin özellikleri çok çeşitlidir ve yaşlara göre farklılık göstermektedir. Bir çocuğa otizm tanısı koyabilmek için alanında uzman ekibe ihtiyaç duyulmaktadır. Bu ekip; çocuk nöroloğu, çocuk psikiyatristi, psikolog, dil ve konuşma terapisti ve özel eğitim uzmanından oluşmalıdır.
Otizm Belirtileri Nelerdir?
* Göz kontağı kurulamaz, başkalarının yaptığı işlere ilgisizlik vardır.
* Dil ve iletişim sorunları, vücut dilini kullanmada sınırlılık, hayali oyun kurmama gözlenir.
* Nesnelere, hareketlere, ilgi ve düzene karşı takıntılar görülebilir. Bu takıntıların biri ya da birkaçının aynı anda görülmesi mümkündür.
* Acıya duyarlılık, saldırganlık, öfke nöbetleri, kas gelişiminde tutarsızlık da otizm belirtileri olarak karşımıza çıkmaktadır.
Anne Babalara Öneriler Nelerdir?
Anne- babalar, bu durumun çocuk sahibi olmak istememelerinden, yeterince ilgi gösterememelerinden, evliliklerinde kaynaklanan problemlerinden kaynaklandığını düşünebilirler. Otizm, tüm bu etkenlerden bağımsız biyolojik bir durumdur. Anne-babalar otizmi kabul ederek aynı zamanda da kendilerini suçlamadan işe başlamalıdır.
Otizmle ilgili çalışmalar devam ediyor olsa da henüz otizmi tamamen ortadan kaldırabilecek kanıtlı bir çalışma yoktur. Otizmle ilgili şu an yapılabilecek en önemli şey çocuğun eğitiminin kesintisiz olarak devam ettirilmesidir.
Eğitim sırasında anne-babaların tutarlı ve sabırlı olması gereklidir. Her çocuğun ihtiyaç duyduğu eğitim alanı farklıdır. Bu ihtiyaç farklılığı çocuğun otizmli olmasından bağımsız düşünülmelidir. Eğitimde bir çocuğa uygulanan yöntem bir başka çocukta etkisiz olabilir. Anne-baba olarak endişeye kapılmadan çocuğa destek olan uzmanlarla iş birliği içinde ihtiyaç tespiti yapmak önemlidir.
Anne- babalar durumu kabullendikten sonra çocuğu eğitim için hazırlamalıdır. Buradaki hazırlığın en önemli noktası yine uzmanlarla olan iş birliğidir. Bu iş birliği hem anne-babaya hem eğitimcilere hem de çocuğa fayda sağlar.
Otizmli bir çocukta saldırganlık özellikleri görülebilir. Bu durum kendisine ve başkalarına zarar verecek düzeye geldiğinde çocuğa engel olunmalıdır. Bu davranışlarının engellediğini bir süre sonra fark edecek ve daha bir ilişki kurmaya çabalayacaktır.
Eğitim süreci otizmli bireyler için uzun ve zorlayıcı bir yolculuktur. Otizmli çocukla iletişimin güç olması nedeniyle anne-baba üzerinde bir baskı oluşmaktadır. Tüm bunlar anne- babanın psikolojik iyi oluşunun olumsuz yönde etkilenmesine sebep olmaktadır. Anne-babalar zorlayıcı durumlar karşısında çaresiz hissedebilirler. Yalnızca otizmli çocuk için değil kendileri için de bir uzmandan psikolojik destek almaları önemlidir. Bu destek tüm aile fertleri için iyileştirici olacaktır.
Otizmli çocuklara "özel" bir tutum gerektiği açıktır. Normal gelişim gösteren çocuklara göre iletişim, akademik başarı, dil ve konuşma vb. problemleri bulunmaktadır. Ancak tüm çocuklar kendilerine sevgi gösterildiğini hissetmek isterler. Çocuğu koşulsuz kabul etmek, sevildiğini göstermek onun en önemli iyileştiricisidir. Otizmli bir çocuğa normal davranmak, olması gerektiği gibi bir iletişim kurmak normalin ne olduğunu anlamalarına yardımcı olur.