ÖLÜM VE SONRASI HAZIRLIK - 1 - Mehmet KAPUCU

Hayatın koşuşturmaları arasında çoğumuzun unuttuğu ancak bir gün hepimizin kaçınılmaz olarak karşılaşacağı bir gerçek vardır. İşte bu gerçek ölümdür. Bizi ve bizleri, bekleyen hakikatin adıdır Ölüm.
 Çoğumuzun kendimize bir türlü kondurmadığı, yakıştırmadığı gerçeğin ta kendisi. Hani bir gün "Minarede sala, er kişi niyetine saf saf, namaz ne ala, Böyledir de inanmaz kimse hala, ne tabutu taşıyan, ne de toprağı kazıyan" diye ölüm haberinin edileceği göz ardı edilmemelidir. Çünkü her uyuyan bir kimsenin uyanacağı, her yaşayanın bir gün öleceği, her ölenin, bir zaman gelip diriltileceği ve her diriltilen kimsenin de Allah tarafından hesaba çekileceği mutlaktır. her gece bir ölüm, her sabah bir diriliştir. Gece olur insan uyur. Zaten uyku ölümün kardeşi ve ölmenin provası değil mi, Hatta yirmi dört saatlik hayat içinde gece ölür, sabah olur dirilmez miyiz? Yahutta tohumun toprağa atılışı aslında bir ölüm, günler sonra tekrar topraktan çıkışı bir diriliş değil midir? Elbette diriliştir.
Ölüm kelimesinin anlamı hal değiştirmektir. Beden ve ruhtan meydana gelen insan, bedeniyle değil, gerçek manada ruhuyla insandır. Aslı toprak olan, yani topraktan varolan insan cesedinin akibeti, yine toprak olacağı halde, gerçek manada insanın insanlığını kendisiyle kazandığı ruhu, Allah'u Teala'nın ebedilik fikriyle, ebedi olma fıtratıyla yaratılmıştır. Allah'ın insana verdiği ruh sayesinde melekler insana secde ettirmiş, onu yoktan yarattığı kainatını efendisi ve yeryüzünün halifesi kılmıştır. Göklerde ve yerdeki her şey, güneş, ay, gece gündüz insanın emrine verilmiştir. Dünyada doğum ile ölüm arasında belirli ve sınırlı bir zamandan ibaret olan insanın hayatı, çocukluk, gençlik, yetişkinlik ve yaşlılık dönemlerini kapsar. Bu haliyle insan doğan, yükselen ve batan bir güneş gibidir.
İnsanın ömrü, Allah'ın takdiri ile belirlenmiş, Yaratıcının belirlediği kadar da devam edecektir. Bu durum Kuran'ı Kerim de şu şekilde beyan edilmiştir. "Hiç kimse tayin edilmiş belli bir vadeden önce, Allah'ın izni olmadan ölmez" (Ali İmran.3/145) "Hanginizin davranışça daha iyi olduğunu deneyerek göstermek için ölümü ve hayatı yaratan O'dur. O güçlüdür, çok bağışlayandır" (Mülk 67/2)  " De ki kendinden kaçtığınız, durduğunuz ölüm, muhakkak gelip sizi yakalayacaktır. Sonra akıl ve duyularla idrak edilemeyeni de bilen Allah'a döndürüleceksiniz. O da size yapıp etmiş olduklarınızı bildirecektir" (Cum'a 62/89)  " Göklerde ve yerde varolan her şey yok olup gitmeye mahkumdur. Ama Kudret ve Kerem sahibi olan rabbinin zatı sonsuza dek kalıcıdır" (Rahman 55/ 26-27)  Bu yani, insanın ölümü bir yasadır. Ölüm vakti asla değişmez. Bundan dolayıdır ki konu ile Efendimizin şu uyarılarına kulak vermek gerekir "Ölmeden önce hayatın, ihtiyarlıktan önce gençliğin, meşguliyetten önce boş vaktin kıymetini bilin" (Buhari, Rikak, 3)

Mehmet KAPUCU 
Bayat Müftüsü