İstanbul'un Eyüpsultan ilçesinde okul müdürü olarak görev yapan İbrahim Oktugan’ın bir öğrenci tarafından menfur bir saldırıyla silahla vurularak öldürülmesine ilişkin tüm Türkiye’de eğitim sendikaları eylem başlattı.

Şiddete karşı eylem kararı alan eğitim sendikaları bir günlük iş bıraktı.

Çorum’da Türk Eğitim Sen üyeleri Milli Eğitim Müdürlüğü bahçesinde basın açıklaması yaparak, ‘eğitimde şiddete hayır’ dedi

Öğretmenler adına bir basın açıklaması yapan Türk Eğitim Sen Şube Başkanı Selim Aydın;

“Sendikalarının okullarda öğretmene şiddet, mobbing, taciz, itibarsızlaştırma vakaları ciddi önlemlerin, yasal düzenlemelerin ve esaslı politikaların hayata geçirilememesi nedeniyle maalesef had safhaya ulaşmıştır. Disiplin yönetmeliklerinin yetersizliği,  eğitimcilerin itibarını zedeleyen ve sadece adı değişen öğretmeni şikâyet hatları, öğretmenlik mesleğinin mülakat, torpilli yönetici görevlendirmeleri, rotasyon, performans, şeffaf olmayan ödül ve ceza gibi uygulamalarla rencide edilmesi, hem ekonomik ve sosyal hem de özlük haklarının gasp edilmesi,  eğitimcilerimizi tahkir eden yayın, tutum ve açıklamalar, “eti senin kemiği benim” şeklindeki güven ve teslimiyet anlayışının çok gerilerde kalması tüm bu şiddet olaylarına zemin hazırlamaktadır.” şeklinde konuştu

‘Yoksullukla birlikte şiddet de artıyor’ ‘Yoksullukla birlikte şiddet de artıyor’

 “HER OKULDA GÜVENLİK GÖREVLİSİ OLMALI”

Çoğu okulda güvenlik görevlisinin bulunmadığını vurgulayan Aydın, güvenliğin sadece nöbetçi öğretmenler eliyle sağlanmaya çalışılması ve kamera sisteminin olmamasının şiddet olaylarına zemin hazırladığını dile getirdi.

Her okula güvenlik görevlisi alımı yapılması ve okulların tamamında kamera bulundurulmasının hayati bir zorunluluk olduğunun altını çizen Aydın açıklamasının devamında şu ifadelere yer verdi:

 “MEB’in bu konuda okullara bütçe tahsis etmesi, fedakârlıktan kaçınmaması çok önemlidir. Öte yandan Türk Eğitim-Sen olarak eğitimde şiddetin önlenmesi, etkili ve caydırıcı tedbirler geliştirilmesi, eğitim çalışanlarının güvenli bir ortamda çalışmasının yasal koruma altına alınması amacıyla hem 2019 hem de 2023 yıllarında iki kez kanun teklifi hazırlayarak, milletvekilleri aracılığıyla TBMM’ye ilettiklerini belirten Aydın, “Kanun tekliflerimizde özellikle eğitim çalışanlarına yönelik şiddete asla hoşgörü gösterilmeyeceği, aksine şiddet suçlarının mutlaka cezalandırılacağı düşüncesinin yerleştirilmesi ve kamu sağlığını bozduğu için de ayrıca cezalandırılacağı düşüncesinin oluşturulmasının hükme bağlanmasını istedik. Özel eğitim kurumlarında çalışan eğitim çalışanlarının da, görevleri sırasında veya görevleri dolayısıyla kendilerine karşı işlenen suçlar bakımından kamu görevlisi sayılması, cezaların artırılması ve şikâyete bağlı kalmaksızın fail hakkında kamu davası açılmasını talep ettik. Bu noktada tüm siyasi partilerimiz birlik içinde olarak bu teklife destek vermesi ve teklifimizin yasalaşması en büyük beklentimizdir.

‘Eğitimde Şiddet Yasası’ çıkarılmasının yanı sıra Meclis Araştırma Komisyonu kurulması, Türk Ceza Kanunu’nda eğitim çalışanlarına yönelik şiddetin ayrı bir suç tipi olarak düzenlenmesinin Türk Eğitim-Sen’in öncelikli taleplerindendir.  Türk Eğitim-Sen’in şiddetle mücadelesi sadece kanun tekliflerinden ibaret değildir. Sendikamız 2019 yılında öğretmenlerimiz ve eğitim çalışanlarımız ile birlikte 81 ilden Sayın Cumhurbaşkanı’na 81 mektup gönderdi.  Şiddeti protesto eden iş bırakmayı da içeren sayısız eylem, basın açıklaması ve basın toplantısı yaptık, “Eğitimde Sıfır Şiddet” temasıyla alanlara indik, anketlerimizle, araştırmalarımızla, afişlerimizle, yazılı ve görsel yayınlarımızla şiddet sorununa dikkat çektik. Çankaya Üniversitesi Hukuk Fakültesi Araştırma Görevlisi iken 2019 tarihinde odasında öğrencisi tarafından hunharca katledilen Ceren Damar Şenel’in davasına müdahil olarak katıldık. Ayrıca; Öğretmenlik Meslek Kanunu’nda eğitim çalışanlarına yönelik şiddet ile ilgili yasal düzenlemenin yer alması için de büyük mücadele veriyoruz!

Eğitimde şiddetin önlenmesi için yasal düzenlemenin yer almadığı bir ÖMK’yı hiçbir surette kabul etmiyoruz!  Üstelik bu da yetmez! diyoruz.  Milli Eğitim Bakanlığı mutlaka kamu/özel ayrımı yapmadan eğitimde şiddete yönelik özel bir politika geliştirmesini istiyoruz.”

Okullarda rehberlik birimlerinin daha etkin hale getirilmesi ve rehber öğretmen sayılarının artırılması gerekiyor. Tüm bunların yanı sıra; eğitim çalışanlarına yönelik gerçekleştirilen itibar suikastları son bulmalı, statü kaybı önlenmeli, rehber öğretmen sayısı artırılmalı, siyasiler, sanatçılar, sporcular gibi topluma rol model olan insanların eğitim çalışanları ile birlikte görünürlükleri artırılmalı, yazılı, görsel ve sosyal medya haberlerinde kullanılan “dil”e özen gösterilmeli, eğitimde şiddeti önlemeye yönelik etkin kamu spotları hazırlanmalı, öğrenciler arasında çeteleşme, madde bağımlılığı gibi şiddeti de beraberinde getiren davranışlar için etkili tedbirler geliştirilmelidir. Özellikle okullarımızdaki rehberlik birimlerinin daha etkin hale getirilmesi gerekirken, bu noktada 100 öğrenciye bir rehber öğretmen düşmesi sağlanmalıdır. Rabia Sevilay Durukan, Mehmet Aktaş, Ayhan Kökmen, Ceren Damar Şenel, Necmettin Kuyucu, İbrahim Oktugan ve hayatlarının en verimli döneminde sevdiklerinden, öğrencilerinden koparılan tüm şehit eğitimcileri saygı, rahmet ve özlemle anan Aydın, meslektaşlarına seslenerek, “Eğitim çalışanlarımıza yönelik şiddet aslında geleceğimize sıkılan kurşundur! Bu nedenle geleceğimizin karartılmasına müsaade etmeyeceğiz, şiddete müsamaha göstermeyeceğiz. Türk eğitimcileri olarak şiddetle sonuna kadar mücadele edeceğiz.  Vandallara teslim olamayacak, bu vahşet olaylarının önüne geçilmesi için gerekli tedbirler alınana kadar konuyu gündemde tutmayı ve farkındalık oluşturmayı sürdüreceğiz. Eğitimcilerimizin can güvenliğinin sağlandığı çalışma ortamlarına kavuşması en büyük temennimizdir.  Şuurlu nesiller yetiştirmek biz eğitimcilerin olduğu kadar ailelerin de en önemli görevidir.  Buradan bir kez daha ailelerimize ve tüm topluma çağrıda bulunuyoruz: Öğretmenlere verdiğimiz değer çocuklarımızın geleceğine yönelik verdiğimiz kıymettir. Bu bilinçle hareket etmek milli bir ödevdir.”

Editör: Murat Karasu